Türk Eğitim-Sen’in ‘24 Kasım Öğretmenleri Anlama' konulu yaptığı anket çalışması ise eğitim vahim tabloyu gözler önüne serdi.

“24 KASIM'DA SÜSLÜ SÖZLER DUYMAK İSTEMİYORUZ”

Eğitimcilerin sorunlarına dair görüş veren Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, şunları söyledi:


“24 Kasım'da süslü sözler duymak istemiyoruz. 24 Kasım'da eğitim çalışanlarının sorunlarının çözülmesi için icraat bekliyoruz.  Öğretmenlik Meslek Kanunu mesleğimizin statüsünü yükseltecek, hak kayıplarına yol açmayacak şekilde hayata geçirilmelidir. Tüm eğitim çalışanlarına 24 Kasım'da bir maaş ikramiye verilmelidir. Eğitim çalışanlarının yaşadığı ekonomik kayıplar mutlaka telafi edilmelidir.

Eğitimin her alanında mülakat kaldırılmalı, atama ve görevde yükselmelerde yazılı sınav esas alınmalı, liyakat, bilgi ve birikim esas alınmalıdır. Öğretmenleri şiddete karşı koruyacak yasal tedbirler mutlaka hayata geçirilmelidir. Tüm bunlar sağlanmadan bir arpa boyu yol gidemeyiz, geleceğimiz olan çocuklarımıza faydalı olamayız.”

“80 BİNİN ÜZERİNDE EMEKÇİ ÜCRETLİ ÖĞRETMEN ADI ALTINDA SÖMÜRÜLÜYOR”

Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, geçen yıl 440 bin gencin öğretmen olmak için KPSS’ye girdiğini belirterek, bu sayının ilgili bölümlerden öğretmenliğe geçmeye çalışan ve sınava girmekten artık vazgeçip farklı işlerde çalışanlarla birlikte 1 milyona yaklaştığını bilgisini paylaştı. Özbay, sözlerine şöyle devam etti:

“AKP iktidarının eğitim alanındaki kronik hale gelmiş sorunları çözmek bir yana dursun iyileştirmeye yönelik bir amacının dahi olmadığı, şu ana kadar sadece 15 bin öğretmen ataması yapması, ‘mış gibi' yapmaktır, siyasi iktidarın seçimlere yönelik bir yatırımıdır, umut tacirliğinden öte değildir.


Ayrıca 80 binin üzerinde eğitim emekçisi ücretli öğretmen denen güvencesizlik altında sömürülmeye devam ediyor. Ülkemizde atanamayan öğretmen değil atanmayan öğretmen sorunu ve plansız, programsız geleceğimizi düşünmeyen siyasal iktidar sorunu vardır.”

“YAŞIMIZ İLERLİYOR, HAYATIMIZI KURAMIYORUZ”

28 yaşındaki coğrafya öğretmeni Cuma Eroğlu ise  şunları söyledi:

“Puan ve sıralamam atanmak için yeterli olsa da bu sene tam atanacağım süreçte 15 bin ilave atama, karma alıma çevrildi. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile puanlar tek yıl geçerli hale getirildi. Mevzuata aykırı bir şekilde atama yapılıyor. Atama sayıları emekli olan öğretmen sayısını bile karşılayamıyor. Kazandığım bir sınava yeniden çalışmak zoruma gidiyor. Yaşımız ilerliyor hayatımızı kuramıyoruz, geleceğimiz belirsiz.

Geçen hafta Trendyol'dan ayrıldım az önce havalimanından bir iş için aradılar. Ne yapmam gerektiğine karar veremiyorum. Ailelerimiz, çevremiz sistemden ve hükümetten dolayı atanamadığımızı anlamakta zorluk çekiyor. Atamalar ile ilgili kulağımız mahkeme kararında. Yürütmeyi durdurma kararı umutlarımıza biraz da olsa su serpebilir. Markette çalışmak için dahi deneyim aranıyor, markete bile giremeyen öğretmen arkadaşlarımız var.”

“MATERYAL OLMADIĞI YERLERDE  BİR ŞEYLER ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORUZ”

30 yaşındaki Ayşe Özyaka ise şöyle konuştu:

“Fen Bilimleri öğretmeniyim ve ailemden uzakta sözleşmeli öğretmen olarak görev yapıyorum. Kadro çok zor veriliyor ve en çok fedakarlık da öğretmenlerden isteniyor. Ekonomik durumdan ötürü maaşlarımız eriyor ve bu bizi mutlu etmiyor.

Birçok öğretmen görevlerini yapmak için gitmek zorunda kalıyorlar şartların çok çok kötü olduğu yerlerde çalışıyor ve donanımın materyalin olmadığı okullardan öğrencilere bir şeyler öğretmeye çalışıyoruz. Maddi ve manevi yönden büyük zorluk çekiyoruz.”

ÖĞRETMENLİK YERİNE OPERATÖRLÜK YAPIYORUM

40 yaşındaki Naim Eser, “Sanat Tarihi öğretmeniyim. Yıllardır mülakatlar ve yüksek puanlardan eleniyoruz. 10 yıl ücretli öğretmenlik yaptım. Son 4 yıldır karma puanlar yapıyorlar ve bu da atanmamızı engelliyor. Ben bir lojistik firmamızda operatörlük yapıyorum şu an. Yıllardır hayalini kurduğumuz okul sıraları yerine farklı işler de çalışmak mağduriyet yaratıyor. Tazminat hakkınız yok, tatillerde maaşınız kesiliyor. Mesleğimi icra edememenin üzüntüsünü yaşıyorum” diye konuştu.

DEĞER GÖREMİYORLAR, MESLEKİ SAYGINLIK YOK

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi, ‘24 Kasım Öğretmenleri Anlama' konulu bir anket çalışması gerçekleştirdi. Çalışmanın sonuçlarına göre, öğretmenlerin en büyük sorunlarından biri değer görememe ve mesleğin saygınlığını yitirmesi. (yüzde 88,8) Daha sonra sırasıyla en çok; ücret ve özlük hakları olarak diğer ülkelerdeki meslektaşlarından daha geri bir noktada olmak (yüzde 81,4) ve liyakatsizlik, kadrolaşma (yüzde 46,2) olarak ifade edilirken, yine aynı rapora göre, öğretmenlerin çoğu ek iş yaparak geçinmek zorunda kalıyor.

EĞİTİMCİLER KAYGI VE STRES ALTINDA

Ankete katılan 13 bin 261 eğitimcinin yüzde 82,6'sı borçlu. Yüzde 19,8'i ek iş yapıyor. Salgın başladığından beri eğitimciler kaygı ve stres altında yaşıyor. Yüzde 93,8'i ise sendika üyesi. Katılımcıların yüzde 32'si kurumunda sendikal ayrımcılığa veya siyasi, ideolojik baskıya maruz kaldığını ifade ediyor. Yüzde 38,6'sı mesleki tükenmişlik yaşıyor.

Katılımcıların yüzde 93,2'si mülakata karşı. Mülakat uygulamasının uygun olmadığını ifade eden katılımcıların en çok vurguladıkları gerekçe yandaş kayırma yapılması (yüzde 77,6), adaletsiz uygulamaya yol açması (yüzde 75,6) ve hak gaspı (yüzde 55,6.  Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun hala çıkarılmaması eksiklik olarak görülüyor.