Toplantıda konuşan Soner Canko, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler karşılaştırıldığında en çok göze çarpan farklardan birinin, gelişmiş ülkelerde finansal hizmetler sektörünün çok daha üstün bir yapıda bulunması ve bireylerin bu hizmetlerden yaygın şekilde yararlanması olduğunu vurguladı. Ülkemizdeki durumu incelediğimizde, Dünya Bankası verilerine göre, 15 yaş üstü nüfusun yüzde 31'inin herhangi bir finansal kurumda hesabı olmadığı görülüyor. Gelişmiş ülkelerde, örneğin İngiltere'de ise bu oran yüzde 4'e kadar düşüyor. Özellikle gelecek yıllarda ülkemize yön verecek gençlerimizin finansal konularda bilinçlenmesi, daha güçlü bir Türkiye ekonomisi için oldukça önemli. Bizim Türkiye olarak bu açığı kararlı ve emin adımlarla kapatmamız gerekiyor. Türkiye, teknolojiyi yaygın şekilde kullanan genç nüfusu sayesinde finansal okuryazarlık konusunda sıçrama yapabilecek bir potansiyele sahiptir. Finansal okuryazarlığı eğitim sisteminin bir parçası haline getirmek artık bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Tam bu noktada banka kartlarının, gençlerde finansal okuryazarlığı artırmada kilit noktada olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. BKM olarak kart kullanım bilincinin oluşturulması, finansal eğitim ve farkındalığın artması gibi noktalara büyük önem veriyoruz. Canko, finansal erişim ve finansal okuryazarlığın, ekonomik ve toplumsal gelişmişliğin açık bir göstergesi konumunda olduğunu belirtertti. - "Banka kartı artışı hesap sayısındaki sorunları çözmek için büyük bir işaret" Soner Canko, Türkiye'de aile reisinde bir hesap varsa ya da ailede bir kişide kredi kartı bulunuyorsa herkesin onu kullandığını ancak bireylerin kendi banka hesabı olmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Kasım ayı itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre, kredi kartı sayısının yüzde 6, banka kartı sayısının ise yüzde 11 arttığını belirten Canko, "Özellikle banka kartı artışı hesap sayısındaki sorunları çözmek için büyük bir işaret. Banka kartı sayısı ne kadar artarsa hesap sayısı o kadar çok artar." diye konuştu. Canko, son bir yılda 1,8 milyon kişinin ilk kez kredi kartı kullandığını, bunun yüzde 80'inin reşit gençlerden oluştuğunu bildirdi. - "Gençlerin yüzde 84'ü para ve finansal konularda bilgi sahibi değil" İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Fatoş Karahasan da Türkiye'nin Ödeme Yöntemi TROY'un katkılarıyla ve Sia Insight'ın araştırma desteğiyle hazırlanan, Türkiye'deki 15 ila 24 yaş arası 2 bin gençle gerçekleştirilen Gençlerde Finansal Okuryazarlık Araştırması'nın sonuçlarını açıkladı. Karahasan, "Araştırmaya göre, her iki gençten biri para harcama ve para yönetiminde başarılı olduğunu düşünüyor. Ancak gençlerin yüzde 83'ü harcama planı yapma alışkanlığına sahip değil. Gençlerin yüzde 87'sinin düzenli para biriktirme alışkanlığı yok. Gençlerin yüzde 80'i ülke ekonomisini takip etmiyor. Gençlerin yüzde 84'ü para ve finansal konularda bilgi sahibi değil. 4 gençten 3'ü enflasyon kelimesinin anlamını bilmiyor." diye konuştu. Karahasan, gençlerin yüzde 52'sinin "genellikle gelirinin giderinin karşılamaya yettiğini" belirtirken, yüzde 48'inin "karşılamadığını" söylediğini ifade etti. Gençlerin yüzde 95'inde akıllı telefon olduğunu ve banka hesabı olan gençlerin yüzde 46'sının mobil bankacılık kullandığını anlatan Karahasan, gençlerin ortalama bir tane kredi kartına sahip olduğunu söyledi. - "Banka kartları, harcamaları kontrol altında tutmak için bir anahtar" "Geleceğe Yatırım" kitabını kaleme alanlardan Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Attila Köksal ise gençlerin atması gereken ilk adımın bir banka hesabı açmak olduğunu vurguladı. Gençlerin finansal sisteme girişi için ilk basamağın banka kartları olduğuna işaret eden Köksal, "Banka kartlarının harcamaları kontrol altında tutmak için bir anahtar olduğunu söylemek yanlış olmaz. Banka kartıyla hesabınızdaki kadar harcarsınız. İstediğiniz zaman hesap hareketlerinize veya ekstrenize bakarak nereye ne kadar harcadığınızın takibini de yapabilirsiniz." dedi. Köksal, gençlere finansal açıdan özgür bir yaşam sürebilmeleri için "tutumlu olmaları, birikim yapmaları, yatırım yapmaları, yatırımlarındaki riski yaymaları, dalgalanmalara hazırlıklı olmaları, kısa vadeli tahminlere, söylentilere asla kulak vermemeleri, yatırımlarını basit bir plan çerçevesinde yapmaları, asla aşırı derecede risk almamaları ve yatırımlarını sürekli takip etmeleri" önerisinde bulundu.