Her insanın öncesi ve sonrası vardır… Anadolu’da şöyle bir deyim var: “Akıbetin hayrola” Biz insanlar sonumuzun ne olacağı hakkında hiçbir şey bilmiyoruz… O anı yaşama ve tadını çıkarma gayreti içinde oluruz hep…

Dün neydik bugün ne olduk kısmını hiç düşünmüyoruz ve hayata amiyane tabirle bodoslama dalıyoruz…

Hesapsız kitapsız, sorgusuz sualsiz, hiç düşünmeden akan suya kendimizi kaptırıp gidiyoruz… Maddi ve manevi açıdan biz iyiysek herkes iyidir anlayışı var biz insanlarda…

Memur ve işçi sendika yöneticilerinin hepsi vakti zamanında düşük maaşla çalışan işçi veya memurdu… O dönemlerde belki kendileri bile “bu maaşla nasıl geçinilir, bizim hiç kıymetimiz yok, bize kim ne zaman değer verecek..?” gibi sorular sormuştur…

İnsanoğlu geçmişini çabuk unuturmuş..!

Ey sendika yöneticileri!

Dün yakarışta bulunduğunuz konumdaki insanların mevkisine geldiniz… “Geçinecek param yok, kıymetimiz yok..” dediğiniz günlerden kıymet kazandığınız günlere kavuştunuz…

Ve şimdi sizler geçmişinizi unutup kıymet vermiyorsunuz… Yetkili yetkisiz tüm sendika yöneticileri üyeleri için hakkıyla mücadele etmiyorlar…

Altlarındaki son model arabalar, düğünlerdeki şatafat, itibar ve daha neler neler…

Ve bu yöneticilerin hepsi geçmişte ya işçiydi ya da memur…

İnsanların aklına bu akan suyun kaynağı neresi diye sormak geliyor… Hakikaten nereden geliyor?

Yönetim kademesinde konuma göre aldığınız maaşla mı tüm bunlar?

Merak ediyorum ve eminim tüm üyeleriniz de merak ediyordur…

Yetkili yetkisiz tüm sendika yöneticilerinin mal varlıkları gözden geçirilmelidir… Neydi ne oldu sorularının cevabı bulunmalıdır… 

Hiçbir şey saklı kalmamalıdır… Şeffaflık insana zahmet vermez, aksine güzel kapıların açılmasına vesile olur…

Sayın sendika yöneticileri…

Yerinizde olsam her sene kamuya açık bir şekilde mal varlığımı ilan ederdim ama gerçek olanını, gerçekten var olan mal varlığını...

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN