“Sivil itaatsizlik” eyleminde sivil kıyafeti en çok destekleyenlerdenim… Öğretmenlerin serbest kıyafetle öğrencilerin karşısına çıkması gerektiğini en yüksek sesle dillendirenlerdenim…

Yazdıklarımın tamamını geri alıyorum…

Yanıldım!

Toplum olarak “Serbestlik” sözcüğünü yanlış anlamışız!

Serbestlik deyince sanırım “her şeyi kafama göre yaşarım” anlamında anlamışız… Mesleki kimliğimizi unutup hayal âlemine dalmışız!

“serbest kıyafet” herkesin hayal ettiği gibi giyinme şeklinde algılanmış!

Karşıdaki insan bana ne der, dışarda nasıl algılanırım, öğrencilerin bakışı ne olur gibi sorgulamaların esamesi bile yok!

Yokuş aşağı yuvarlanan bir giyim tarzıyla öğrencilere örnek oluyoruz! Helal olsun bize ve nizami başarımızdan dolayı kendimizi ayakta alkışlıyorum!

Bazı muhteşem insanlar çıkıp “Ey yazar sen ne kadar da gerilerde kalmışsın, taka taka kıyafete mi takıldın” diyebilir…

Evet, onlara hak veririm de… Ya Hamza kardeşim sen de ne âlemsin takıldığın şeylere bak, ne olacak altı üstü bir kıyafet ne olmuş ki deyip içimi de ferah tutabilirim aslında…

Ama öyle değil efendiler öyle görüldüğü gibi değil ve sandığınız gibi hiç değil!

Öyle basite alınacak bir konu değil bu yazdıklarım…

MEB bakanı Yusuf Tekin Bey, okulların düzene girmesini istiyorsa kılık kıyafet nizamını derhal aktive etmesi lazım…

Tepeden aşağıya doğru yuvarlanan bir öğretmen ve öğrenci kitlesi var… Kültürel yıkım yaşanıyor, herkes bunu görüyor ama bana ne diyenlerin yüzünden durdurulamıyor!

Dün başörtüsü için meydanlara çıkıp” sivil itaatsizlik” eylemini başlatan sendikalar yaşanan bu hezeyana sessiz kalmaları işin ayrı bir boyutu…

MEB, kurumsal kimliğini kaybediyor!

Buna dur diyecek tek kişi var... O da Yusuf Tekin beydir… Kendisine çok güveniyorum ve eminim bu güvenim boşa çıkmayacaktır…

Yusuf Bey, örfüne bağlı bir insandır… Gereğini yapacak diye ümit ediyorum…

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN