Koronavirüs salgın hastalığı ile mücadele bir yandan sürerken, Milli Eğitim Bakanlığı bazı kademelerde yüz yüze eğitimi kısmende olsa başlattı. İlkokul 1,2,3 4 , ortaokul 8. ve lise 12.sınıflar haftada iki gün olacak şekilde yüz yüze eğitimlerine devam ediyor.

Öte yandan 2 Kasım günü yüz yüze eğitimin kapsamı genişliyor ve 9. sınıflar ile ortaokul 5.sınıflarda yüz yüze eğitime başlıyor. Diğer yandan vaka sayıları bazı illerimizde çok hızlı artarken bazı illerimizde ise stabil olarak devam ediyor. Peki bu şartlarda Milli Eğitim Bakanlığı il il okulların tamamen açılması kararı alabilir mi ? 

Hürriyet Gazetesinden Deniz Sipahi'nin konuyla ilgili köşe yazısı şu şekilde ;

İtalya ilk salgına göre biraz daha iyi durumda, İspanya da öyle...
Ama sayılar 10 binlerde...
Almanya 7 binlerde...
Yunanistan beni şaşırtan bir performans gösteriyor, bizden çok daha iyiler...
Dikkat ediyorum; her şeye rağmen okullar açık.
Hem de en baştan bu yana...
Günlük hayatlarından taviz veriyorlar, tedbirleri artırıyorlar ama okulları hep açık tutmaya çalışıyorlar.
Ben de en baştan beri bunu söylüyorum.
Bugün çocuklarımız, gençlerimiz okullara gidemiyorsa ya da iki gün gitmek durumundaysa bunda sorumlu bizleriz, yani büyükler...

Tedbirleri daha sıkı uygulayabilirdik.
Maalesef yaz aylarında epey gevşedik.
Sonuçlar ortada; Türkiye’de vaka sayısı geçen mart, nisan ayının da üzerinde seyrediyor.
Kış koşulları tabloyu daha da artırabilir.
Yine de ben okulların açık olmasından yanayım.
Ve mümkünse şehirlere bir düzenleme yapabilir Milli Eğitim Bakanlığı...
Vaka sayısının daha az olduğu şehirlerde okullar tam gün olabilir.