Karadeniz mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan Rize muhlaması, mısır unu, tereyağı ve kolot peynirinin karışımı ile yapılıyor.Bakır tavada eritilen tereyağı ile kavrulan mısır ununa su ilave ediliyor. Karışım kaynadıktan sonra peynir ilave ediliyor. Bir süre daha kısık ateşte pişirilen lezzet üzerine dökülen kızgın tereyağı ile servise hazır hale geliyor. Pratik hazırlanmasının yanında tok tutan ve enerji veren lezzet beğenilerek tüketiliyor. Rize muhlaması için Rize Ticaret ve Sanayi Odası, Türk Patent ve Marka Kurumu'na ‘coğrafi işaret’ tescili için başvurdu. Kurumun yaptığı değerlendirmeler sonucu ‘Rize muhlaması' olarak coğrafi işaretle tescillendi. Bu tescille birlikte kimilerinin ‘mıhlama’ diye adlandırdığı lezzetin adı ile ilgili yapılan tartışmalar da son buldu. Lezzetin yörede hazırlanışında farklılıklar söz konusu Rize muhlamasının yapılışını DHA'ya anlatan Şahsene Türkoğlu, Lezzetin sadece tereyağı, peynirle yapıldığı gibi mısır unu ya da beyaz un katılarak da yapılabildiğini ifade eden Türkoğlu, “ Muhlamamız çok pratik bir lezzet, 5 dakikada harika bir lezzeti tadıyorsunuz. Bu lezzet tabii ki önceden sadece yörede biliniyordu. Buraya gelen yerli ve yabancı turistleri ikram edilince onların da çok hoşuna gitti. Adını da tadını da biliyorlar artık. Yalnız mıhlama diye isimlendirenler de vardı. Coğrafi tescil ile beraber adı da 'muhlama' olarak tescillenmiş oldu. Rize için hayırlı uğurlu olsun çok mutlu olduk” dedi. "Muhlamamız turistlerle dünyaya açıldı" Firdevs Şahin de “Muhlama şipşak bir lezzet. Bahçede işlerimizi tamamlıyoruz eve gidiyoruz ne yemek yapacağız diye düşünürken 5 dakikada muhlama hazır. Hem besleyici hem doyurucu. Muhlamamız artık turistler sayesinde dünyaya yayıldı. Rize muhlaması olarak tescilini aldık. Sevindik” dedi. "Mıhlama Değil Muhlama" Turizmci Yalçın Şahin ise “Muhlamamız coğrafi tescil aldı, bu habere çok sevindik. Yöreye gelenler lezzetimize ‘mıhlama’ diyorlardı. Bu tescil ile beraber adı da 'muhlama' olarak tescillendi. Biz çocukken ninelerimiz, annelerimiz ‘karnımız acıktı’ dediğinizde hemen bir muhlama yapar, önümüze koyarlardı. Şimdi yöreye gelen yabancılara ikram edilince adı da lezzeti de sınırları açtı” dedi.