Taksim Dayanışması’ndan 21 Mart’taki Gezi Parkı davasına çağrı


   
Taksim Dayanışması’ndan ‘Gezi davası’ açıklaması: Yargılanması gerekenler, ölüm ve yaralanmalara neden olanlardır.

SOL-İSTANBUL

17.03.2022
Taksim Dayanışması, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Akif Burak Atlar’ın katılımıyla 21 Mart’ta devam edecek Gezi davası öncesi Karaköy’deki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde dava sürecine ilişkin toplantı düzenledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi davasında mütalaasını sunan savcı, Osman Kavala ve mimar Mücella Yapıcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis ile, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 15 yıldan 20 yıla dek hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etmişti.

Toplantıda okunan basın açıklamasında “Bu akıl ve hukuk dışı dava derhal geri çekilmeli, kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki iddialar düşürülmeli, somut hiçbir delil olmadığı halde siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala derhal serbest bırakılmalıdır” dendi. 

Taksim Dayanışması bileşenleri bugün Karaköy’deki TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde basın mensuplarına konuştu. Dayanışma adına açıklamayı şehir plancısı Akif Burak Atlar okudu.

‘Amansızca ve kural tanımadan’
Açıklamada özetle şöyle denildi:

“Gezi’nin emekten yana, yoksuldan yana, doğadan yana, ezilmişten yana, ötekileştirilenden yana, kadından yana, barıştan yana her direnişin içinde yer alacağı, direnen herkesin dilinden düşürmeyeceği bir şarkı olduğunu unutturmak istiyorlar. 
Bu şarkıyı susturmak için iktidar sahiplerinden güç alan, hukuk ve kural tanımaz polis şiddetinin yaşamlarımızı nasıl kararttığını unutmuş değiliz. Onlarca arkadaşımızın gözlerini kaybetmesinin, binlercesinin yaralanmasının, bunun ardından faillerin ve azmettiricilerin cezasız bırakılmasının böylesi bir kural tanımazlıktan beslendiğine şahit olduk. Ethem Sarısülük ile Medeni Yıldırım’ı öldüren polis ve jandarma kurşunlarının, Ali İsmail’e yönelen ölümcül tekmelerin sahiplerinin, Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı, Berkin Elvan’ı yaşamdan koparan biber gazı fişeklerinin, Hasan Ferit’i vuran mafya bozuntularının ve Mehmet Ayvalıtaş’ı bizden alan pervasızlığın bu hukuksuzluktan güç aldığını biliyoruz.
Gezi sürecine dair dava edilmesi, yargılanması gereken birileri varsa, amansızca ve kural tanımadan işte bu ölümlere ve yaralanmalara neden olanlardır. 
Gezi direnişinin tarihsel gerçekliği, hayali senaryolara dayanan suçlamalarla, insanları iddianame bile olmadan aylarca yıllarca tutuklu bırakmakla, tarafsızlığı çoktan tartışmalı hale gelmiş mahkemelerinizin zorlamasıyla değiştirilemez.“
Açıklamanın ardından, Taksim Dayanışması bileşenlerinin temsilcilerinden Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Emin Koramaz, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu Sözcüsü Mesut Mike, İstanbul Tabip Odası adına Nazmi Algan söz alarak dayanışma mesajlarını iletti. 

Yapıcı: Çok öfkeliyim
“Gerçekten bu sefer çok öfkeliyim. Bugüne kadar olan süreçte biraz daha sakin karşılamaya çalışıyordum ama artık çok öfkeliyim” diyen mimar Mücella Yapıcı, öfkesinin nedenini şöyle anlattı:

“Yapılmaya çalışılan asla bizlerle ilgili değil. Onlar da çok iyi biliyorlar ki, bu ülke gelecekte demokratik, barışçıl, birbirini seven, sayan en azından dinleyen bir ülke; zeytinliklerinden tüm kaynaklarına sahip çıkılan bir ülke olacaksa o Gezi’nin ışığıyla aydınlatılacaktır ve oradan başlayacaktır. Bunu bildikleri için de çok korkuyorlar. Bir yandan bu korkuyla hem gündemi uzatarak insanların hafızasında yepyeni, kirli bir Gezi tarihi, bir yandan da bizler üzerinden ve Osman Kavala üzerinden de bir sürü kesime gözdağı veriyorlar.” 

'Söz veriyorum, dimdik ayakta olacağız'
Yapıcı, “Çok eminim ki bizim, en azından benim burada hiçbir önemimiz yok” dedi ve ekledi:

“Ama madem öyle, hepimiz Gezi’nin o güzel haline yaraşır, onun bize verdiği umutla, gençlikle, dirayetle, sabırla, akılla ve mizahla  dimdik ayakta olacağız. Size söz veriyorum. Bizim için hiç endişelenmeyin. Biz hepimiz biliyoruz ki bu ülkenin hiç sönmeyen umut ateşidir Gezi. İş ki biz Gezi zamanındaki gibi o birlikteliğimize, aklımıza, fikrimize, birbirimize el vermeye, birbirimizi duymaya, anlamaya, birlikte hareket etmeye devam edelim.”

Yapıcı sözlerini “Sekiz tane çocuğumuzun, gözlerini kaybeden 40’ı aşkın kişinin, beden bütünlüklerini kaybedenlerin, psikolojik olarak tramva yaşayanların bir gün bu bizi yargılamaya çalışanları yargılayacağı günler de görecek kadar yaşamaya da kendime söz veriyorum” diyerek tamamladı. 

Ne olmuştu?
Gezi Parkı eylemlerini finanse ettiği suçlamasıyla aralarında 1598 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala’nın ve Taksim Dayanışması bileşenlerinin bulunduğu sanıklar daha önce iki kere beraat etmişti. Üçüncü kez açılan Gezi davası İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülürken İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde Beşiktaş’ın taraftar grubu çArşı üyelerinin yargılandığı davayla birleştirilmişti. Davada yargılanan kişilerin ve avukatlarının taleplerine karşın heyet, dosyaların ayrılması talebini reddetmişti.

Davanın 21 Şubat’ta görülen duruşmasında heyet, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin dosyayı ayırdı. 4 Mart’ta duruşma savcısı Edip Şahiner -yalnızca bu davaya bakmakla görevli- esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı Şahiner, Kavala ve Mücella Yapıcı’nın ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs‘ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. Savcı, davanın diğer altı sanığı Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ninse ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’ suçuna yardım ettikleri iddiasıyla 20’şer yıl hapisle cezalandırılmasını istedi.