Proje, hayvan denemeleri aşamasına geçtiğinde, yerli ve milli ilacın gerçek dünyada nasıl tepkiler vereceği anlaşılacak. Bu aşama, ilacın etkinliğini ve güvenliğini değerlendirmek adına kritik bir adım olacak.
Rektör Özlenen Özkan'ın Vurgusu: Bilim ve Teknolojiye Uzun Vadeli Odak
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Özlenen Özkan, proje hakkında yaptığı açıklamada, bilim ve teknoloji politikalarının uzun vadeli hedeflere odaklanması gerektiğini vurguladı. Özkan, pandemi gibi beklenmeyen durumlarla karşılaşmadan önce hazırlıkların yapılması gerektiğini belirtti.
Yüksek Destek: Projenin Arkasındaki 10 Milyon Liralık Bütçe
Proje, üniversitenin tarihinde belki de en yüksek destek bedeli olan yaklaşık 10 milyon liralık bir bütçe ile desteklendi. Bu finansal destek, proje ekibine uzun vadeli bilimsel çalışmalarını sürdürme ve gelecekteki sağlık risklerine karşı hazırlıklı olma imkanı sağladı.
Kanser Aşısı ve Daha Fazlası: İlerideki Potansiyel Katkılar
Proje, sadece mevcut salgın hastalıklara karşı değil, aynı zamanda kanser aşıları gibi gelecekteki sağlık risklerine karşı da hazırlıklı olma amacını taşıyor. İlaç geliştirme altyapısının oluşturulması ve insan kaynağının artırılması, ekonomiye önemli bir katkı sağlaması beklenen diğer unsurlar arasında bulunuyor.
Bilim ve Teknolojiyi Teşvik: Rektör Özkan'ın Çalışma Vurgusu
Rektör Özkan, göreve geldiğinden bu yana üniversitenin bilimsel seviyesini yükseltme ve topluma faydalı olma hedefiyle gece gündüz çalıştıklarını belirtti. Bilimsel araştırmalara verilen destek ve çıktı odaklı projelere öncelik verme politikası, üniversitenin bilim ve teknoloji alanındaki rolünü güçlendirmeyi amaçlıyor.
Bilimde Dev Adımlar: Yerli İlaç Projesinin Geleceği
Proje lideri Prof. Dr. Mehmet İnan, proje kapsamında geliştirdikleri ilacın organ naklinde kullanılmasının yanı sıra, otoimmün hastalıkların tedavisinde de önemli bir rol oynayabileceğini belirtti. İlacın 5 yıl gibi bir süreç sonunda kullanıma hazır olması hedefleniyor.
Global Pazarın Yeni Oyuncusu: 30 Milyar Dolarlık İlacın Potansiyeli
İlacın onaylanması durumunda, dünya genelinde 30 milyar dolarlık bir pazarın yeni oyuncusu olabileceği vurgulanıyor. Bu başarı, sadece bilimsel bir kazanım değil, aynı zamanda ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak olan bir ilaç geliştirme altyapısının oluşturulması anlamına geliyor.