Merkez Bankası, bugün açıkladığı yılın ilk enflasyon raporunda, tüketici enflasyonuna katkı yapan faktörlere ve sıcak para hareketlerine ilişkin de bilgi verdi.

Raporda, yılı yüzde 14,6 oranıyla kapatan enflasyona, döviz kurlarındaki artışın katkısının 6,2 puan olduğu belirtildi.

2020 yılına 5,95 ile başlayan dolar/TL kuru, kasım başında 8,57 ile rekor kırdıktan sonra yılı 7,43 seviyesinden kapatmıştı. Yıla 6,67 ile başlayan euro/TL de kasım başında 10,20 ile rekor kırdıktan sonra 2020 yılını 9,13 ile kapatmıştı.

İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki artışın da enflasyona 2,1 puan katkı yaptığı belirtilirken, reel birim işgücü maliyetinin katkısı 0,8 puan oldu.

Enflasyonun makro unsurlar tarafından açıklanamayan kısmı gibi görünse de bu makro unsurların tarihsel ortalama hareketini ve bunun enflasyona etkisini yansıtmaktan ‘sabit terim'in katkısı ise 5,6 puan olarak hesaplandı.

İKİ BUÇUK AYDA 18,7 MİLYAR DOLARLIK SICAK PARA GİRİŞİ

Kasım başında ekonomi yönetiminin değişimi, Ankara'da yabancı finans sermayesinin memnun eden açıklamaların gelmesi ve Merkez Bankası'na Naci Ağbal'ın atanmasıyla birlikte faiz artışlarına gidilmesinin etkisiyle dolar kuru iki ayda 8,57'den 7,24'e kadar gerilemişti.

Bu gerilemede, faiz artışına ve küresel risk iştahındaki artışa paralel Türkiye'ye yabancı sıcak para girişlerindeki artış da etkili olmuştu.

TCMB'nin enflasyon raporunda yabancı sıcak para girişlerine ilişkin de net rakam verildi.

Raporda, kasım başı ile ocak ayının üçüncü haftası arasındaki iki buçuk aylık dönemde hisse senedi kanalından 1,8 milyar dolar, tahvil kanalından 3,1 milyar dolar, swap kanalından ise 13,8 milyar dolar olmak üzere toplamda 18,7 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi olduğu belirtildi.

Raporda girişlerin artışı şöyle anlatıldı:

“Küresel risk iştahındaki olumlu gelişmelerin yanında Türkiye'ye özgü risk algılamalarının da iyileşmesiyle Türkiye'ye güçlü sermaye girişleri gözlenmiştir.

Salgın hastalığa yönelik aşı çalışmalarındaki ilerleme ve ABD seçimlerinin ardından açıklanması beklenen teşvik paketlerinin yanı sıra gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin genişleyici parasal ve mali duruşlarını sürdüreceğine yönelik beklentilerle küresel risk iştahı son çeyrekte yükselmiştir.

Gelişmekte olan ülkelere fon akımlarının güçlendiği bu dönemde, Türkiye'de para politikasının sade bir operasyonel çerçevede sıkılaşmasının ve ekonomi politikalarına ilişkin olumlu beklentilerin etkisiyle Türkiye'ye portföy akımları diğer gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrışmıştır. Nitekim Türkiye'nin risk primi belirgin şekilde gerilemiş ve salgın öncesi seviyelerine dönmüştür.

Portföy girişleri Kasım ayı başından itibaren tahvil piyasalarında 3,1 milyar ABD doları, hisse senedi piyasalarında 1,8 milyar ABD doları olmak üzere toplam 4,9 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.

Bunun yanı sıra, giriş ve çıkışların daha çabuk ve düşük maliyetle yön değiştirebildiği TL karşılığı yabancı para swap işlemleri bakiyesi Kasım ayı başında net 7,3 milyar ABD dolarından Ocak ayının üçüncü haftası itibarıyla 21,1 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir. Böylelikle swap kanalından Türkiye'ye 13,8 milyar ABD doları tutarında net sermaye girişi gerçekleşmiştir.”

YÜKSEK FAİZ SWAPLARI ARTIRDI

Yabancılar spot kurdan döviz satıp TL alıyor. Aldıkları TL'yi swap (belirli bir vade için döviz-TL takası) ile Türk bankalarına veriyor ve karşılığında döviz alıyor. Swap işleminin vadesine göre de TL faizi kazanıyor. TL’nin reel faizi son dönemde arttığı için, swap kanalından girişler de arttı.