Londra ve ABD merkezli yatırım kuruluşları, ekonomistler ve medya çevreleri arasında birlikte hareket eden bir kesimin, Türkiye'deki seçimlerde hükümetin değişmesi durumunda ülkeye yatırım gelmesi ve ekonominin düzelmesi beklentisiyle açık bir şekilde Türk ekonomisine operasyon çekmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yürütülen bir dizi ekonomik operasyonlar yurt dışında da endişe yaratmış durumda. "300 milyar dolar yatırım getiriyorum" şeklindeki propagandaya başlayan ve daha sonra bu söylemi değiştiren ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Londra merkezli spekülatörler aracılığıyla borsa üzerinden "Ekonomi kötüye gidiyor" algısını yayma telaşına girdi. Büyük para sahipleri, ellerindeki Türk hisselerini satışa çıkararak fiyatları düşürme yarışına girdi. Özellikle 14 Mayıs'tan itibaren ivme kazanan bu çalışmalar, seçimin ikinci tura kalması ihtimali arttıkça daha da hız kazandı. Bazı kredi derecelendirme kuruluşlarının da Erdoğan'ın seçimi kaybetmesi durumunda Türkiye'nin kredi puanında yükselme yaşanacağı yönünde açıklamalar yaparak sürece müdahale ettikleri ve seçmenlere yön gösterdikleri gözlemleniyor. Bu gelişmeler ülke içinde olduğu kadar yurt dışında da yakından takip ediliyor. Türkiye'nin ekonomik durumu ve siyasi belirsizlikler, uluslararası yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Bu süreçte, Türkiye'nin finansal piyasalarında dalgalanmalar yaşanması muhtemel görünüyor. Ancak, resmi açıklamalar ve uluslararası ilişkilerin seyri, bu durumun gidişatını etkileyebilir.