Son zamanlarda bürokratik işleyişlere yönelik eleştirilere sıklıkla şahitlik ediyoruz.

Bu eleştiriler kimi zaman merkezi kimi zaman da yerel düzeyde olmakta.

Özellikle kamuda bazı bürokratların aldıkları üç beş maaş ve emirlerine sunulan kamu kaynakları gündemden düşmüyor.

En önemlisi de illegal ilişkiler ağıyla büyük ekonomik zenginliklere ulaştığı iddia edilen bazı siyasetçi, siyasetçi çocukları, sözüm ona iş adamı ve gazetecilerin sosyal medyada gündemden düşmemeleri ve bu durumlara karşı toplumsal ve bireysel kayıtsızlık toplumun bu durumları içselleştirdiğini de gösteriyor.

Temiz toplum, temiz siyasetin ikame edilmesi ile mümkün olur.

Gelişmiş toplumlarda siyaset toplumu yönetmez, hizmet eder.

Daha güzel, daha yaşanabilir, daha müreffeh bir ortam oluşması için çabalar ve toplumun mutluluğu, refahı için çalışır.

Bürokrasi marifetiyle bütün kaynakları toplumun bütün paydaşlarına eşit şekilde dağıtarak bölgesel farklılıkları da gözeterek hizmeti vatandaşın ayağına kadar götürür.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bu durum daha farklı bir anlayışla işler.

Siyaset kurumu devleti temsil eden bürokrasiyi emrinde gibi görür ve kanunsuz da olsa birtakım istek ve talepleri bir talimat gibi bürokrasiye dayatır.

Zaman zaman da bürokrasi bu kanunsuz istek ve taleplere karşı direnç gösterse de boyun eğmek zorunda bırakılır. Direnen, adaleti gözeten, siyasi erkin değil halkın talep ve istekleri doğrultusunda hareket etmeyi prensip edinen bürokrat da siyasi otorite tarafından benimsenmez.

Campanella’nın Güneş Ülkesi, Platon’un Devlet, Thomas More’un Ütopya, Machiavelli’in Prens adlı eserleri bir ülkenin nasıl yönetileceğine ve yönetilemeyeceğine dair çok önemli ipuçları verir.

Devletler de bürokratlarını kamu maliyesini ve toplumsal huzuru ve adaleti esas alarak yetiştirir.

Türkiye gibi merkezi yapısı güçlü olan ülkelerde devleti temsil eden valilerin, kaymakamların, yerel yönetimlerin sözü edilen kriterler doğrultusunda yetiştirilmesine özen gösterilir.

Devletin temsilcisi olan valiler, kaymakamlar, yerel yöneticiler, bürokratlar; siyasi düşünce, etnik ve mezhepsel yaklaşımlardan arınmış bir biçimde bütün vatandaşlara eşit mesafede durarak kamu hizmetlerinin yürütülmesini sağlarlar.

Hükümetin değil devletin temsilcisi olduğunu bilirler ve bu saikle görevlerini yürütürler.

Bu kısa bilgilendirmeden sonra tanıklık ettiğim bir hususu anlatarak meselenin daha iyi anlaşılmasını istiyorum.

Elazığ Valisi Sayın Erkaya Yırık Bey’in vatandaşların sorunlarına karşı olan duyarlılığı böyle bir yazıyı yazma zarureti doğurdu.

Yaklaşık yirmi yıldır köyünün yolunun asfaltlanmasını bekleyen bir grup vatandaşla sorunun çözümü için Sayın Valimiz Erkaya Yırık Bey’in makamında bulunuyorduk.

Köylü vatandaş bu grup yolu özelliğinde olan yolu için defalarca muhtarlıklar vasıtasıyla ilgili kurumlara onlarca dilekçe vermiş, CİMER’e durumu iletmiş, ama bir türlü olumlu bir cevap alamamıştı.

Gelen kaymakamlar ve valiler de meselenin çözümü için iyi niyetli bir çaba içine girseler de bir türlü sekiz, dokuz köyü ilçeye bağlayan bu grup yolunun asfaltlanmasını sağlayamamışlardı.

Ya başka bir ilçeyi himaye eden siyasetçiler devreye girip kaynakları kendi ilçelerine aktarmış ya da ilgili ilçenin meclis üyeleri ilçenin elzem olmayan başka yerlerine ya da işi bazı köylerin içine parke döşemeye kadar götürüp gerekli olan hizmetlerin aksamasına neden olmuşlardı.

Çeyrek asırlık bir süre içinde seçilen siyasetçilerin nüfusuna kayıtlı oldukları kendi ilçelerini ihya ederken, dağın başında metruk bir meskenin, türbenin, harabeye dönmüş bir yapının önüne kadar asfalt yolu götürmeyi bir vecibe olarak görmesi, diğer taraftan sekiz, on köyü bir ilçeye bağlayan grup yolunun asfaltlanmasını önemsememeleri devletin vatandaşına verdiği değerle ilgili değil, o siyasetçilerin ve bürokratların kaybettikleri adalet duygusu ile ilgilidir diye düşünmeliyiz.

Makamında vatandaşların sorunlarını dinleyen Elazığ Valisi Erkaya Yırık Bey, söz alan bir bayan muhtarın “Sayın Valim, sorunların çözümü için ilgili kurumlara gidiyoruz ama sorunlarımızla ilgilenilmiyor. İlgilenilmeyince de sorunlar katlanarak büyüyor ve vatandaş mağdur oluyor,” biçimindeki serzenişine ilgili kurum yöneticisini telefonun mikrofonunu açarak talimat vermiş ve vatandaş neden buraya kadar gelmek zorunda kalıyor, tekrarında gereği yapılacaktır, diyerek ilgili bürokratı uyarmıştı.

Aynı şekilde Elazığ İlinin Maden İlçesine bağlı Eğrikavak-Topaluşağı-Aşağı ve Yukarı Meydancık-Çayırköy-Maden grup yolunun ilgili bürokrata talimat gereği yapılması gereken 14,5 km yerine gereken yolun şartnamesini 7,5 km olarak hazırlayarak ilgili ilçe kaymakamlığına gönderen bürokratı da ilçenin bağımsız il genel meclis üyesinin durumdan haberdar etmesiyle makamında hazır bulunan vatandaşların huzurunda yine aynı bürokratı arayarak bakanın emirleri doğrultusunda kendisi tarafından verilen talimata neden aykırı hareket edildiğinin gerekçesini sormuş ve bu grup yolu ile ilgili kendi el yazısı ile kaleme aldığı şartnameye göre hazırlanması talimatını vermişti.

Makamında sorunlarını dile getirmek için gelen onlarca vatandaşın sorunlarıyla birebir ilgilenen ve sorunların çözümü için ilgili kurum yöneticilerini arayan Elazığ Valisi Erkaya Yırık Beyin bu tutumunu ayakta alkışlamak lazım.

Makamında bulunan vatandaşların yüzünde devletin şefkatinin oluşturduğu memnuniyet görülmeye değerdi.

Siyaset sosyolojisi devleti bir ana ve bir baba olarak tanımlamaktadır.

İşte Elazığ Valisi Erkaya Yırık, devletin temsil edilmesi noktasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir ana şefkati ve bir babanın verdiği güvenle vatandaşına sahip çıktığını en güzel şekilde gösterdiğine bir vatandaş olarak şahit olmak ümitlerimizi kaybetmememiz gerektiği yönünde bizleri motive etmesi açısından çok önemlidir.

Bu millet yıllar önce sıradışı vali olarak tanıdığını rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nda bu anlayışları ve uygulamaları görmüştü.

Devletin resmi televizyonunda sistemin tıkanıklığını ve aksayan yanlarını yine devletin bir valisi olan rahmetli Recep Yazıcıoğlu’ndan dinlemişti.

Bugün mesaisini vatandaşın huzuru ve mutluluğu için harcayan Elazığ Valisi Erkaya Yırık Bey gibi valilerimiz devletle vatandaş arasında daha sıkı gönül bağları kurulmasını sağlıyor.

Siyaset kurumu makul olmayan ve adalet duygusundan yoksun talep ve önerilerle bürokrasiyi yönetmeye kalkar ve devletin bürokratının adalet duygusuyla hareket etmesinin önünü tıkarsa vatandaşın da devlete olan güveni sarsılır.

Vatandaş devletle, hükümetle kendi arasına bir mesafe koyuyorsa bunun sebebi siyaset kurumunda rol alan aktörlerin yasaları aykırı talep ve istekleridir.

Bırakınız devletin valileri yasalar çerçevesinde adaletli davransın.

Bırakınız, devletin valileri vatandaşına eşit koşullarda hizmet etsin.

Bırakınız, Elazığ Valisi Erkaya Yırık gibi valiler görevini yapsın!