Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte tarla ve bahçe ürünleri de pazar tezgahlarındaki yerini almaya başladı. Ürün bollaştıkça ve maliyetler azaldıkça, fiyatlarda da kış aylarına göre önemli bir geri çekilme yaşanıyor. Ancak 12 ay boyunca tarım ürünleri arzının en önemli merkezi olan Antalya'daki seralarda, fiyatlar, vatandaşın arzu ettiği seviyelere kadar gerilemedi. Bunun sebeplerini, Kumluca'da yıllardır seracılık yapan Tolgahan Çakıcı'ya sorduk...

İşte anlattıkları: Üretim üzerindeki maliyetler ciddi arttı. Biz özellikle verim artıran NKF cinsi gübreyi almak zorundayız. Bu, tamamen ithal bir ürün. Üreticinin bu gübreye olan bağımlılığı; ithalatçı ve tüccarlar tarafından suistimal ediliyor. Ürün saklıyorlar ve fiyat artırıyorlar. Geçen yıl 25 kilosu 350 TL olan bu gübre, 1.000 TL'ye çıktı. Haziran için 1.200 TL konuşuluyor. Devlet, nasıl marketlere ve depolara baskın yaparak soruşturma yürütüyorsa, gübre depolarına da aynı baskını yapmalı, varsa stok yapanlar cezalandırılmalı. Bu gübreyi de artık kendimiz üretmek zorundayız. Yerli gübre, en az SİHA'lar kadar bir güvenlik meselesi haline geldi. Bunu üretmek için artık kaybedecek vaktimiz yok!..

Tolgahan Çakıcı, seracılıkla ilgili birçok kalemde son bir yılda gerçekleşen maliyet artışlarına da dikkat çekerek "Sera naylonunun kilosu 27 TL'den 52 TL'ye çıktı. Demir, 9 TL'den 17 TL'ye yükseldi. 4 dönüme 1 ton naylon gidiyor; 52 bin TL... Bir dönümde sadece demir maliyeti 102 bin TL... Kömürün çuvalı 40 TL idi, 150 TL oldu. Bizim sadece çarli biberde kilo başına maliyetimiz 7 TL oldu bunlardan dolayı. Tüccarın da Antalya'dan İstanbul haline götürme maliyeti, kilo başına 4 TL. Araya hal ve market karı da girince, İstanbul'da şimdiki fiyatlar çıkıyor ortaya" dedi.