YAŞASIN AMERİKAN EMPERYALİZMİ!
Tüketime değil üretime dayalı ekonomi olmalı, ekonominin dış müdahalelere dayanıklı olması için. 
Sanırım bunda herkes hemfikir. 
İhracat ithalattan da fazla olmalı yani cari açık fazla olmamalı. 
Yerli üreticiye destek vermeli devlet. 
Adam ayakkabı üretiyor yirmi liraya satacak, dışarıdan beş liraya ayakkabı ithal ediliyor. 
Üretir misin sen olsan? 
Tarım ürünleri hâkeza öyle. 
Tüm bunlar üretim değil tüketime endeksli toplum olmamız yolunda hızla ilerletiyor bizi. 
Ekonomi bilgim olduğundan değil, bunlar hemen herkesin bildiği konular. 
Bir seminerde şunu söylemiştim:
Senin iki kamyon buğdayına elin adamı bir tane cep telefonu satıyor. 
Yazılım desen yok, yerli telefon desen yok, yerli araba yok, yerli savunma sanayii yok... 
Evet buraya kadar söylediklerim hükümetin yapması gerekip de yapmadığı şeyler. 
Bu tür eleştirileri hükümet kendisi de yapıyor. 
Yapıyor ki, yüz günlük kalkınma programında bu saydığım şeylerin hepsi ve daha fazlası var. 
Bu tür eleştirilerin başımızın üstünde yeri var. 
Ama, fakat lâkin!!! 
Hükümeti bu tür konularda eleştirenler, 
17-25 Aralık yargı darbesinde de eleştiriyordu!
Ki o zamanlar Türkiye'nin maddi kaybı milyon dolarlarla ifade ediliyordu. 
Yeter ki hükümet gitsindi! Birlik olalım yoktu. Ayakkabı kutusuna bir kamyon paranın sığabileceğini düşünen sığ kafalılar vardı eleştiri yapanların içinde. 
Gezi olaylarındaki maddi kayıp gene aynı şekilde. Onlarca cep telefonu fabrikası kuracak kadar büyük kayıplar verildi ama siz gene hükümeti eleştirdiniz! 
Ekonomiye zarar veren vandallar siz olduğunuz için kendinizi eleştirmek aklınıza gelmedi. 
15 Temmuz kanlı darbe girişiminde de aynısını yaptınız. 
Giden canlar ve geride kalan öksüz yetim çocuklar sizin umurunuzda olmadı. Üstüne ülkeden kaçan yabancı yatırımcıyı ayakta alkışladınız!
Ardından da yatırımcı kaçıyor, ülkede güven yok diye manşetler attınız, atanları alkışladınız. 
Hatta soysuzluk konusunda level atlayıp darbeye tiyatro dediniz. 
Ekim olaylarında onlarca kişiyi katleden PKK'ya arka çıktınız, sokağa insanları çağıran sığırı televizyonlarda parlatmaya çalıştınız. PKK tarafından hendeklerle delik deşik edilen bölgelere harcanan parayla neler yapılabilirdi bunu hiç düşünmediniz. 
Son on yılda ülkenin atlattığı bu kadar önemli krizlerde hep devletin karşısında oldunuz. 
Hatta ohh oldu dediniz. 
Süper güç bir devlet olsaydı bile ayakta duramazdı bu kadar olaylardan sonra! 
Tüm bunlara rağmen gene havalimanı yapıldı, köprü yapıldı, yol yapıldı, memur, işçi ezdirilmedi, sınır dışı operasyonlarla ülkemiz terörden arındırıldı!
Kriz Türkiye'yi teğet geçecek denildiğinde de dalga geçmiştiniz!
Soruyorum şimdi, 
Hem krizlerde karşı tarafta durup, devletin yanında durmayıp, devleti zayıflatma konusunda elinizden geleni yapıp şimdi devletin ekonomi politikasını hangi yüzle eleştiriyorsunuz!
Çocuğu okulda okurken onu okul dışındaki işlerde çalıştırıp da parasını yiyen ama üniversite kazanamadığı için de çocuğunu eleştiren paragöz babadan ne farkınız var? 
Siz nesiniz biliyor musunuz? 
Kan emici vampir gibisiniz. 
Hem ülkeyi zarara sokacak her eyleme bilfiil destek verip hem de üretim ekonomisi olmadığı için Türkiye doların yükselmesine dayanamadı dersiniz. 
Amerika karşıtı türküler çığırıp Amerika'nın kucağına oturmaktan da rahatsız olmazsınız. 
İçinizden geçeni yazayım, Türkiye zarar görecekse, 
Yaşasın Amerikan emperyalizmi!