ANKARA (AA) - CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Toplantı sürerken açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK'da ekonomik krizi, sarayın bu gündemin üzerini örtmek için nefret diline ve kutuplaştırma siyasetine hız vermesini ve Türkiye'nin gerçek gündemini karartmak amacıyla CHP'ye yapılan operasyonu ele aldıklarını söyledi.

Öztrak, milletin dertlerine çare bulamayanların, şimdi sıkıntıların üzerini örtmek için siyaset mühendisliğinden medet umduğunu savunarak, "Hatırlayacaksınız, sarayın kibirlisi geçtiğimiz hafta kutuplaştırıcı söylemine ve nefret siyasetine hız vermişti. Memlekette kimsenin başörtüsüyle, kılık, kıyafetle bir derdi yok ama Erdoğan, İstanbul'daki vahim ancak münferit bir olay üzerinden milleti kışkırtmak için elinden geleni ardına koymuyor." diye konuştu.

Kabataş'ta yalandan medet umanların şimdi de bu olaydan medet umduğunu ileri süren Öztrak, şunları kaydetti:

"Aynı Erdoğan, TBMM'de grup başkanvekilleri arasındaki bir tartışmadan 28 Şubat çıkarmaya çalışıyor. Tank palet fabrikasının peşkeş çekilmesiyle ilgili sorularımızı yanıtlayamayan, ABD Başkanı'nın yazdığı hakaret mektubuna hak ettiği karşılığı veremeyen, 15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan milyonlarca liranın nereye gittiğini bir türlü açıklayamayan saray, seviyesizliğin sınırlarını zorlayan bir dille, milletimizin bu karanlık günlerden çıkış umudu olan CHP'ye saldırıyor. Saraydaki kibirli kişinin derdinin ne olduğu, bizzat kendisinin yaptığı açıklamalardan gayet güzel anlaşılıyor. Daha Mehmetçiğimiz, Barış Pınarı Harekatı'na yeni başlamışken çıkıp 'Millet İttifakı'nın zayıflaması, parçalanması önemli' diyerek fikrindekini zikretmişti. En sonunda sarayın milletten kopuk lüks yaşamını sürdürmesinin önünde en büyük engel olarak gördüğü Genel Başkanımıza 'çek git' diyecek kadar gözü döndü."

"Aynı yerden hazırlanmış metinler"

"Neden Genel Başkanımıza 'çek git' diyor? Çünkü Türkiye'de tek adam saray rejiminin önündeki en büyük engellerden biri Sayın Genel Başkanımız ve partimizdir. Şimdi bu engeli aşmak için kendince elinden geleni ardına koymuyor." diyen Öztrak, şöyle devam etti:

"Son günlerde müellifinin saray olduğu her yerinden belli olan bir kumpas senaryosu sahneye kondu. İstanbul'u kaybeden iktidarı kaybeder psikozundaki saray, mızıkçılığa devam ediyor. Bu senaryonun sarayda yazıldığını görmek için sadece saray medyasına bakmak yeter. Aynı yerden hazırlanmış metinler üzerinden koparılan ve bir haftadır devam eden bu senkronize yayın çılgınlığını Barış Pınarı Harekatı'nda dahi görmedik. Saray arkada, kalemşörleri, kurşun askerleri önde, otuz iki kısım tekmili birden bir kumpas senaryosu milletin gündemini unutturmak için sahneleniyor. Bu kumpas senaryosu medyada bazı aktörler kullanılarak ortaya kondu."

Öztrak, bu konunun Türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi haline gelmesinin beklendiğini ancak bunun gerçekleşmediğini ifade ederek, "Sarayın kibirli kişisi dayanamadı, İzmir'de kürsüye çıktı. Tıynetindeki yalanı doğru gibi söyleyerek siyaset yapma stratejisinin yeniden düğmesine bastı. Kumar masasında pey sürer gibi bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamını ortaya koydu." dedi.

"Oyun içinden oyun çıkıyor"

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun da İzmir de konuşarak kumpasın kime yaradığını, hangi amaçla yapıldığını anlatıp "hodri meydan" dediğini anımsatan Öztark, "O gün bu gündür AK Parti Genel Başkanından tık yok." diye konuştu.

"Matruşkalar teker teker açıldıkça, oyun içinden oyun çıkıyor." ifadelerini kullanan Öztrak, şunları kaydetti:

"Senaryosunun sarayda yazıldığı belli olan bu kumpasın açık hedefi CHP ve onun Genel Başkanıdır. Bu, CHP'ye düzenlenmiş bir kumpastır. Tekrar ediyorum, bu kumpas ona, buna değil CHP'ye karşı tezgahlanmıştır. Sayın Genel Başkanımızın uyarılarının haklılığı bir defa daha ortaya çıkmıştır. Esasen gören gözler için bu olaydan ibret alınacak ciddi dersler vardır. Saray beslemesi medyanın Barış Pınarı Operasyonu'na göstermediği ilgi, alakayı, bu olaya göstermesi tezgahın müelliflerini, adresini de açıkça ortaya koymaktadır. Biz, CHP'ye karşı kurulan bu kirli kumpası sükunetle, genel hukuk ve parti hukuku içinde bozmaya kararlıyız. Bu süreçte gazeteciliğin tüm temel ilke ve değerlerinin çiğnendiğini de özellikle not etmek isterim."

"Kimin değirmenine su taşımaktadır"

"Bu kumpas kimin değirmenine su taşımaktadır?" diye soran Öztrak, "Adres bellidir. Kim, CHP'nin karışmasını istediyse, kim CHP Genel Başkanına 'çek git' diyecek kadar gözünü karatmışsa, onun değirmenine su taşımıştır. Kim, milletin sesi duyulmasın, ülkenin gündemi karartılsın istediyse bu kumpas onun işine yaramıştır." görüşünü savundu.

Öztrak, bu kumpasın iki amacının olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Birincisi milletin aş, iş sorununu gizlemek, ikincisi milletin umudu haline gelen CHP'ye itibar suikastı yapmaktır. Artık bu dakikadan sonra, herkes dikkatli olmalı, kimse kendine siyasi rant devşirme fırsatçılığına girmemelidir. Hiç kimse unutmasın, CHP'nin ruhunda Kuvayımilliye vardır. Bir tek, CHP ruhunu hiç anlamayanlar, bu ruhu hiçbir zaman içlerine sindiremeyenler, CHP içinde çete arama gafletine düşebilir. CHP'de çete arayanlar, her zaman karşılarında Kuvayı Milliye ruhunu bulmuşlardır. Bundan sonra da bulacaklardır. Çeteler tek adam yönetimlerini sever. Çete arıyorsanız saraya ve etrafına bakacaksınız. Kumpas CHP'ye kurulmuştur. Bunu bir olarak, beraber olarak püskürteceğiz.

Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, dün Öğretmenler Günü'nün kutlandığını hatırlatarak, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının 34 üyesi içinde öğretmenlere verilen maaşlarda Türkiye'nin sondan altıncı sırada yer aldığını söyledi.

Öztrak, seçimlerde söz verilen 3600 ek göstergenin 1,5 yıl geçmesine rağmen halen öğretmenlere verilmediğini ancak bu dönemde "Yandaşların milyarlarca liralık banka borçlarınının ötelendiğini, devletten alacaklarını tahsil etmelerine ilişkin düzenlemelerin yapıldığını" ileri sürdü.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın her fırsatta "ekonomi dengelendi" dediğini aktaran Öztrak, "Madem dengelendik, öğretmenlerimizin 3600 ek göstergesi neden verilmiyor? Diğer taraftan, yüzbinlerce öğretmen de atanmayı bekliyor. Bu konu ciddi bir sosyal mesele haline geldi. Atanan öğretmenler perişan, atanamayan öğretmenler ise ayrı perişan. Öğretmenini mutlu etmeyen bir toplum, geleceğe güvenle bakamaz." diye konuştu.

Öztrak, başta başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere emeği olan ve ahirete intikal eden tüm öğretmenleri saygıyla andığını dile getirdi.

Bugünün, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olduğunu anımsatan Öztrak, kadına yönelik şiddetin Türkiye'nin önemli bir sorunu olduğunu, 1 Ocak-20 Kasım arasında en az 302 kadının cinayete kurban gittiğini söyledi.

Öztrak, kadına yönelik şiddetin her türlüsünü reddettiklerinin altını çizerek, kadına karşı şiddetle mücadelenin bir eğitim ve zihniyet meselesi olduğuna işaret etti.

"Gerçek işsiz 8,1 milyonu buldu"

Doğalgaz ve elektrik zamlarının etkisinin soğuyan havalarla iyice hissedilmeye başlandığını belirten Öztrak, çarşı pazardaki fiyatlarların da cep yakmaya devam ettiğini kaydetti.

Öztrak, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının ekim ayı itibarıyla 2 bin liranın üzerinde olduğunu, yoksulluk sınırının ise 7 bin liraya dayandığını dile getirdi.

İşsizliğin de Türkiye'nin kanayan yarası olmayı sürdürdüğünü ifade eden Öztrak, "Gerçek işsiz sayımız 8,1 milyon kişiyi buldu. Bu, dünya üzerinde 95 ülkenin nüfusundan fazla. Sarayın damadı 2019 başında 2,5 milyon yeni istihdam sözü vermişti. Bıraktık 2,5 milyon ilave istihdamı, bir yıl önce işi olan 789 bin yurttaşımız şimdi işsiz kaldı." diye konuştu.

Öztrak, ekonomideki derin krizin, borçlu vatandaşları da ezip geçtiğini, bu yılın ilk 10 ayında protesto edilen senetlerin tutarının 18 milyar liraya dayandığını, karşılıksız çıkan çeklerin 24 milyar lirayı aştığını söyledi.

Çekini ödeyemediği için hapse girme riskiyle karşılaşan vatandaşların sayısının da her geçen gün arttığına dikkati çeken Öztrak, "Çek Kanunu'nda değişiklik yapılması gerekiyor. Şu an yaşadığımız türden sistemik kriz dönemlerinde ödenemeyen çeklere hapis cezasının verilmemesi, ödeme sürelerinin uzatılması en doğru yoldur." dedi.

"Milletin ferasetine güveniyoruz"

Sadece vatandaşın değil, devletin borcunun da alıp başını gittiğini kaydeden Öztrak, "Merkezi yönetimin yani Ankara'nın toplam borç stoku bu yılın ilk 10 ayında 194 milyar lira artarak 1,3 trilyon liraya dayandı. Saray iktidarının sonunda borcun sürdürülebilirliğini, bu borcun nasıl ödeneceğini tartışmaya başladık." diye konuştu.

Faik Öztrak, Türkiye'nin gerçek gündeminde işsizlik, açlık, sefalet, çaresizlikle yaşamına kıyan ailelerin, toprağını ekemeyen çiftçinin, siftah edemeyen esnafın, kadına şiddetin, Katar ordusuna peşkeş çekilen Tank Palet Fabrikası'nın, 15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan yardımların iç edilmesinin, filtresiz termik santrallerin zehirlediği insanların olduğunu ileri sürdü.

CHP'ye kurulan kumpasa en güzel cevabı yapılacak ilk seçimde milletin sandıkta vereceğini ifade eden Öztrak, milletin ferasetine güvendiklerinin altını çizdi.

Öztrak, vatandaşın saray iktidarına sarı kartı gösterdiğini savunarak, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin yarınında saray ve havuzcular olmayacaktır. Türkiye'nin yarınında CHP, Millet İttifakı ve demokrasi isteyenlerin sandıkta gerçekleştirdikleri ittifak vardır. Saray ne kadar operasyon yaparsa yapsın, hangi kumpasları kurarsa kursun, artık Türkiye'nin önündeki yol bellidir. Milleti unutan saray sosyetesinin devri kapanmış, dinlenme kulübesine gitme vakti gelmiştir. Türkiye'nin geleceğinde, ülkemizin kurucu değerlerini savunan, yepyeni, birinci sınıf bir demokratik parlamenter rejimi benimseyen, kendi ikbalini değil, halkını düşünen vatansever kadrolar olacaktır."

"Talat Atilla kumpasın unsuru"

Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Muharrem İnce, CHP'ye yönelik eleştirilerde bulunarak 'Partim bana sahip çıkmıyor.' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Öztrak, "Sayın Muharrem İnce ile ilgili iddiaların gündeme gelmesinin üzerinden 3 gün dahi geçmedi. Biz, hiçbir arkadaşımızla ilgili bir açıklama yapmadık. Biz, hiçbir arkadaşımızın böyle bir savunmaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz." yanıtını verdi.

Öztrak, "Kurulan kumpası bozmak için bir soruşturma, disiplin süreci başlatılacak mı? Konu yargıya taşınacak mı?" sorusunu, "Onlar henüz gündemimizde yok. Bunları konuşmadık. Hepsini değerlendiriyoruz." diye cevapladı.

"Muharrem İnce 'aynı teknede tatil yapan bir takım isimlerden' bahsetti. Bu konuda ne demek istersiniz?" sorusu üzerine Öztrak, "Bu konuyla ilgili zan altında tutulan arkadaşlar gerekli cevabı verirler." dedi.

Öztrak, "Siz 'saray kumpası' olduğunu söylüyorsunuz. İnce 'CHP'deki bir çete' diyor. İddiaların odağındaki Talat Atilla da 'haberi Kılıçdaroğlu'na onaylattığını' söylüyor. Bunla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?" sorusunu, "Talat Atilla zaten bu kumpasın bir unsuru. Dolayısıyla o çerçevede konuşmalarını sürdürüyor." ifadesini kullandı.

"Ne diye özür dileyecek mişiz"

"AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in iddialarla ilgili sizden bir özür talebi var. Bu konuyla ilgili ne söylersiniz?" sorusuna Öztrak, "CHP olarak sürece baktığımız zaman bunun dört başı mamur tezgahlanmış bir komplo olduğu ortada. Ne diye özür dileyecek mişiz? Bu komployu yapanlar bizden özür dilesin." yanıtını verdi.

Öztrak, "Bu haberi yayanla ilgili bir çalışma yapılacak mı? Muharrem İnce ile ilgili bir disiplin süreci başlayacak mı?" sorusu üzerine, "Bu haberi yayan sonuç itibarıyla bu kumpasın bir parçası. Dolayısıyla ne olacak, ne bitecek, bu kumpas çerçevesinde neler oluyor dikkatle takip ediyoruz. Olan bitene cevap veriyoruz. Bir disiplin süreci başlatılması konusu bugün topladığımız MYK'nın gündeminde yok." karşılığını verdi.