TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2022 yılı bütçesi görüşüldü. Görüşmelere Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar katıldı.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, vekillerin eleştirileri ve soruları üzerine yaptığı değerlendirmede, “Öncelikle son 20 yıldaki büyümeyi yeterince takdir edemediğimizi düşünüyorum. Son 20 yıl eğitimde kitleselleşmenin damgasını vurduğu, kırılmanın yaşandığı bir dönemdir” diye konuştu.

'ORTAÖĞRETİMDE SEVİYESİNDEKİ OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 44'DEN 88'E ARTTI'

Ortaöğretimde okullaşma oranının yüzde 88'e ifade eden Özer, “Biraz önce Lale Hanım (CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık) grafikleri veriyor. Ama grafiklerde atladığı bir nokta; eğitim seviyesindeki okullaşma oranlarını verirken ne kadar miktarda artışın olduğuna hiç değinilmedi. 2002 yılında ortaöğretim öğrenci sayısı 3 milyon ama 2021 yılında 5 milyon. 6 milyona yaklaşmış yani ortaöğretimde seviyesindeki okullaşma oranı yüzde 44'den 88'e artmış” dedi.

Eğitimin bir “milli mutabakat meselesi” olduğunu söyleyen Özer, “Milli mutabakatta her şeyin kötü veya her şeyin iyi olması mümkün değildir. İyi gelişmeleri takdir etmemiz gerektiği gibi eksikliklerimizi de Sayın Abdüllatif Şener'in (CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener) dediği gibi eleştirel bir şekilde bakmaktan da geri durmayacağız. Amacımız daha iyi noktaya doğru, ülkemizi taşımak” ifadelerini kullandı.

'BU SÜREÇ EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİN MERKEZİ OLDUĞU BİR SÜREÇ'

Mesleki eğitim konusunda ciddi adımların atıldığını belirten Bakan Özer, şunları söyledi:

“Artık yüzde 1'lik başarı diliminden öğrenci alan meslek liselerimiz var bizim. Bu basit bir şey değil. Hep fiziksel yatırımlar yapılmış gibi bir algı oluşuyor. Bu iki noktaya özellikle dikkat etmemiz gerekiyor. Birincisi, bu kitleselleşmeden en fazla kim yararlandı? Toplumun bütün kesimleri ile eğitime erişimi en sıkıntılı olan kesimler yararlandı. Bu süreç eğitimde fırsat eşitliğinin merkezi olduğu bir süreçtir. İki, Türkiye eğitim sisteminde katsayı gibi bir uygulamadan geçti. Meslek liseliler ve imam hatip liselerinin yükseköğretime erişimini kısıtlayan bir uygulama 10 yılın üzerinde bu ülkede uygulandı."

Bakan Özer, korona virüsü (Covid-19) salgını nedeniyle ara verilen ve 6 Eylül'de yeniden başlanan yüz yüze eğitime ilişkin, “Birinci önceliğimiz yüz yüze eğitime devam etmektir. Tüm kademelerde 5 gün ve yüz yüze eğitime başladık. Bir taraftan 2 aydır yüz yüze eğitime başarılı bir şekilde devam ederken diğer taraftan geçen bir buçuk yılın mağduriyetlerini, öğrenme kayıplarını gidermek için de çok ciddi adımlar attık” dedi.

'850 BİN DERSLİĞİN YÜZDE 56'SI MEVCUT 25'İN ALTINDA'

Türkiye genelinde 850 bin dersliğin olduğunu, bu dersliklerden yüzde 56'sında öğrenci sayısının 25'in altında olduğunu dile getiren Özer, şöyle konuştu:

"Bazı vekiller diyor ki, ‘Ankara'da bir tane var mı? Hepsi 40, 50 kişilik.’ Böyle bir dünya yok. 850 bin dersliğin yüzde 56'sı 25'in altında. Bu kadar okul yapan derslikleri artıran bir dönemde okul yapmayla ilgili bir sıkıntı olabilir mi? Vekillerimizden bir tanesi Esenyurt'tan örnek verdi. Esenyurt'ta arazi yok. Daha geçen gün 68 dönümlük arazi bulduk ve 73 tane yapacağız."

'750 ENGELLİ ÖĞRETMEN ATAMASI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ'

Özer, engelli öğretmen atama ile ilgili olarak şunları söyledi:

“3 Aralık'ta 750 tane öğretmenin atamasını gerçekleştireceğiz. Bakın, bazı vekillerimiz biraz önce 'KPSS'ye girdi, birinci olduğu halde atanamayan öğretmenlerden' bahsetti. İlk defa 15 bin öğretmen atamasında KPSS'de tüm alanlarda öğretmen istihdamına gittik. Genelde 80 civarında alanda öğretmen alınırken 110 civarında alanda öğretmen alımına gittik. Dolasıyla bu 15 bin öğretmen alımından sonra KPSS'de birinci oldum ama atanamadım diye hiçbir şey duymayacaksınız.”