İnsanlarda ahlaki yargılar doğuştan gelen bir özellik midir yoksa iyi ve kötü olmayı sonradan mı öğrenmekteyiz? Şeytani, nahoş ve bencilce davranmayı ailemiz, çevremiz, öğretmenimiz ya da inançlarımız mı öğretmektedir? Bu sorulara bilimsel bir cevap bulmak amacıyla bir çok araştırma yapılmaktadır.

ABD Yale Üniversitesi psikoloğu Karen Wynn, bebeklerin bilişleri konusunda bazı deneyler gerçekleştiriyor. Bu araştırmalar ayrıca makale olarak Nature adlı bir dergide makale olarak yayınlanmış. Bizlerdeki ahlaki davranışların kaynağının doğuştan olup olmadığını öğrenmenin en sağlıklı yolu elbette bebeklik hallerimizdir.   Yapılan deneyler.

Deneylerin aktörü üç ve beş aylık bebekler.

Birinci aşama:

Beş aylık bebeğe üç hayvancıktan oluşan kukla izletiliyor. Beyaz kukla bir kutudan yiyeceği alabilmek için kutunun kapağını açmaya çalışıyor. Sarı giysili kukla ona yardım ederek kapağı açmasına yardım ediyor. Senaryo devem ederken bu kez mavi giysili kukla gelerek kutunun kapağını açmaya çalışan kuklanın kutuyu açmasına engel oluyor.  Ortada iyi ve kötü davranış gösteren iki kukla mevcut.  Daha sonra kuklalar bebeğe gösterilir ve alması istenir. Bebek seçim olarak iyi davranışı gösteren bebeği gösteriyor. Bu deneye katılan bebeklerin %80 inden fazlası iyi davranış gösteren kuklayı tercih ediyorlar.

Sonuç: “İnsan aslında doğuştan faydalı birey olma içgüdüsüyle doğuyor.”

İkinci aşama:

Bebeğe üç kukladan oluşan şov izletiliyor. Ortadaki beyaz kukla elindeki topu yeşil tişörtlü kuklaya atıyor. Yeşil tişörtlü kukla topu geri atacağı terde, topu alıp kaçıyor. İkinci senaryoda az önceki topu çalan kukla kutudaki oyuncağı almak için kutuyu açmaya çalışıyor. Kuklalardan biri yardım ederken diğeri kutuyu açmasını engelliyor. Bakalım bebek hangi kuklayı tercih edecek: Bu kez bebek kutunun açılmasını engelleyen kuklayı seçiyor. Bir nevi cezalandırma eylemi.

Sonuç: “İnsanlar adalet duygusuna doğuştan sahip olarak doğmaktalar”

Ahlakın kaynağının nereden geldiğine dair başka bir deney.

Paul Bloom Yale üniversitesinde Psikoloji profesörü… İnsanların temelden ahlaki bir davranış getirdiklerini, adalet/doğru ve yanlış anlayışımızın biyolojik temelleri var mıdır? Sorusuna yine bebekler üzerindeki yaptığı deneylerle cevap buluyor. Bir başka problem ise; mademki insanlar doğuştan olumlu davranışlarla dünyaya gelmekteler o halde neden büyüdükçe olumsuz düşünceler ve davranışlar artmaktadır? Evrendeki kötülükler nereden gelmektedir?

Deneylerin aktörü beş aylık bebekler.

Birinci aşama:

Bebeğe kraker ya da kahvaltılık gevreklerden hangisini istediği soruluyor. Bebekler kendisi için krakeri seçiyor. Bebeğe yine kukla oyunu izlettiriliyor. Kuklaların da gevrek ve kraker almaları sağlanıyor. Bebeğe krakeri seçenle, gevreği seçen kukla arasında seçim yapması isteniyor. Bebek kendisi gibi krakeri seçen bebeği seçiyor.

            Sonuç:İnsanlar pek çok şeyi kendilerine benzeyenle paylaşma eğilimindedir.” Kritik kavram “önyargılarımız”   

İkinci aşama:

            Yine kukla senaryosu. (Bebekten) Farklı yiyeceği seçmiş olan kukla kutudan oyuncağı almaya çalışıyor. Diğer kuklalardan biri yardım ederken diğeri kutuyu açmasını engelliyor. Sonra bebeğe kuklalar gösteriliyor. Bebek engelleyen kuklayı tercih ediyor. Yapılan deneylerde %87 civarında sonuç aynı oranda neticelenmiştir.  Bebek kendisiyle farklı tercihte bulunan kuklanın cezalandırılmasını istiyor. 

Sonuç: Kendimize benzemeyeni tehdit olarak algılamaktayız. Tehdit olarak algıladığımız şeyler bizim için hayati riskler taşıyabilir. Hayatımıza olası kast edicilerin yok edilmesi, bizim varlığımızın devamı için gereklidir.

İçgüdülerimizin bize ulaştırdığı karanlık taraflar da mevcut. Yani ön yargı devrede. Oysa nefret bize öğretilmemişti. Bazı yönlerden olumlu, bazı yönlerden olumsuz ahlak davranışlarıyla hayata başlıyoruz. Fedakârlık, bencillik, adalet ve bağnazlık; bu karışımı içimizde barındırıyoruz. Kısaca, İnsan gerçekten karmaşık bir tasarım. Bize düşen de doğuştan getirdiğimiz iyi yönleri geliştirmek; karanlık yönlerimizi/önyargılarımızı da tedavi etmek olacaktır. Belki insan olabilmenin hikmeti de burada saklıdır.

Zafer Özer- Maarif Müfettişi