İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar...

Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyorum. Kar yağışı hayatın olağan akışını olumsuz etkilerken, önümüzdeki ayların verimli ve bereketli geçeceğini müjdelemektedir. Bahara biraz daha yaklaşmanın heyecanını yaşadık. Nevruz müstesna bir günün adıdır. Nevruz Bayramı aynı zamanda bolluk ve bereketin timsalidir. Bu kutlu gün ataletin, yorgunluğun ve kaygının geride bırakılmasını vaat etmektedir. Bir doğruluş atılımı, bir yükseliş atılganlığıdır. Bu kültürel mirasımız elbette milli birlik ve beraberliğimizin kaynaklarından bir tanesidir. Başlıca dileğim milletimizin birlik ve dirliğinin ebediyete kadar vasıl olmasıdır.

HDP'YE NEVRUZ TEPKİSİ

Balkanlardan Sibirya'ya kadar uzanan büyük bir coğrafyada kutlanan Nevruz'un geçmişle bugün arasında önemli bir köprü olduğu tartışma getirmez bir gerçektir. Nevruz gayri milli çevrelerin, lekeli mihrakların değil Türk'ün ezeli bayramıdır. HDP'nin haftasonu düzenlediği sözde Nevruz kutlamaları bu yıl da ağır tahriklere sahne olmuştur. Pek çok ilimizde korsan nevruz programları düzenlenmiş, bu kapsamda bölücüler yine fitne saçmışlardır. Nevruz'dan nifak üreten kan içicilere fırsat verilmeyecektir.


Bir CHP'linin, terörist Demirtaş'a 'barış insanı' demesi, önümüzdeki günlerde TBMM'de olacağını söylemesi, bulanık içinde kalmış zihnin hezeyanıdır. Teröristin yeri TBMM değil, demir parmaklıkların arkasıdır. Türk milleti nevruzla birlikte umut dolu günlerin geleceğine inanmıştır. Bundan sonra da yaşatacaktır. Bu ateşin hiç sönmeden milletin istikbalini aydınlatması gönülden dileğimdir. Nevruz bayramını kutluyor, hepsine başarılarla geçecek bir ömür diliyorum. Türk milletinin tam bağımsız halde kıyamete kadar baki kalmasını Allah'tan niyaz ediyorum.

"MUSTAFA KEMAL, ÇANAKKALE'NİN HER YERİNDEDİR"

Çanakkale deyince akla gelen ilk husus kahramanlığın şanlı direnişidir. Aziz ceddimiz Çanakkale'de milli hafızadan asla çıkmayacak bir destan yazmıştır. Atatürk'süz Çanakkale diyenlere sesleniyorum; Mustafa Kemal en az diğer kahramanlarımız gibi Çanakkale'nin her yerindedir. Bizim de şeref payemizdir. Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. diyen muhteşem haykırış Çanakkale'de hala çınlamaktadır. Hiçbir densiz Aziz Atatürk ve Çanakkale üzerinden yeni bir kutuplaşma sayfası açmaya yeltenmemelidir. Bu yol kapalıdır. Çürük kafalar ne Çanakkale'yi bilirler ne Atatürk'e hürmet ederler. Bunların işleri güçleri her esere kulp takmak, iftira atmaktır. Bunların kalpleri mühürlüdür, Çanakkale Türk milletinin namus kilididir.

Bizim kime çektiğimiz nettir. Bizim feyzimizin ana kaynağı da bellidir. Buna karşılık Türkiye'yi kötüleme yarışına girenlerin soyunun sopunun nereye dayandığı meçhuldür. Aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, saygıyla anıyorum. 18 Mart 2022'de hem Çanakkale Zaferi'ni andık hem de muazzam bir eserin açılışına gururla şahitlik ettik. Böylelikle Asya ile Avrupa 6. kez birbirine bağlanmıştır. Çanakkale Köprüsü, feribotla 1 saat süren boğaz geçişini 6 dakikaya düşürmüştür. Bunun yanında Malkara'dan Çanakkale'ye uzanan 103 kilometrelik otoyol da hizmete girmiştir. Marmara Otoyolu ringi tamamlanmıştır. Türkiye'nin bölgesel ve küresel ticaretteki önemi daha da artacaktır.

Hızlı, güvenli ve teknolojik yeniliklere sahip, sanayiyi yönlendirecek, ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek olacak ve kullanıcıların memnuniyetini sağlayacak yaygın, hızlı, güvenli ve düşük maliyetli bir sistemin tesis edilmesidir. Çanakkale Köprüsü bizim hedeflerimize etap etap ulaşmasını sağlayacak eserdir. Çanakkale bugün de geçilemez, Türkiye'yi geçmek asla mümkün olamaz. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün yapımında emeği geçen başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Bakanımıza, mühendislerimize teşekkür ediyorum.


"AÇILIŞTAN RAHATSIZ OLANLAR KENDİLERİNİ ELE VERDİ"

Açılıştan rahatsız olanlar kendilerini ele verdi. Bazı medya organları ve sakat zihniyet sahipleri geçiş ücretini bahane ederek karalama kampanyasına bel bağlamışlardır. Bu köprü milletin sırtında yeni bir kamburmuş. Geçiş ücreti 200 TL fazlaymış. CHP yine hazımsızlık örneği göstermiştir. O köprüden siz de geçeceksiniz, o köprüden tarihin hatıraları geçiş merasimi yapacak, neden telaşlanıyorsunuz? Bu köprü ülkemizin gururudur, bunu da mı kabullenemiyorsunuz? Bu kadar mı gözünüz körleşti? Bari saygı gösterin, uzaktan bakanlar sizi adam zannetsinler. Eğer köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayıp yüzerek gidip gelebilirsiniz. Buna engel yoktur. Asıl dertleri Çanakkale zaferidir. Bu tarihi hezimetin kuyruk acısını çekiyorlar. Fakat nafiledir, bütün çabalar beyhudedir. Dün başaramadıkları işgali bugün asla başaramayacaklar.

TBP TEPKİSİ: NEREDE MELANET VARSA TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ ORADA

Türk Tabipler Birliği isimli bölücü yapılanma Türk hekimlerini temsil edemez. Türk hekimlerine tek bir lafımız yoktur fakat nerede bir melanet varsa TBP Başkanı oradadır. Bunlar devlet ve millet muhalifidir. PKK'nın yanında olan bunlardır, bölücülüğün propagandasını yapan bunlardır.

Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi için Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören teklifi ön şartsız destekleyeceğiz. 1 kişinin yanlışı genelleştirilemez. Zor bir dönemden geçerken en küçük bir provokasyonun sonuçları ağır olabilecektir. Muğla'da uzman çavuşun maruz kaldığı muamele bizi derinden üzdü. Ne hastanede, ne postanede, ne mahkemede, ne adliyede, ne de hayatın diğer alanlarında insanlık değerleri asla çiğnenmemelidir. Sütten ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yememiz bu yüzdendir. Milliyetçi ülkücü hareket böylesi bir maziyi iliklerine kadar yaşayarak kalpsizlerin kahpe tuzaklarını bozarak bugünlere gelmiştir. Bu birliğin başındaki şahsın Kandil'deki bir mağara deliğinde bir teröriste pansuman yapan teröristten ne farkı vardır? Terörle mücadeleye karşı çıkan bu kişi değil midir? Sağlık sistemini HDP ile kurgulamaktan bahseden bu kişi değil midir? Teröristlere dostluk ve barış ödülleri veren TBP değil midir? TBP mutlak surette kapatılmalıdır. Yönetim organlarına yuvalanmış bölücülerden hesap sorulmalıdır. Milletimizin haklı beklentisi budur. İsminin başındaki Türk'ü hak etmeyen bu örgütün, hiçbir hekimimizi temsil edemeyeceği herkesçe bilinmelidir.

UKRAYNA-RUSYA SAVAŞINDA 27. GÜN

Barış ve istikrarının kurumsal bir boyut kazanması öncelikli konu başlıklarından bir tanesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmeleri, telefon diplomasisi, ülkemizin çekim gücünü artırırken barış özlemlerini de diri tutmaktadır. Dışişleri Bakanımızın yaptığı peş peşe ziyaretler takdir toplamış, barış arayışlarına ivme kazandırmıştır. Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın müzakereye hazır olduğunu söylemesi dikkatleri Putin'e çevirmiştir. Dışişleri Bakanımızın açıklamasına bakarsak Rusya ile Ukrayna'nın pozisyonlarında yakınlaşma olduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye ateşkesin sağlanması için olağanüstü bir çaba sergilemektedir. Süreci en geniş açıdan ele alan ülke Türkiye'dir. Rusya istihbarat teşkilatının Ukrayna'nın Karadeniz'e döşediği mayınların kablolarının koptuğunun, bunların İstanbul Boğazı'na geldiğini söylemesi önemlidir. Bu doğruyla Türkiye tehdit altındadır. Karşılıklı enformasyon mücadeleleri gittikçe şiddetlenmektedir. Silahların susma vakti gelmiştir. Türkiye'nin aktif, akılcı, sağduyulu politikaları Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların sonlanmasına hizmet edecek kıvamdadır. Oyun kuran ülkelerin çok şükür oyunları birer birer bozulmaktadır.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın tek ve geçerli yolu bu ülkelerin devlet başkanlarının, Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla mesela İstanbul'da bir araya gelmeleridir. Kan duracaksa en yakın çare budur. Böylesi bir zirve bölgemize huzur getirecektir. Ukrayna Cumhurbaşkanı ile Rusya Devlet Başkanı ciddi bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Batı, Ukrayna Cumhurbaşkanı üzerinden kumar oynamaktadır. Ukrayna Cumhurbaşkanı'nı parlamentolarında konuşturup ayakta alkışlayan ülkeler bize göre samimiyetsizdir. Tiyatroya gerek yoktur.

NATO üyeleri arasında yaptırıma maruz kalan tek ülke Türkiye'dir. Aleyhine ekonomik, diplomatik tuzaklar kurulan ülke de Türkiye'dir. Mücadele ettiğimiz terör örgütlerine destek verenler onlardır. Hiçbir ülke bize adalet dersi veremez. İnsanlık hatırlatması yapamaz, istikamet çizemez. 'Yaptırımlara niye katılmıyorsunuz, neden S-400'ü aldınız' diyemez. Bu devleti Türk milleti kurmuştur, son söz ve karar da Türk milletinindir. Zor günümüzde yalnız bırakanları, kuyumuzu kazanları asla unutmayız, unutturmayacağız.

FURKAN VAKFI'NIN EYLEMİ: BUNLARDA DOĞRU İLE YANLIŞ BİRBİRİNE GİRMİŞTİR

Bizim anlayışımıza göre devlet demek hukuk, düzen ve gelecek demektir. Türkiye çadır devleti, muz cumhuriyeti, yol geçen hanı değildir. Din kisvesine saklanıp darbeye kalkışan FETÖ'cülerden ders çıkarmamak akıl tutulmasına delalet edecektir. Vakıfların nasıl kurulduğu, uymaları gereken kuralların neler olduğu çerçevelenmiştir. Artık bardağı taşırmıştır. Furkan demek iyi ile kötüyü ayırt etmek demektir ancak bunlarda doğru ile yanlış birbirine girmiştir. Bu din tacirlerinin, kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiştir. Sayın Süleyman Soylu, soyismi gibi soyludur, Görevini de layıkıyla yerine getirmiştir. Bir avuç münafığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir. Adana'da görev yapan her polisimizin tertemiz alınların öpüyorum. Bu sözde vakıf yöneticileri korkak olarak anılacaklardır. Bugün tedbir almazsak gelecekte yeni 15 Temmuzların yaşanması kaçınılmazdır. İslam dini barış ve kardeşlik dinidir. Her kim bu manevi gerçeğe riayet ediyorsa baş tacımızdır. Türkiye Cumhuriyeti devletini içten içe çürütmek için tetikte beklemek vatana ihanettir, bedeli muhataplarına çok ağır ödetilmelidir.

Devleti muhafaza edeceğiz, karşımıza engel çıkarırlarsa mutlaka aşacağız. Teslim olmayacağız, taviz vermeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. Biz hiçbir güce boyun eğmedik. Bundan sonra da bu irademizi korunmaya yeminliyiz.