CHP ve İYİ Parti'nin başı çektiği Millet İttifakı'nda kriz derinleşiyor. Adaylık tartışmalarına, ittifak içindeki ideolojik rahatsızlıklar da eklendi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adaylığa göz kırparken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise Ekrem İmamoğlu kartını öne sürmeye devam ediyor. 6'lı buluşmada masada olmasa bile atılan adımlarda etkisi açıkça görülen HDP'nin varlığı da ittifak içinde huzursuzluğa neden oluyor.

CHP'ye yakın medya da ittifaka eleştirilerini artırdı. Geçtiğimiz günlerde Sözcü Gazetesi Yazarı Deniz Zeyrek, Kılıçdaroğlu'na liyakat eleştirisinde bulunmuştu. Muhalif gazetecilerden Nihat Genç de ittifakın vatanı sattığını söylemişti. 


Son tepki, Kılıçdaroğlu'nun, "Amiral gemi" olarak nitelediği Sözcü Gazetesi'nden geldi. "Atatürk nerede" yazısını kaleme alan Soner Yalçın, "Tek hedefi Erdoğan'ı devirmek olan CHP'nin sağa savrulduğunu" belirtti.

Altı muhalefet partisinin imzaladığı "Bilkent Deklarasyonu"na gönderme yapan Yalçın, "CHP imzaladığı deklarasyona Atatürk adını bile koydurmaktan niçin çekiniyor" ifadelerini kullandı. Yalçın, CHP'ye şu eleştirilerde bulundu: 

"ATATÜRK DİYECEK KİMSE KALMADI MI KOCA PARTİDE?"

Çoğu Marksist, Atatürk ile uzlaşırken CHP'nin bugün takip ettiği siyasal çizginin hali nedir? Kemalizm sadece kağıt üzerinde kalan "kenar süsü" müdür?

Altı muhalefet partisinin imzaladığı Bilkent Deklarasyonu/(Marks'tan mülhem) “Bilkent Programı Eleştirisi" niye yapılmıyor? Program/teori tartışılmadan kurtuluş mümkün mü? Bırakın teoriyi, CHP imzaladığı deklarasyona Atatürk adını bile koydurmaktan niçin çekiniyor?

Marksistler dün, Anadolu'ya ve sorunlarına vakıf olamamış CHP'nin bürokratik elitizminin zihinsel tembelliğine darbe vurup, partiyi halkçı kimliğine tekrar kavuşturmuştur.

Atatürk'ü savunmak bugün yine sadece Marksistlere mi kaldı?

Bugün CHP'nin sağa savruluşu “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun" pragmatizme niçin yenik düşürülüyor?

Nerede Atatürkçüler?

Annem gibi "Atatürk yazın" diyecek kimse kalmadı mı koca partide?