Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Hasbihal Yazı Serisi - 1
"Testinin içinde ne varsa dışına o sızar. Her testi içindekini sızdırır." Öğretmenlik yaptığım dönemde sınıfa girdiğimde "Selamünaleyküm" derdim. Öğrencilerim de "Aleykümselam" diye cevap verirdi. Bazen koridorda tesettürlü-açık farketmeksizin kız öğrencilerim bile beni görünce "Selamünaleyküm" derlerdi. Diğer öğretmenlere ise "günaydın." Nasreddin Hoca tabiri ile "günaydın" hava durumu gibidir, "hayırlı sabahlar" ise duadır.
Evet en başarılı branş benim ders idi, anketlerde en sevilen öğretmen ben idim. Öğrencilerimi maddi manevi yetiştirmeye çalışırdım. Yaşantımdan etkilenen bir öğrencim alkolü bırakmış, zamanla ailesi de bırakmıştı. Uzun zaman sonra bana söyledi. 
Yıllarca Müslümanca yaşayışı bilimsellikten uzak, dogmatik olarak yansıtan algı yönetmenleri kendileri dogma bataklığına batmışlardı. Yaşayarak gördüm ki inançlı öğretmenler daha fedakar. "Sizin en hayırlınız insana en faydalı olandır" Nebevi çağrıya kulak verip nesil yetiştiriyorlar. Şimdi onların sayısı azalıp seküler sayısı artınca, gençlik inanç ve psikolojik krize girdiler.
Ve...
Öğretmen lisanı hal, lisanı kal ve lisanı kalple talebesine tesir eder. Hiç bir öğretmen ben inancımı öğrencime yansıtmam diyemez. Öyle ki bazen farketmeden de olsa otomatik davranışlarla, reflekslerle bile tesir eder.
Hele ki samimi bir ateist bilerek öğrencilerini de kendi yolunda yetiştirir. Tıpkı ortaokul başlarında kazandığım şiir yarışması sonucunda bana cinsel içerikli kitap takdim eden ilkokul öğretmeni gibi... Sonradan dine karşı olduğunu öğrendim...
Hiç kimse koşulsuz kabul ilkesine dayanarak Mevlana ve Yunus'a oynamasın. "Her testi içindekini sızdırır" demiş atalarımız. İçinde baş varsa bal sızdırır, zehir varsa zehir sızdırır.
İlkokul yılları kimlik ve kişilik konusunda kritik zamandır. İlkokul çocuğun din, ahlak ve temel karakterini şekillendirir. Bu anlamda çocuğun ilkokul öğretmeni çok önemlidir.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin konuşmasından bir kesit olarak sosyal medyada paylaşılan "öğretmen seçimi gibi uygulamalardan kaçınılacak" sözü asla kabul edilemez. Sayın Tekin eğer böyle bir söz konuştuysa büyük vebale girer. Bir kardeşi olarak uyarmak ise bizim vazifemizdir. 
Sayın bakanım!
Düşünün ki ben nice maddi-manevi bedeller ödeyerek 3 kızım ve bir oğlumu dinim üzere yetiştirmeye çalışıyorum. Onların dünyası bir yana, ebedi alemleri için Rabbim(CC) ve Peygamberimin (ASM) çağrılarına uygun yetiştirmeye çalışıyorum. Evime TV almadığım için bile evi zeka oyunları atölyesine çevirdim. Onlar için özel Kur'an hocası tuttum. Eve yorgun gelip onları parka götürüp oyanattım, evimi satıp onlara uygun yerden ev aldım, borç ödedim. Her çocuğumu Diyanet işleri başkanlığı bünyesindeki 4-6 yaş Kur'an kursuna 2'şer yıl yolladım (Okul öncesi zorunlu olması buna zarar verir). Ve daha nice bedeller ödedim.
Şimdi...
İlk 7 yaşları gayet ahlaklı ve inançlı olan çocuklar, okula başlayınca okul ortamındaki yanlışları eve taşımaya başlıyorlar. Biz sürekli mücadele ettik. Ediyoruz. Ben asla akademik başarısı iyi olan öğretmen istemedim, istemiyorum. Lakin ben kızımı ateist bir öğretmenin okutmasını nasıl kabul edeyim? Siz öğretmen seçimini yasaklarsanız ve benim çocuğum öğretmenini model alırsa Allah muhafaza ateist olursa bunun vebalini ahirette ödeyebilir misiniz? Öğretmen seçiminde inanç özgürlüğü istiyoruz. Bu da hem en demokratik hak hem de adalettir. 

Bir Örnek:
Ortaokul öğrencilerinin dersine giriyordum. İbrahim adında 7. sınıf öğrencimin annesi veli toplantısına geldi. 28 Şubat'ta öğretmen iken başörtüsünden dolayı öğretmenlikten ihraç edildiğini söyledi. Oğluna ders çalıştırmak isterken oğlu direniyormuş. Defaatle kendisinin de öğretmen olduğunu söylemesine rağmen oğlu inanmıyormuş. Ben bir gün derste "İbrahim'in de annesi eskiden iyi bir öğretmenmiş" dedim. Çocuk eve koşa koşa gidip sertçe kapıyı çalıp annesi kapıyı açınca "anne, anne sen öğretmenmişsin dedi Adnan hocam" demiş. İşte öğretmen tesiri.

Kenan Sofuoğlu: Milletvekili Olmak Bir Hataydı Kenan Sofuoğlu: Milletvekili Olmak Bir Hataydı


Nice anne babalar çocuğunu okula göndermek istemiyor. İnançlı öğretmen ve kız-erkek okulları kanayan yaramızdır.
Sayın bakanım! Eğitim sistemimizin nasıl nesilleri harcadığını en az benim kadar biliyorsunuz.
Lakin görev gereği dillendirmek bana, icra size düşüyor. Deist, ateist bir nesil yetişiyor. Din, ahlak ve namus kavramlarından uzak bir nesil yetişiyor. Mide bir şekilde doyar. Lakin ebedi alemi yani ahireti kaybeden gençlik fani dünyada neyi kazanacak? Diğer taraftan zaten dindar yetişen nesil maddi anlamda da ayakları yere basar. Din zaten gayrete sevkediyor. Sizin benim sürekli gayret etmemizin en temel sebebi dinimizin emirleri değil mi?
Özetle Sayın Bakanım!
Nice aileler başarılı öğretmen değil çocuğuna inanç ve ahlak anlamında inançlı öğretmen istemektedir. Bu da en doğal hakkıdır. Başarılı öğretmen isteyen veli ayrı mesele ama bizim isteğimiz çocuğumuzu inanç üzere yetiştirmektir. Bu bir haktır ve hakkımızı istiyoruz, istemeye devam edeceğiz. Siz yıllarca devletin çeşitli kademelerinde bürokrat olarak çalıştınız. Şimdi de inançlı bir siyasetçi olarak icra makamındasınız ve bu sizin de vazifenizdir. Bizler kalem ve kelam ehli olarak hakkaniyetli gayretlerinizin destekçisiyiz. Bunu da vazife kabul ederiz. 
Rabbim Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize sizi ve bizi hizmet ettirsin. Razı olacağı amel ve nesil yetiştirmeyi bize nasip eylesin. 
Adnan Kalkan