MÜEBBET BERAAT!
Adalet öyle bir mihenk taşıdır ki;
Toplum vicdanında derin yaralar açtığı zaman istediğiniz kadar mazeret bulun o yaraları onaramazsınız.
Ak Parti iktidara gelmeden önce Honore de Balzac’ın hep şu meşhur sözünü söylerdik biz muhafazakârlar:
“Kanunlar örümcek ağı gibidir. Büyük sinekler deler geçer, küçükler ise takılır kalır.” 
Şimdi Ak Parti 15 senedir iktidarda.
Tamam, yargı bir zamanlar hükümete muhalefet ediyordu. FETÖ’cüler yargıyı parsellemişti. 
Hatta ülkenin başbakanına bile kelepçe takacak kadar ileri gitmişlerdi.
15 Temmuz’dan sonra bu habis urlar, virüsler, pislikler temizlendi, temizlenmeye de devam ediyor.
Birkaç merdiven altı kararlar verebiliyorlar kamuoyunun dikkatini çekmeyen ve o kararlar da vicdanları yaralasa da geniş yankı uyandırmıyor.
Ama şu an öyle bir ayyuka çıktı ki bazı yargı kararlarının toplumda bıraktığı derin izler, anlatılır gibi değil.
Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi, yargı kararlarına uyacağız ama eleştirimizi de yapacağız.
Fetö’ye para aktardığı söylenen, Fetö ile iltisakından kimsenin şüphesi olmayan godomanlar elini kolunu sallayarak geziyor da onlardan kat be kat aşağıda olan, kandırılmış dediğimiz insanlar içeride veya görevinden ihraç ediliyorsa bunu kimseye anlatamazsınız.
Hadi insanları ikna etseniz Allah’ı ikna edemezseniz.
Asıl gelmek istediğim nokta son günlerde epey konuşulması gereken ama nedense konuşulmayan 28 Şubat kararları…
Bir yerde okumuştum:
“Pensilvanya ayısı derdest edilip Türkiye’ye getirilse ona da mı yaşlı diyeceksiniz ve müebbet verip serbest bırakacaksınız?”
Elinizi vicdanınıza koyun,
28 Şubat’ın darbe olduğu teyit edildi ne demek? Darbe olduğu zaten biliniyordu, bu mu istediğimiz sonuç? 
O günün kudretli paşaları içeri atılmadan kimsenin vicdanı soğumaz! Bu kadar net!
Türkiye’de birçok sivil toplum kuruluşu var, neden kılını kıpırdatmaz ki bunlar?
Feracesiyle okula giden başörtülü bir kadını okula sokmamak için okulun önünde nöbet tutan başörtü düşmanlarından hiç mi örnek almazlar sağduyulu sivil toplum kuruluşları?
Ayrıca darbenin sivil ayağı olan medya patronlarına dokunulmazsa anlaşılacak olan nedir biliyor musunuz?
Devlet ile medya patronu anlaştı, medya patronu içeri girmemek koşuluyla gazetelerini sattı, içeri girmekten kurtuldu…
Etmeyin beyler…
Devletimizin her daim yanındayız. Aldığı, alacağı kararların başımızın üzerinde yeri var ama vicdanlarda karşılık bulmayan yargı kararlarını tekrardan gözden geçirtin…
Çok basit bir örnek vereyim:
28 Şubat’tan sonra başörtünüzü köye girmeden açın ki, köylüye kötü örnek olmayın diyenlerin karşısında ezilip büzülen başörtülü öğretmen kardeşlerimizin ahı bile bu kararı verenleri yerle bir eder kaldı ki işinden atılan, itilip kakılan, aşağılanan, hapse mahkûm edilen ve hala içeride tutulan kardeşlerimizi saymıyorum bile…
Hele Başbakan Erbakan’ın bulgur bulgur terleme sahnesi gözlerimin önünden hiçbir zaman gitmiyorken…
Bizler hukuk dışı hiçbir şey istemedik, istemiyoruz, istemeyeceğiz de…
Adalet tecelli etsin yeter!