İzmir'de yaşayan A. çifti 2010 yılında evlendiler ve 2015 yılında boşandılar. Evlilikleri sırasında, çiftin kendi adına kredi alamaması nedeniyle, satın alınan evi davalı kocanın annesi Hatice A. adına tescil ettirdiler. Kredi ödemeleri kadın eş tarafından yapılırken, evlilik içinde alınan bir araç da trafik tescil kaydı davalı koca adına oluşturuldu.

Kadın Eş, Kredi Borçlarını ve Ziynet Eşyalarını Gerekçe Göstererek Hak Talebinde Bulundu

Davacı K.A.'nın avukatı tarafından mahkemeye sunulan dilekçede, davalı kocanın alkol ve pavyon bağımlılığı nedeniyle çalışamaz hale geldiği, bu yüzden kredi ödemelerinde gecikmeler yaşandığı belirtildi. Dilekçede ayrıca, davacı kadın eşin ihtiyaç kredileri çekerek tüm borçları ödediği ve düğünde takılan ziynet eşyalarının evin alımında kullanıldığı iddia edildi. Dilekçede, evin yarısının müvekkil adına tesciline veya şimdilik 20 bin TL katkı payı alacağının kabulüne karar verilmesi talep edildi.

Yerel Mahkeme ve Yargıtay Arasındaki Karar Çekişmesi

Mahfi Eğilmez kamu harcamalarına dikkat çekti: 'Müdürler Mercedes'ten inmiyor' Mahfi Eğilmez kamu harcamalarına dikkat çekti: 'Müdürler Mercedes'ten inmiyor'

İzmir 5. Aile Mahkemesi, dava konusu mülkün davalı eşin adına değil, davalının annesinin adına tapuda kaydedildiği için davanın reddine hükmetti. Bu kararın ardından davacı kadın, mahkeme kararını temyize götürdü. Temyiz sürecini inceleyen Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını iptal etti. Fakat İzmir 5. Aile Mahkemesi, kararında ısrar etti. Bunun üzerine davacı, bu direnme kararını da temyize başvurdu.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: Sadece Eşe Karşı İleri Sürebilir

Dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitmesiyle, kurul, katkıda bulunan eşin sadece diğer eşten katkısının karşılığı olarak alacak talebinde bulunabileceğine hükmetti. Davacının, dava konusu evin mülkiyetini elde ettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davalı eşe karşı değil, üçüncü kişiye karşı talepte bulunamayacağına karar verdi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, "Davacı, edinilmiş mal olduğunu iddia ettiği dava konusu evin, davalı eşi tarafından evlilik birliği içerisinde karşılığını vererek mülkiyetini elde ettiğini kanıtlayamamıştır. Bu durumda, dava dışı üçüncü kişinin mal varlığına yapılan katkının, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan gerek değer artış payı davası gerekse artık değere katılma davası çerçevesinde değerlendirmek suretiyle davalıdan talep edilemeyeceğine ilişkin verilen direnme kararı yerindedir" ifadelerini kullanarak, yerel mahkemenin kararını oy çokluğu ile onamasına hükmetti.

Sonuç: Yargıtay'da Açılan Dava Kaybedildi

Boşandığı eşinden mahkeme aracılığıyla evin yarısını isteyen A., Yargıtay aşamasında davayı kaybetti. Kadın eş, evlilik sürecinde yapılan ortak harcamaların ve kredi ödemelerinin karşılığı olarak evin yarısına veya belirli bir katkı payına hakkı olduğunu iddia etse de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu talebi kabul etmedi. Buna göre, davacının talebi sadece eşe karşı ileri sürülebilirken, üçüncü kişilere karşı bu tür taleplerde bulunulamayacağına hükmedildi.