Memur ve sözleşmeli personele tanınan haklar arasında birçok farklılık bulunuyor. Milyonlarca sözleşmeli personele müjde verildi. 2022 yılında memur ve sözleşmeli personel arasındaki statü farklarına ilişkin düzenleme yapılacak. Yeni Şafak gazetesinden Ahmet Ünlü konuya ilişkin detayları köşesine taşıdı.

Ünlü'nün ilgili yazısı şu şekilde:

Bugünkü yazımızda sözleşmeli ve memurların yıllık izin hesabında esas alınan hizmetlerdeki farklı uygulama ile sözleşmeli personeller arasındaki statü farklılığının nasıl giderileceğini açıklamaya çalışacağız.

Sözleşmeli personelin askerlik hizmeti yıllık izin hesabında dikkate alınır mı?

Benzer açıklamaları sözleşmeli personel için de kullanmamız mümkün değildir. Çünkü, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da bu konuda açıklık yoktur.

Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’ın 9'uncu maddesinde; “217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 2'nci maddesinde belirtilen kurumlarda geçen hizmet süresi, bir yıldan on yıla kadar olan personele yirmi gün, on yıldan fazla olanlara otuz gün ücretli yıllık izin verilir.Sözleşme döneminde kullanılmayan izinler, sözleşmenin devamı halinde müteakip sözleşme döneminde kullanılabilir. Cari sözleşme dönemi ile bir önceki sözleşme dönemi hariç, önceki sözleşme dönemlerine ait kullanılamayan izin hakları düşer.” hükmüne yer verilmiştir.


703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 217 sayılı KHK’yi yürürlükten kaldırmış olsa da 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 30. maddesinde mevzuatta yapılan atıflar bakımından 217 sayılı KHK’nin 2. maddesinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.

Sonuç olarak memurların askerlik hizmetleri yıllık izin hesabında dikkate alınabilirken sözleşmeli personelin askerlik hizmet süresi yıllık izin hesabında dikkate alınmamaktadır.

Sözleşmeli personel yıllık izin kullanamazken aynı durumdaki memurlar kullanabilir

Bir kamu kurumunda aday memur olarak görev yapıyorum. Memuriyete başlamadan önce askerlik görevimi yaptım. Askerlik süremi dikkate alarak bir yıl hizmetim olamadan yıllık izin kullanabilir miyim?


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Yıllık İzin başlıklı 102’nci maddesinde; “Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan 10 yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir” hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, 657 sayılı Kanun’un muvazzaf askerliğini yaptıktan sonra devlet memurluğuna girenlerin kademe intibakları başlıklı 84’üncü maddesinde; “Muvazzaf askerlik görevini yaptıktan sonra devlet memurluğuna atananlar adaylık esaslarına tabi olurlar ve muvazzaf askerlikte geçen süreleri asaletlerinin tasdikinden sonra kademe ilerlemesi yapılmak ve sınav veya seçmeye tabi tutulmak suretiyle derece yükseltilmesinde de değerlendirilir” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer yandan, yıllık izinlerin nasıl kullanılacağına ilişkin 154 seri no’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nde; yıllık izin sürelerinin hesabında, hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında geçmese dahi devlet memurlarının kazanılmış hak aylıklarında değerlendirilen hizmet sürelerinin dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.


Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, memuriyete girmeden önce askerlikte geçen hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde dikkate alınması nedeniyle bir yıllık hizmet süresi dolmadan yıllık izin hakkından yararlanmanız gerekmektedir. Bazı kamu kurumları askerlik hizmeti asalet tasdikinden sonra kazanılmış hak aylık hesabında dikkate alınacağı için asalet tasdiki olmadan askerlik hizmetini yıllık izin hesabında dikkate almamaktadır ki bu uygulamanın yanlış olduğunu düşünüyoruz. Kaldı ki Devlet Personel Başkanlığı’nın vermiş olduğu görüşler de bizim görüşümüz doğrultusundadır.

Görüleceği üzere aynı durumdaki sözleşmeli personel yıllık izin kullanamazken memurlar kullanabilmektedir. Bu nedenle bu benzeri sorunların çözüme kavuşturulması gerekmektedir.


2022 yılında sözleşmeli personeller arasındaki statü farklılığı düzeltilecek

Toplu sözleşmelerle sözleşmeli personel önemli haklar elde etmiştir. Ancak hala düzenleme yapılması gereken birçok husus bulunmaktadır. Özellikle sözleşmeli personeller arasındaki statü farklı önemli bir sorun olarak karşımızda bulunmaktadır. İmzalanan 6. Dönem toplu sözleşme metninde 2022 yılında sözleşmeli personelin statülerinin yeniden belirleneceği belirtilmiştir.

Buna göre, toplu sözleşme metninde, kamu kurum ve kuruluşlarının görüşü alınarak, sözleşmeli personel mevzuatında düzenleme yapılması suretiyle sözleşmeli personelin statülerinin yeniden belirlenmesine ilişkin çalışma, yetkili konfederasyonun katkı ve katılımıyla 2022 yılı içerisinde tamamlanacağı ifade edilmiştir.

Ümit ederiz ki sözleşmeli personeller arasındaki sorunlar tarafları tatmin edecek şekilde çözüme kavuşturularak kurum içi ve kurumlar arası çalışma barışı sağlanır.

Bazı kurumlarda hala aynı görev üç farklı statüdeki personelle yapılıyor
Daha önce açıkladığımız üzere bazı kurumlarda görev yapan sözleşmeli personeller arasında üç farklı statü bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan sözleşmeli personel bunlar arasındadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan (Din Hizmetleri Sınıfı olarak) personel kadrolu, sözleşmeli ve 3+1 sözleşmeli olarak 3 kısma bölünmüş durumda ve halen bu durum devam ediyor.

Buna göre, 2013 yılından önce göreve başlayan sözleşmeli personeller kadrolu memur statüsünde görev yapıyorlar. 2014 - 2018 arası göreve başlamış olanlar süresiz sözleşmeli. 2019’dan sonra işe başlayan ve başlayacak olanlar ise 3+1 sözleşmeli yani 3 sene sonra kadrolu. Arada kalan 2014-2018 arası işe başlamış olan sözleşmeli personeller ise süresiz sözleşmeli, olarak görev yapmaktadır. Görüleceği üzere aynı kurumda dahi bu durum söz konusu ise başka kurumlardaki durumu siz düşünün.

Yine sözleşmeli personel istihdamında 31 farklı mevzuat uygulanıyor. Bu nedenle yamalı bohça haline gelen Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’ı yeni baştan ve ihtiyaçlara uygun bir şekilde yeniden düzenlemek gerekmektedir. Aksi takdirde en basitinden disiplin uygulamasından izin uygulamasına kadar birçok farklı uygulamaya çözüm üretilemez. En basit bir şekilde çözüme kavuşturulacak konuların niçin çözülemediğini anlamakta zorlandığımızı ifade etmek zorundayız.