Numan Kurtulmuş, Dünya genelinde stratejik bir konumda bulunan ve 1.5 milyarlık nüfusa sahip olan İslam dünyasının içindeki durumu acı bir şekilde değerlendirdi. Kurtulmuş, gençlerin sıkça sorduğu sorular arasında Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve insan hakları savunucularının neden sessiz kaldığı sorularını gündeme getirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer İslam ülkelerinin, özellikle Filistin davası gibi ortak meselelerde anlaşma ve uzlaşma yeteneklerini kaybettiğini belirterek, İslam dünyasındaki parçalanmanın İsrail'in ve bölgedeki emperyalist projelerin işine yaradığını ifade etti. İslam ülkelerinin demokratik standartları yüksek rejimler oluşturması gerekliliğine vurgu yaparak, başarı öyküleri yazmanın ve insan haklarına saygının temel sorumluluklar olduğunu söyledi.
Son olarak, Filistin davası ve küresel adalet için insanlığın vicdanını harekete geçirmenin önemine vurgu yaptı. Bu konuda tüm insanlık cephesiyle birlikte hareket etme sorumluluğu olduğunu belirtirken, İsrail'in saldırıları sonucu Filistin'deki acı ve gözyaşlarına işaret ederek, bu görüntüler karşısında insanlık hissine sahip olan herkesin içinin kan ağladığını ifade etti.
