Milli İstihbarat Teşkilatı'nın ağına takılan İranlı casusluk şebekesiyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 77 sayfalık iddianameyle birlikte casusluk şebekesinin muhaliflere nasıl yaklaştığı ortaya çıktı. Casusluk şebekesinin kaçırmaya çalıştığı ancak başarısız olduğu eski İran Deniz Kuvvetleri Subayı Mohammed Rezaei'ye de tıpkı İran'a kaçırdıkları eski Albay Mashali Firouze'de uyguladıkları 'arkadaş olma' taktiğiyle yaklaştıkları saptandı. Açığa alınan savcı Davut Yılmaz, UYAP'a girerek ulaştığı adres bilgilerini By Sağlam Savunma şirketi sahibi İhsan Sağlam'ın ekibiyle paylaştı.

KUZEN SAĞLAM RESTORAN'DA BULAŞIKÇILIK YAPMIŞ
Rezaei'nin Yalova'da bir restoranda çalıştığını tespit edilince, İhsan Sağlam'ın kuzeni Hakan Sağlam, aynı restoranda bulunan 'Usta Aranıyor' ilanı üzerine restorana başvurup işe başladı. Amacı ise restoranda çalışan Rezaei'nin güvenini kazanmak ve bilgi temin etmekti. Hakan Sağlam, Rezaei'ye 'Senin gemi kaptanı subay olduğunu biliyorum. Kaçak olarak Kanada'ya götürebilirim' teklifinde bulundu. Ancak Rezaei bu teklifle ilgilenmeyince ikinci aşamaya geçildi.

SARHOŞ TAKLİDİYLE YANINA YAKLAŞTI
İhsan Sağlam bu kez hedefe kendisi yaklaştı. Evine yürüyen Rezaei'nin yanına yaklaşarak sarhoş taklidi yaptı ve kendisini 'Angel' olarak tanıttı. Yurt dışına çıkarmayı teklif ettiği Rezaei, Sağlam'ı tersledi ancak Sağlam ve ekibi işyerine giderek tekliflerini yineledi.


ELEKTROŞOK CİHAZIYLA TEHDİT ETTİLER
En sonunda ise Sağlam ve ekibi tarafından evine giderken yolu kesilen Rezaei, elektroşok cihazıyla tehdit edip araca bindirildi. Araç içerisinde kendisine tekrar yurt dışına çıkarılmasına yardımcı olunabileceği teklifini reddeden Rezaei, çareyi ertesi gün Yalova emniyetine gitmekte buldu. Sağlam ve ekibinden şikayetçi oldu.

"İSTERSEK SENİ BAYILTABİLİRİZ AMA BİZ SENİN DOSTUNUZ"
Rezai kaçırılmaya çalıştığı anları ifadesinde, " Beni zorla araca bindirmeye çalıştılar. Araçlarıyla önümü kestiler. 'Hayatın tehlikede, beyaz renkli bir minibüs seni kaçıracak. Seni İran istihbaratından kurtarabiliriz' dediler. Direnince elektroşok cihazını gösterip, 'İstersek seni bayıltabiliriz. Kaçırabiliriz. Ama biz senin dostunuz. Seni korumak istiyoruz' dediler" şeklinde anlattı.

İRAN İSTİHBARATI HANGİ TAKTİĞİ İZLEDİ
İran istihbaratının Türkiye'de gerçekleştirdiği eylemlerde izlediği yol haritası da iddianamede kendisine yer buldu. İddianameye göre, İranlı rejim muhalifleri Türkiye'ye sığınarak fiili ve hukuki koruma talebinde bulundu. İltica talebinde de bulunan muhalifler Türkiye tarafından uluslararası mevzuat dahilinde koruma altına alındı.


'MAKUL REDDEDİLEBİLİRLİK' İLKESİYLE HAREKET ETTİLER
Ancak İran istihbaratı ise sığınmacıları takip ederek, Türkiye'nin bu kişilere sağladığı koruma kalkanını delmeye yönelik eylemlerde bulundu. Yurt dışı operasyonlarında 'makul reddedilebilirlik' ilkesi doğrultusunda hareket eden İran istihbaratı yurtdışındaki muhalif kaçırma operasyonlarında, İran'la bağlantısını inkar edebilecek yerel şahısları veya kriminal grupları kullanma yoluna gitti.

16 ŞÜPHELİYE DAVA AÇILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianameyle 16 şüphelinin, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Cebir tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından cezalandırılmaları istendi. Davut Yılmaz için 23 yıldan 42 yıla kadar, İhsan Sağlam için de 24 yıldan 52 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi. 14 şüpheli için de değişik oranlarda hapis cezası istenirken, iddianame gönderildiği İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.