Cumhurbaşkanımızın beyanlarıyla kamuoyuna deklare edilen “Öğretmenlik Meslek Kanunu”, paydaşların katkı ve katılımına kapalı, tepki, eleştiri ve önerilere ilgisiz, sendikaların tepki ve uyarılarına duyarsız bir yöntemle Meclise sunuldu.
Meslek Kanunu teklifi, amaç, kapsam, yürütme ve yürürlük maddeleri haricinde sekiz maddeden oluşuyor. Ne yazık ve hazindir ki; kanun teklifinin içeriğinde birçok konuya dair hüküm yokken düzenlenen konulara ilişkin hükümler ise hem eski hem de eksik. Meslek Kanunu olarak isimlendirilen kanun teklifinde; öğretmenliğe, mesleğe, mesleğin gereklerine, öğretmen yetiştirme süreçlerine, kariyer basamaklarına, öğretmenlerin mali, sosyal ve özlük haklarına, atama ve yer değiştirme kurallarına, ödül ve disiplin uygulamalarına, eğitim yöneticiliği konumuna ve teşvik kurgularına yönelik bütüncül çerçeve oluşturan bir yasal düzenleme niteliği yok. Esasen sayılan bu konu başlıklarının birçoğuyla ilgili olarak kanun teklifinin içeriğinde madde bir tarafa cümleye hatta kelimeye dahi yer verilmemiş. Sözün özü, anlaşılan o ki; öğretmenlerin emeğini yok sayılmakta, taslağı hazırlayan bakanlık öğretmenlik mesleğini yok sayma noktasında “Meslek Kanunu” ile ispatlamaya çalışıyor.
***KANUN BU HALİYLE ÖĞRETMENLİĞE SAYGIYI DEĞİL ÖĞRETMENLERDE KAYGIYI ARTIRIR***
Anlamsız, yetersiz, gereksiz ve hedefsiz hükümler topluluğu olarak görülebilecek fakat kesinlikle meslek kanunu olarak tanımlanamayacak Kanun teklifi; öğretmenliğe saygıyı ve talebi artırmak bir tarafa öğretmenlerin kaygısını ve derdini artıracaktır.
Toplumun birçok kesiminin dile getirdiği aday öğretmenliğe, mülakat uygulamasına yönelik tepkiler görmezlikten gelinmiş. Sözleşmeli öğretmenliği kaldırmayan, sözleşmeli-kadrolu öğretmen kaynaklı ayırımları bitirme vaadi kanunda yer bulamamıştır.
***ÖĞRETMENLERE KARİYER FIRSATI SUNULMUYOR SINAVI KAZANMA ŞARTI GETİRİLİYOR***
Kanun teklifiyle öğretmenlik aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak dört basamağa ayrılıyor. Bu basamakların kariyer basamakları olduğu ise söylemden ibaret. Zira, öğretmen olmak için iki yıla kadar, uzman olmak için on yıl, başöğretmen olmak için yirmi yıllık hizmet süresi yanında sınav şartı getiriliyor. Aynı kanunun bir hükmünde öğretmenlerin ihtisası var fakat bir başka maddesinde ise bunun kanun nezdinde itibarı yok. Çocuklarımızı ve gençlerimizi hayata hazırlamak yerine kariyer için sınava hazırlanmak baskısına maruz bırakılıyor öğretmenlerimiz.
***GÖREVDE İKEN KARİYER BASAMAKLARINI TIRMANAN EMEKLİLİKTE KARİYERİ SONLANAN ÖĞRETMEN***
Kanun teklifinde, öğretmenlik mesleğine ilişkin kariyer unvanlarının sadece fiilen görev yaparken kullanılacağı, emeklilikte ise kariyer unvanının sonlanacağı ve emeklilikte sadece “öğretmen” unvanının esas alınacağı anlaşılıyor. Zira kariyer unvanlara ilişkin mali hak artışı imkanı “özel hizmet tazminatı puanı” artırılmak suretiyle yapılmakta olup, özel hizmet tazminatı emekli maaşının ve ikramiyesinin hesabında dikkate alınmamaktadır. Bu yönüyle uzman öğretmen ve başöğretmen bir kariyer unvan-kadro olarak değil ilave özel hizmet tazminatı oranı hakkından yararlanma sağlayan unvan olarak tasarlanmıştır. Görevin sona ermesiyle birlikte, kariyerde sonlanmaktadır. Anlaşılıyor ki; öğretmenlik mesleğinin bir kariyer mesleği olarak düzenlenmesini değil öğretmenlere mali hak artışıyla sınırlı kariyer desteği sağlanmasını esas alan bir bakış söz konusudur.
***ÖĞRETMEN MAAŞINA ENFLASYON FARKININ ETKİSİ KARİYER FARKININ ETKİSİNDEN DAHA YÜKSEK***
Kanun teklifinde uzman öğretmen ve başöğretmen unvanlarının öğretmen maaşlarına etkisi de düzenleniyor. Buna göre öğretmen maaşında, uzman öğretmen unvanı 1.000TL, başöğretmen unvanı ise 2.000 TL tutarında fark oluşturacak. “Yüksek kariyer, yüksek maaş” algısı işletiliyor. Fakat hazin ne kadar hazin bir durumdur ki; 2021 yılı enflasyon farkının maaşlara yansıması bile kanunla öngörülen kariyer farkının yansımasından daha yüksek oldu. Kariyerin sınava dayalı olması gereksizlik, da elde edilen kariyerin sağlayacağı mali, sosyal ve özlük haklarının yetersiz olması ise adaletsizliktir.

***KANUN KARİYER PLANLARINI ÖRSELİYOR 3600 EK GÖSTERGE VAADİNİ ERTELİYOR***
Kanun teklifinin göstermelik, artırılmış algısal gerçeklik hükümlerinden biri hiç kuşkusuz ki 3600 ek göstergedir. Gönül almak gösterisiyle zaman kazanmak kurnazlığı yapılıyor. Ek gösterge vaadi yasa da hükme geçiriliyor fakat hayata geçmesi 1 Ocak 2023’e erteleniyor. Neden 1 Ocak 2023 sorusunun cevabı da verilemiyor.
***EĞİTİM-BİR-SEN’İN ÖNERİLERİ DİKKATE ALINMALI TEKLİF EKSİKLERDEN KURTARILMALI***
Öğretmenlik Meslek kanunu konusunda konuyla ilgili olan paydaşların sürece katkı ve katılımı sağlanmalıdır. Konuyla ilgili olarak eğitim hizmet kolunun yetkili sendikası Eğitim-Bir-Sen’in hazırladığı rapor, getirdiği eleştiriler, deklare ettiği öneriler mutlaka dikkate alınmalıdır. Yetkili sendika sıfatının bir sonucu olarak öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının beklentilerini, haklı taleplerini seslendirdiği gerçeği üzerinden Eğitim-Bir-Sen’in kamuoyuyla paylaştığı bilgi notu üzerinden teklifte değişiklik yapılması beklentisi karşılanmalıdır.
Millî Eğitim Bakanlığının kendi çalışanları için hazırladığı taslak, eksik, yetersiz ve içi doldurulamayan kanunun TBMM çatısı altında gerçek bir ÖĞRETMEN MESLEK KANUNU haline gelmesi çağrımızın duyulmasını umut ediyoruz.
RIFAT KAVAK
EBS İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI