Tiroid bezi T3-T4 hormonlarını salgılar. Bu hormonlar kan dolaşımına girerek metobolizmamızı düzenler, hızını kontrol eder. Vücudun değişik organ ve dokularında; kalp hızı, kolesterol seviyesi, kilo, ruhsal durum, adet düzeni gibi birçok farklı sistemi ilgilendiren fonksiyonları etkiler. Toplumda yaklaşık %30-40 oranında tiroid bezinin çeşitli hastalıkları görülmektedir. Tiroid bezi hastalıklarının kadınlarda görülme sıklığı daha fazladır.

Tiroid bezinin sık görülen hastalıkları nelerdir?

  • Guatr
  • Tiroiditler
  • Tiroid kanserleri
  • Guatr nedir?
  • Guatr tiroid bezinin çeşitli nedenlere bağlı olarak büyümesi sonucu oluşur. Genellikle bu büyümeler tirod bezinde nodüller gelişmesi şeklinde olur. Tek veya çok sayıda olabilirler. İçinde sıvı bulunan kistler halinde olabilirler. Diffüz guatrda ise tiroid bezi genel olarak büyümüştür. Çok sık görülmesine rağmen çok büyük oranda iyi huyludurlar. Nodüller milimetrik boyutlarda olabileceği gibi boynun tamamını kaplayan büyük boyutlara ulaşabilirler. Tiroid nodülleri mutlaka incelenmelidir.
  • BELİRTİLERİ NELERDİR?
  • Büyük oranda belirtisiz seyrederler. Ancak boynun ön kısmında büyüyen kitle olarak ele gelebilir. Büyüklük arttıkça nefes darlığı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı şikayetlerine sebep olabilirler. Kana çok fazla tiroid hormonu salgılayan hiperaktif nodüller kalp hızında artış, sinirlilik, kilo kaybı, ellerde titreme ve terleme,
  • uykusuzluk, ishal ile kendini belli eder. Hipotiroidin bulguları ise kalp hızında yavaşlama, kilo artışı, kabızlık, depresyon, vücutta yorgunluk, saçlarda kırılma ve dökülme, ciltte kuruluk, unutkanlık ve adet düzensizlikleridir.
  • Hipertiroidi Nedir?
  • Tiroid bezinin gereğinden fazla hormon salgıladığı duruma hipertiroidizm (zehirli guatr) denir. Zehirli guatr, nodüllü veya nodülsüz olabilir. Nodülsüz zehirli guatra Basedow Graves Hastalığı da denir.
  • Tiroid ameliyatları riskli mi? Ameliyat bölgesinde iz kalır mı?

    Cerrahinin birçok dalı gibi tiroid cerrahisinde de günümüzde minimal invaziv (daha az zarar veren) teknikler ön plandadır. Teknolojideki gelişmelerle birlikte tiroid ameliyatı; damarları  dikiş  ya  da bağlamaya ihtiyaç duymadan kapatan ve cihazlar yardımı ile yapılmaktadır.

    Uygun olgularda ameliyatı çok küçük bir kesiden gerçekleştirmek mümkündür. Bu ileri teknoloji, yüksek frekanslı ultrasonik enerji kullanarak doku içinde bulunan proteinlerdeki hidrojen bantlarını ortadan kaldırmaktadır.

    Kan damarları, göreceli olarak düşük ısıda (80°C) daha az ısı hasarı ile kapanırlar. Tiroid ameliyatı sırasında yaralanma ihtimali olan ve ses tellerine giden sinir ve vücudun kalsiyum dengesini sağlayan paratiroid organlarının, daha az kanamalı bir ortamda ve göreceli olarak daha az bir ısı ile korunmalarına imkân sağlanmaktadır.

    Yapılan çalışmalarda, bu yöntemle klasik yönteme göre ameliyat süresinin kısaldığı gösterilmiştir. Ayrıca tiroid ameliyatı daha az kanama ile sonlandırılabildiği için ameliyat sonrası hastanın ağrı kesici ihtiyacı çok aza inebilmektedir. Geniş cilt kesisinden kaçınmak doğal olarak daha estetik bir görünüme ve daha çabuk iyileşmeye yardımcı olmaktadır.

    Hastalar sıklıkla ameliyattan sonra bir gece hastanede kalmakta ve ertesi gün evlerine gönderilmektedirler. Ameliyattan sonra ses kısıtlamasına gerek yoktur. Normal yaşamlarına kısa sürede dönebilmektedirler. Kesi estetik yöntemle kapatıldığından dikiş alınmasına gerek kalmamaktadır.

  • Kimler Risk Altındadır?

  • Ailesinde guatr, tiroid nodül, tiroid kanseri ve tiroidit gibi tiroid hastalıkları olan kişiler,
    Daha önceden tiroid nodülü nedeniyle ameliyat geçirmiş kişiler,
    Sigara içenler,
    Menopoz dönemindeki kadınlar,
    Baş ve boyuna yönelik ışın tedavisi (radyoterapi) gören kişiler kontrol ve takiplerini düzenli olarak yaptırmalıdırlar.