İktidar, öğretmenlerin içine düşürüldüğü ekonomik sıkıntının çözümünü, öğretmen maaşına bin liralık, ‘uzman öğretmenlik' ve ‘başöğretmen' sınavlarına bağladı. Bin lira ne demekti? İktidarın, yoksulluğa karşı çözüm önerilerinden Tarım Kredi Kooperatifi' nden, litresi 94 liradan 10,6 litre yağ! AKP'nin kurdurduğu, ‘yetkili' ama ‘etkisiz' bir sendika, sınav baraj puanının, 70'den 60'a düşürülmesi gibi cılız bir sesle, iktidarı yağladı. Eğitim İş, Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sen gibi sendikalar, öğretmenliğin itibarının paraya indirgenip, itibarsızlaştırılmasına susmadı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez öğretmenler, Adana'dan Yalova'ya, Van'dan Uşak'a 81 ilde yollara düştü.

KİRA KARİYERİ

Cumhurbaşkanı, “60 yıllık büyük özlem olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkmasıyla, uzman ve başöğretmenlik kadrolarına 614 bin 446 başvuru yapıldı” dedi. 60 yıllık özlem bu muydu? Öğretmenler, “Kariyer basamakları sınavı, bir unvan sınavından çok kira, mutfak harcamaları, elektrik, su, doğalgaz, ulaşım giderleri sınavına döndü. Öğretmenleri, insan yerine koyan yok. Çığlıklarını duyan yok. Allah aşkına öğretmenleriniz size ne yaşattı?” diye sorsa da, cumhurun sesini cumhurbaşkanı da duymadı. Tam tersine, sınavı boykot kararı alan öğretmenleri, hızla milli iradeye saygısızlıkla suçladı. Doktorlar, mühendisler, profesörler, bilim insanları, gazeteciler derken, sıra eğitimlileri de eğiten öğretmenleri ayrıştırmaya geldi.

ETKİSİZ İLETİŞİM

Kaç paraya? Kime? hazırlatıldığı belirsiz, içeriği zayıf videolar ve yazılı sınavla, Eğitim Bakanlığı şimdi de öğretmen yeterliliğini ölçecek (!) Eğitim fakültesi diploması hiçe sayılan öğretmenlere, ‘kazanım' adı altında, had bildirme hadsizliğine düşüldü. Kariyer sınavı öncesi MEB'in online videolarda anlattığı 50 kazanım, “Okul dışı öğrenme ortamını bilir”, “Öğrenmeyi açıklar”, “Eğitim planı hazırlama becerisi kazanır.”, “Eleştirel düşünmeyi kavrar”, “Etkili iletişim yöntemlerini kullanabilir” diye sıralanıyor. Oysa, MEB bu dersleri hizmet içi eğitimle her yıl öğretmenlere zaten veriyor. Öğretmenine, ‘eleştirel düşünceye saygı dersi' veren Eğitim Bakanlığı yöneticilerinin, akılcı eleştiriye tahammül eşikleri de test edilmelidir.

KIRMIZI KART

Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 30 yıl önce İTÜ'den Elektronik ve Haberleşme Mühendisi diploması aldı. Haberleşme mühendisi bakana, 1.2 milyon öğretmen sesini duyuramıyor. Bakan, “Öğretmen yeterliliğini ölçeceğiz. Sorular kolay olacak” diyerek, başarı diliyor. Öğretmenler mi? “2023 seçiminde biz de AKP'ye başarılar dileyeceğiz” diyerek, ilk kez AKP'ye bu kadar açık kırmızı kart gösterdi. 2 ay sonra yapılacak Öğretmenlik Kariyer Sınavına, bakan girse kazanır mı? Yaz tatilini feda edip, 18 Temmuz-19 Eylül arasındaMEB'in yayımladığı videoları eksiksiz izleyip, 19 Kasım'daki yazılıdan asgari 70 puan alması gerekiyor. 70 puan alırsa, ‘uzman' hatta ‘başöğretmen' olabilecek iken, 69 alırsa sınıfta kalır! Lisans eğitimi, ‘eğitim' olmayan bakan, sınava girse epey terler!

EĞİTİMCİ ARANIYOR

‘Milli' olma niteliğini yıllar önce yitirip, tarikat ve cemaatlerin oyuncağı olan Eğitim Bakanlığı'nda yalnızca Bakan mı eğitim dışından? Bakan Yardımcıları Sadi Şensoy, makine mühendisi, Nazif Yılmaz ilahiyatçı. Yeni atanan diğer bakan yardımcısı Osman Sezgin'in lisansı resmi sitede bile gizlenmiş. Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Ertuğrul Karacalar ve AB Dış İlişkiler Genel Müdürü Hasan Ünsal iktisatçı. Strateji Geliştirme Başkanı Fatih Leblebici ve Teftiş Kurulu Başkanı Metin Çakır makine mühendisi. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Sabahattin Dülger ilahiyatçı, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Varın Numanoğlu cerrah. Destek Hizmetleri Genel Müdürü Levent Özil turizmci. Eğitimi, eğitimci olmayanlar yönetiyor.

BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK

Saray iktidarı, 40 metrekare sınıfta, 40 dakika ders verecek öğretmeni, 40 kat sınav ve bin lira sus payıyla, biat ettirmek istiyor. Alın teriyle YKS'yi kazanıp, eğitim fakültesini bitiren öğretmenler, KPSS'yi kazanıp, mülakatı geçerek atandılar. Bir tek imzayla, sınavsız puansız genel müdür, daire başkanı, il, ilçe milli eğitim müdürü olarak MEB'e atanan eğitimi yöneten bürokratlar en önce kariyer sınavına alınsın! Alınsın ki ‘yağlı ballı liyakat' ne demekmiş? milli irade görerek, öğrensin. Çağdaş, laik Türkiye'nin umudu öğretmenlerin eşsiz fedakarlıklarını, görünmez kılamazsınız. Atatürk'ün, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller' yetiştirmesini vasiyet ettiği öğretmenler, AKP'nin ‘Başöğretmenlik' kavramının içini boşaltmak için uzattığı sadakayı reddedip, “Başöğretmenimiz Atatürk” dedi. MEB'i yöneten siyasi mühendisler; Atatürk'ün öğretmenlerini, baskıyla korkutup, parayla biat ettiremezsiniz!

Sultan Uçar -Sözcü