Suriye meselesi, siyasetteki iç kargaşalar, Rusya, ABD... Kısacası gündem çok yoğun... Bu yoğunluğun yanında bu defa ülke gündemine sendika yöneticilerinin maaşları giriş yaptı...

Yetkili bir sendika yöneticisinin maaşı 26 bin tl. Yanlış duymadınız tam 26 bin tl. Bu parayı hakkedecek ne yaptığını sorarsanız, yazın en iyi otellerde tatil, sabah en iyi kahvaltı masasında kahvaltı, afilli kıyafetler, lüks arabalar... 

O kadar çalışıyorlar ki, üyelerine zaman ayıracak vakitleri bile yok! Ama onlara sorarsanız gece gündüz üyelerinin haklarını korumak için çalıştıklarını söylerler. Aslına bakarsanız yalan da söylemiyorlar. Hani haklarına da girmemek lazım. Şatafatlı hayat çok yorucu oluyor. Tatil, lüks mekanlarda yemekler, aşırı ilgi gerçekten çok yorucu oluyor!

Bu yaşam tarzına aslında 26 bin tl az! Mesela 50 bin tl olabilirdi!

Söz veriyorum bu sendika yöneticilerinin haklarını gittiğim her toplulukta savunacağım. Yapmayın, etmeyin bu kardeşlerimizin hakkına girmeyelim, aksine onların önünü açalım, hatta maaşlarına yeni bir zam yapmak için bir çalışma yapılması gerektiğini de söyleyeceğim! 

Yazıklar olsun!

İşçinin ve memurun hakkına girenlere yazıklar olsun! Kendi maaşına kıyak zam, işçi ve memura gelince susan ve düşük zamma evet diyen yöneticilere yazıklar olsun! 

Kendi üyelerine ihanet eden ve ne de olsa belli bir süre sonra unuturlar her şey yoluna girer düşüncesiyle yol alanlara yazıklar olsun! Menfi davaları için siyasilerin peşinden koşan yöneticilere yazıklar olsun! 

...

Hak bilmeyenler ve hakka girenlere yazıklar olsun! 

Bazıları çıkıp tüm yapılanlar müstehaktır diyor. Üyeler ses çıkarmıyor diyor. Demek ki, üyeler bu durumdan memnun diyorlar. Hayır, arkadaş kimsenin mumnun olduğu yok. Üyeler sadece korkuyorlar! Ses çıkarmaları halinde her an farklı bir göreve kaydırılma korkusu var. Bu korku onların sessiz kalmasına neden oluyor...

Temennim gaflet içinde yüzen sendika yöneticilerinin bir an önce hak yoluna girmeleri yönünde. Aksi durumda geleceğe dair hiç umutlu olmadığımı ifade etmek istiyorum. 

Özetle; 

Baca eğri de olsa duman doğru çıkar.

vesselam

Hamza KILIÇASLAN