Her toplumun kendine has yaşam tarzı vardır… Kendi kabulleri, gelenekleri, örfleri ve yönetim anlayışı vardır…

Toplum nasıl yönetilmek isteniyorsa tercihini o yönde yapar…

Toplum, esnek yönetim anlayışını benimseyip her haliyle “ben otoriter bir yönetim istemiyorum.” belli ederse, toplum talepleri doğrultusunda yönetimler oluşur…

Son on yıldır makamlarda bulunan yöneticilerin çoğu otoriter olmayan yöneticilerden oluşuyor…

Türk gelenek ve göreneklerine uymayan yönetici profili ne yazık ki birçok değişmez denilen geleneğin değişmesine neden oldu…

Mesela bir öğretmenin kıymetinin düşmesine, kamuda sivil itaatsizlik eylemiyle kim kimdir sorusunun cevabının olmamasına, kamu ahlakı diye bir şeyin kalmamasına vb. daha sıralayabileceğimiz nice başlıklar…

Alttan yükselen “imdat” çığlığı nihayet duyuldu ve düğmeye basıldı…

Yeni yönetici modeli geliyor…

Yeni dediğime bakmayın, Türk gelenek ve göreneklerine yani öz yönetim anlayışına dönüş oluyor…

Her insanın değerli olduğu, kimsenin kafasına göre hareket etmediği, “benim bölgem” anlayışının olmadığı, her yerin bir kamu hizmeti olduğu yönetici anlayışı geliyor…

“Hey gidi günler hey eskiden insanın kıymeti vardı.” denilen o değerli günlere geri dönüş oluyor…

Artık her kamu kuruluşu devlet ahlakı ile yönetilecek… Devlet, geleneklerine ve örfüne bağlı kalınarak idare edilecek…

Biliyorum ve tahmin ediyorum mevcutların hoşuna gitmeyecektir ama bu değişim şarttı…

Çünkü eğitim bir ülkenin gelişim yüzüdür… Dünyayı anlamlı bir hale getirmenin yegâne düsturu eğitimdir…

Eğitimle anlam kazanırız… Puslu bir hava eğitimle berraklaşır…

Eğitim, karanlıkları aydınlatan bir ışıktır…

Her birey iyi bir eğitimle karanlıkları aydınlatan bir fener olabilir… Adeta bir ateş böceği gibi bulunduğu ortamı aydınlatır eğitimli insan…

Bu da ancak ve ancak Türk gelenek ve göreneklerine uyan bir yönetim anlayışıyla olur… Ve olacak inşallah…

“Ben” diye bir şey yoktur… Devlet diye bir şey vardır... Tüm idareciler bulunduğu yerleri aydınlatmak için vardır… Devletin menfaatleri için uğraşır ve tüm mücadelesi devleti en iyi şekilde hakkını vererek temsil etmektir.

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN