Yargıtay Hukuk Genel Kurulu teminat senediyle ilgili bir karara imza attı ve bu karar bir dava sürecinde alınan kararın değerlendirilmesi üzerine verildi. Özetle, teminat senedinin üzerinde "teminattır" ibaresi bulunsa bile, neyin teminatı olduğunu belirtmediği sürece bu ibarenin senedin teminat senedi olduğunu göstermediği hükme bağlandı.
Bu karara dayanarak, senet borçlusu mahkemeye başvurarak kendisine yönelik icra takibinin teminat senedine dayandığını belirtti. Senedin, taraflar arasında geçerli olan bayilik sözleşmesinin "Teminat" başlıklı 12. maddesi uyarınca düzenlendiğini ve alacaklıya teslim edildiğini iddia etti. Bunun yanı sıra, senet üzerinde "teminattır" ibaresinin yer aldığını ve senedin boş olarak verildiğini, tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulduğunu, senette tahrifat yapıldığını ve bedelinin tahsil edilmediğini öne sürerek icra takibinin iptal edilmesini ve alacaklının kötü niyet tazminatı ödemesini talep etti.
Davalı ise borçlunun senedi düzenleyerek alacaklıya verdiğini kabul etti, ancak senedin geçersiz olduğunu kanıtlaması gerektiğini savundu. İlk mahkeme, takibin iptaline karar verdi, ancak davalının avukatı temyiz etti ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi kararı bozdu.
Yeniden yapılan yargılamada ilk mahkeme kararında direndi, bu kez davaylı temyiz başvurusunda bulundu ve Hukuk Genel Kurulu devreye girdi. Hukuk Genel Kurulu kararında, senedin arka yüzünde "teminat senedidir.kullanılamaz" ibaresinin bulunduğuna dikkat çekildi ve bu ibarenin senedin kambiyo niteliğini etkilemediği ve borçlunun iddiasını kanıtlayacak belgelerin bulunmadığı sonucuna varıldı. Bu nedenle, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiği hükme bağlandı. Temyiz itirazlarının kabul edilmesiyle direnme kararı oybirliğiyle bozuldu.
