Ankara, Suudi Arabistan ile bozulan ilişkilerini onarmak üzere bugün bir adım daha attı.


Adalet Bakanlığı’nın görüşü doğrultusunda İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine dair davayı durdurma ve dosyayı Suudi Arabistan’a gönderme kararı aldı.

Müslüman Kardeşler örgütüne yakınlığı ve mevcut Suudi yönetimine muhalifliği ile bilinen yazar Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018’de gittiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda vahşice öldürülmesi sonrasında Ankara, cinayetin detaylarının ortaya çıkması ve dünya kamuoyuna duyurulması için uğraşmış ve cinayetin arkasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın olduğunu öne sürmüştü.

Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerinde uzun süredir devam eden gerilim, Kaşıkçı cinayeti ve davasıyla birlikte daha da artmıştı.

Son dönemde Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail ile ilişkilerde normalleşme yoluna giren Türkiye, Suudi Arabistan ile de ilişkileri normalleştirme arayışındaydı.

TÜRK MALLARINA BOYKOT GEVŞEDİ
Türkiye, Cemal Kaşıkçı dosyasının kapatılması, İstanbul’daki Müslüman Kardeşler teşkilatının Mısır’daki Suudi Arabistan destekli Sisi iktidarına karşı muhalif yayınlarını azaltması gibi adımlar atarken, Suudi Arabistan da Türk mallarına karşı 1,5 yıldır fiilen uyguladığı ambargoyu gevşetti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, şubatta sadece 6,5 milyon dolar olan Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatı, martta 8 kat artışla 58,7 milyon dolara yükseldi.


2019’da 3,3 milyar dolar olan Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatı, 2020’de 2,5 milyar dolara düşmüş, 1 Ekim 2020’de başlayan ve giderek sertleşen ambargonun etkisiyle 2021’de 265 milyon dolara kadar gerilemişti.

Sozcu.com.tr’ye konuşan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, Suudi gümrüklerinde Türk mallarına karşı artık eskisi kadar sıkı kontrol uygulanmadığını, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesiyle ihracat rakamlarının eski seviyelere dönmesini beklediklerini dile getirdi.

SWAP ANLAŞMASI GÜNDEMDE
Türkiye, Suudi Arabistan’ın Körfez’deki müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerini normalleştirmiş, bu kapsamda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile BAE Merkez Bankası arasında yaklaşık 4,9 milyar dolarlık dirhem-TL takası (swap) anlaşması yapılmıştı.

Şubatta BAE’yi ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönüşte “Suudi Arabistan'la da olumlu diyaloğumuzu sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde somut adımlarla ilerleme arzusundayız” demişti.

Erdoğan ve Salman’ın önümüzdeki dönemde görüşmesi için de bir süredir hazırlık yapılıyor.

Birçok uzman, Ankara’nın Körfez ülkeleri ve İsrail ile ilişkilerini normalleştirme adımlarını, ekonomik zorluklar ve seçim öncesi artan döviz ihtiyacı nedeniyle attığını dile getiriyor.

Reuters’ın daha önce yayımladığı haberlerdeki bilgilere göre, TCMB’nin yeni swap anlaşması yapmak üzere görüştüğü ülkeler arasında Suudi Arabistan da bulunuyor.

Petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle Suudi Arabistan’ın döviz gelirlerinde son dönemde büyük artış olmuştu.

TÜRKİYE’NİN DÖVİZ İHTİYACI VAR
Ukrayna’daki savaşla birlikte enerji ve gıda başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki artış, Türkiye’nin cari açığını hızla artırırken, Türkiye’nin dövize ihtiyacı bulunuyor.

TCMB, düşük seviyedeki rezervlerini, swap anlaşmalarıyla güçlendirmeye çalışıyor. Birçok uzman ise, swap anlaşmalarının brüt rezervi yüksek göstermeye yaradığını ancak rezerv kalitesi açısından sorun olduğunu vurguluyor.