ANKARA (AA) - Yeni tip koronavirüs ile mücadelede önemli görev üstlenen Ankara Şehir Hastanesi'nde Kovid-19 şüphesiyle gelen hastaların, teşhis prosedürü ve tanı alan hastalara uygulanan tedavi süreci ile pandemiye karşı mücadele veren sağlık çalışanlarının, acil servisten yoğun bakıma kadar çalışmaları görüntülendi.

Sağlık Bakanlığı tarafından çekilen görüntülerde, 16 bin kişinin çalıştığı, 723'ü yoğun bakım olmak üzere toplam 3 bin 811 yataklı Ankara Şehir Hastanesi'ndeki çalışmalar yer aldı.

Buna göre, acil servise gelen tüm hastalar, termal kameralarla taranıyor ve triyaj alanında Kovid-19 şüphesi olan ve olmayan kişiler hemen birbirinden ayrılarak farklı alanlara yönlendiriliyor.

Muayene edilen hastaların gerekirse akciğer tomografisi gibi diğer tetkikleri yapılırken, biyolojik numune alma kabinlerinde PCR testi için numune alınıyor. Şüpheli olan ve takibi gereken hastalar ile hastaneye yatışı yapılan hastalara, bulaş riskini belirtmek için sarı bileklik takılıyor.

"Yoğun bakım yatağını 2 bine çıkaracak kapasiteye sahibiz"

Ankara Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Op. Dr. Aziz Ahmet Surel, hastanede Kovid-19 pozitif hastaları izole ettikleri alanlarda tamamen negatif basınçlı sistem bulunduğunu belirterek, her hastanın solunumla sahaya bıraktığı partiküllerin, negatif basınç emici uçlar tarafından emildiğini ve bu personelin yoğun çalıştığı merkez alanlarına da çok kuvvetli yüzde yüz temiz hava basıldığını anlattı.

Böylelikle hem sahada çalışan sağlık personelini koruduklarını hem de bir hastadan diğerine bulaş olmasının önüne geçtiklerini ifade eden Surel, "Bu, bizim Kovid hastasını yatırdığımız bütün yoğun bakımlarımızda standart özellik olarak şu anda kullanılıyor." dedi.

Hastanedeki 723 yoğun bakım yatağının 526'sının erişkin hastalar için olduğunu aktaran Surel, bunun 144'ünün ortopedi hastanesi, 80'i genel hastanede olmak üzere, 224'ünü bu hastalara ayırdıklarını, ihtiyaç oldukça bu rakamı artıracak durumda olduklarını bildirdi. Surel, "Yani bizim 700 standart yoğun bakım yatağımız var ama olağanüstü bir durumda yoğun bakım ihtiyacı olduğunda onu 2 bine çıkaracak kapasiteye de sahibiz." diye konuştu.

Hastanede 16 bin kişilik bir aile olduklarını ve vatandaşlar için sağlık hizmeti ürettiklerini dile getiren Surel, Sağlık Bakanlığının talimatları doğrultusunda ocak ayının sonundan itibaren Kovid için organize olmaya başladıklarını ve normalde negatif basınçlı olmayan yoğun bakım alanlarını Kovid hastalığına özel tamamen negatif basınçlı hale getirdiklerini anlattı.

Bu hastaları ideal şartlarda tedavi etmenin ve tedaviyi yürüten personelin en güvenli şartlarda çalışmasını sağlamanın önemine işaret eden Surel, Bakanlığın ve Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) koyduğu kriterler doğrultusunda her türlü koruyucu ekipmanı da sağlık personeline, çalıştıkları alana göre sağladıklarını söyledi.

Hastanenin 3 bin 811 yatak kapasitesi bulunduğunu, Bakanlık tarafından pandemi hastanesi ilan edildikten sonra, kampüsü çeşitli alanlara ayırdıklarını belirten Surel, şu bilgileri verdi:

"Bu tip bulaşıcı hastalıklarda izolasyon çok önemli. O yüzden bulaşıcı hastalık riski yüksek olan veya bulaşıcı hastalık tanısı olan hastalarımızı ayrı alanlarda tutuyoruz. Bulaşıcı hastalık riski düşük olan veya taşımadığını bildiğimiz hastaları da onlardan ayrı alanlarda tutuyoruz. Böylece birbirlerine bulaşmasının da önüne geçmeye çalışıyoruz. Normalde tıbbi dilde sarı bileklik, sarı renk bulaş riskini ifade eder. Eğer Kovid pozitif ise bu hasta veya yüksek riskliyse bulaşıcı hastalık açısından, hemen hastanede bir sarı bileklik takıyoruz triyaj alanında.

Yine aynı şekilde Kovidli hastayı taşıyacağımız asansör, bu hastayı alacağımız acildeki gözlem alanı, tomografisini çekeceğimiz röntgen bile ayrı. Bunları da yine uluslararası renk olan sarı renk ile işaretledik. Sarı bileklikli hastaların tıbbi hizmetleri bulaş riskini azaltmak için izolasyon alanı olarak belirlenen sarı tabelalı alanlarda görülüyor, bunlar bulaş riski olan hastalar olduğu için. Diğer hastalarımızın tedavileri kampüsümüzün farklı alanlarında güvenli şekilde ve hiç aksamadan devam ediyor."

"Dünyanın sayılı acil servislerinden"

Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği'nde görev yapan aynı zamanda Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, hastanenin acil servisinin, ülkenin hatta dünyanın sayılı acil servislerinden olduğunu söyledi.

Acil servisin fiziksel kapasite anlamında da dünyanın en büyük acil servisleri arasında yer aldığını belirten Kayıpmaz, 40 bin metrekarelik bir kapalı alanda hizmet verdiklerini ifade etti. Bu alanlarda, kritik hastalara bakabildikleri negatif basınç denilen sistemle donatılmış odalar ve alanlar bulunduğunu, durumu daha stabil hastaların izlendiği gözlem odaları yer aldığını aktaran Kayıpmaz, acil servis içerisinde 2 tomografi ve 1 MR cihazı olduğunu da bildirdi.

Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, "Ayrıca bizim acil radyoloji ünitemiz, 7/24 kritik hastaların acil ultrasonografik taramasını yapacak cihazlar ve deneyimli personelimiz mevcut. Profesör doktorlar, doçent doktorlar, doktor öğretim üyeleri de 24 saat yani sabaha kadar burada nöbet tutacak şekilde bir vardiyada çalışıyorlar. Bu anlamda da günlük uzman ve öğretim üyesi, nöbet tutan sağlık personeli sayısı anlamında Türkiye'de öncü bir yerde olduğumuzu söyleyebilirim." dedi.

"Örnek alma işlemi en yüksek düzey koruyucu ekipmanla yapılıyor"

Doç. Dr. Gülhan Kurtoğlu Çelik de ön triyajda Kovid olduğu düşünülen hastaların öncelikle poliklinik alanına geldiğini, burada değerlendirmelerin yapıldığını ve vital bulgulara bakıldığını anlattı. Tetkikler yapıldıktan sonra bu hastanın süreci uzayacaksa ve yatış planlanıyorsa gözlem alanlarına alındığını belirten Çelik, buradan sonra enfeksiyon hastalıkları ile konsültasyonların tamamlandığını ifade etti.

Çelik, örnek alma işlemlerinin ise bu en yüksek düzey koruyucu ekipmanlarla ve personeli korumak amacıyla negatif basınçlı ortamda bulunan özel kabinlerde gerçekleştiğini söyledi.