Kamudanhaber- Özel haber Murat Kenan ERDEM Bugün, kamudanhaber sitemizde, “Kılıçdaroğlu, Ak Parti’ye Oy Veren Öğretmenleri Töhmet Altında Bırakırken, Ali Yalçın, Neden Susuyor?” başlıklı bir yazımız yayınlandı. Yazı, sitemizde yayınlandıktan yaklaşık bir saat kadar, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’da Kemal KILIÇDAROĞLU’na cevap verdikten birkaç saat sonra; Ali YALÇIN’ın twiter hesabından bir açıklama geldi. CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU, partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde öğretmenleri hedef almış: "Hala iktidarın peşinde giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın, ben ona öğretmen demem. Öğretmen, iradesini pazarlayan kişi değildir." demişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ise bu sabah partisinin grup toplantısında KILIÇDAROĞLU’na: “…Karşımızda ise hala kendisi gibi düşünmeyen herkese hakareti siyaset sanan tek parti faşizmi artıkları ve onların peşinden gitmeyi kendilerine yedirenler var. CHP'nin başındaki zat 'hala bu iktidarın peşinde giden öğretmen varsa ben ona öğretmem demem' diyerek, faşizmin en sefil örneklerinden birini, hem de Öğretmenler Günü'nde tekrar sergilemiştir. Haddini bil. Bir taraftan 'biz başöğretmenin kurduğu partiyiz' diyeceksin, öbür taraftan kalkıp öğretmenlere saygısızlık yapacaksın. Bay Kemal şunu bil: Biz, 'bana bir harf öğretinin kölesiyim' diyen bir kültürün, medeniyetin mensuplarıyız. Sen öğretmenlerimize saygısızlık yapsan da hakaret etsen de öğretmenler başımızın tacıdır. Yargıcından askerine, polisinden esnafına, işçisinden din görevlilerine kadar kendine tabi olmayan herkese hakaret etmeyi siyaset sanan bu sefil zihniyet, ülkenin utanç kaynağı haline gelmiştir.” sözleriyle cevap vermişti. Biz de kamudanhaber sitesi olarak konuyu; “Kılıçdaroğlu, Ak Parti’ye Oy Veren Öğretmenleri Töhmet Altında Bırakırken, Ali Yalçın, Neden Susuyor?” başlığıyla haberleştirmiştik. Bütün bu gelişmeler olduktan sonra; Ali YALÇIN, twiter hesabından: “İrademize Saygı Duymayan İfade Hakkında Suç Duyurusunda Bulunuyoruz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun öğretmenlerin iradesine saygı duymayan ifadeleri vicdanları yaralamış, tüm öğretmenleri üzmüştür. Öğretmenleri ayrıştıran, kutuplaştırıcı hakareti yargıya taşıyoruz.” açıklamasını yaptı. Ali YALÇIN’ın bu açıklamayı yapmak için bu kadar süre, kamudanhaber’deki yazıyı ve Cumhurbaşkanı’nın tepkisini beklemesi en hafifinden şık kaçmadı. Hakarete maruz kalan öğretmenlerin çoğu kendi sendika üyesi olmasa bile Türkiye’nin en büyük ve yetkili sendikasının başkanı olarak anında tepki vermeliydi. Sağına soluna bakınmamalıydı. Dava açma konusu ise ayrıca değerlendirmeye muhtaç. Parti grup toplantısında TBMM çatısı altında konuşan KILIÇDAROĞLU’nun kürsü dokunulmazlığının bu davaya engel teşkil edecektir diye düşünüyoruz. Bu durumu sendika genel merkezinin de düşünmüş olacağını umuyoruz. Ne diyordu İsmet ÖZEL, “Zor Zamanda Konuşmak” isimli kitabında: “zor olan; herkesin sustuğu ve "beyaz'a kara" dediği baskı zamanlarında konuşmaktır!”, “Her babayiğidin harcı olmayan cesur hareket! Zor Zamanda Konuşmak” diye devam ediyordu.” Bunları yazarken, Ali YALÇIN’ın en zor zaman da 15 Temmuz’da bırakın konuşmayı kelle koltukta meydana çıktığını da buraya ekleyerek bir hakkı teslim edelim… Zor Zamanlar Bitmedi, Sayın Ali YALÇIN… İLGİLİ HABER...