Kamudanhaber- Özel haber

 Ahmet Devrim Kaya

Patoloji sonucu; hastalık metastaz yapmış. Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu teşhis doğru ve yerindedir: “Türkiye eğitim-öğretim reformuna ihtiyaç duyuyor.' Bir an önce müdahale şart.

Şimdilerde proje okulları olarak nitelendirdiğimiz, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu öğretmen liseleri gibi nitelikli okullarımıza; bir dönem yazılı sınavı geçenler arasından, Ankara'da, Bakanlık Merkez Teşkilatı tarafından yapılan mülakat neticesinde öğretmen atamalarıgerçekleştiriliyordu. Bu nitelikli okullarımıza; işinin ehli,ehliyetli, liyakatli öğretmenlerimiz atanıyordu. Sonraları,FETÖ'nün ve lokal düzeyde bazı bölgelerde de devletle sorunu olan kimi yapıların kadrolaşması; devleti buralarda tedbir almaya sevk etti. Buna kimsenin itirazı yok.

Ancak, daha sonraları proje okulları olarak nitelendirilen okullara; teknik olarak okul müdürünün, fiili olarak ise sendika, siyaset, STK vb. kurumların teklifi ile müdür, müdür yardımcısı, öğretmen atanması; bu nitelikli okulların niteliğini tartışmaya açtı. Okul müdürü, 4 yıl sonra kendi kadrosunu tehlikeye atmamak için sendika temsilcisinden isim ister. Sendika temsilcisi de yönetim kurulu üyesinin kendisi, yoksa eşi, o da yoksa arkadaşı, hemşerisi, ticari ortağı, kankisi, site komşusu kim varsa onu teklif eder. İlgili branşta öğretmen bulunamazsa, sendika üyelerine haber salınır. Arada, ilçe milli eğitim müdürünün tanıdığı varsa ilçe milli eğitim müdürü sendikadan rica eder. Yerel siyaset devreye girerse onun teklif ettiği adaya kulp aranır. Kulp bulunamazsa, siyaset kazanır. Bazen bütün bunlara rağmen öğretmen bulunamadığı da olur. İşte o zaman; okul müdürü işinde ehliyetli, liyakatli, işini seven, görevini yapan, öğrencinin sevgilisi öğretmenle yola devam edebilme imkânı bulur.

Ya da bazen, okulun öğretmeni de gitmiş olur, öğretmen bulunamaz. O zaman, her yere duyurulur: “Öğretmen aranıyor.”diye… Proje okulda çalışmak isteyen ya da proje okulu evine yakın olan bay, bayan öğretmen adayları, okul müdürüne ve sendika temsilcisine kendini beğendirme yarışına girerler. Müdürün öğretmen adaylarına randevu verdiği günlerde,CV’ler hazırlanır, referanslar ayarlanır, saç sakal düzeltilir, makyaj tazelenir, bayramlık kıyafetler giyilir ve görüşmeye gidilir. Okul müdürü; kendine sekreter beğenen iş adamıpozunu takınarak, üstenci bir üslupla karşılar adayları.Çünkü, kendisi de müdür adayı iken aynı tezgâhtan geçmiştir. Kendisine yapılan aşağılamanın acısını çıkaracaktır şimdi… Kendisine diz çöktürülmüştür. Şimdi o da diz çöktürecektir.

Biliyoruz! Bu ifadeler çok ağır! Öğretmenin onurunu, kişiliğini ezen, yok eden ifadeler... Ama ne yazık ki birçok yerde mütemadiyen yaşanan şeyler bunlar. Yoksa, amacımız çocuklarımızı teslim ettiğimiz eli öpülesi öğretmenlerimizi incitmek değil. Bilakis, bu durumun önüne geçerek; onların daha fazla incinmesine engel olmak. Proje okullarda görev yapan bütün öğretmenlerimizi de zan altında bırakmak istemeyiz. Halen, bu okullarımızda; yazılı sınav artı mülakatla atanmış öğretmenlerimiz olduğu gibi, gerçekten işini hakkıyla yapan liyakatli öğretmenlerimiz de görev yapmaya devam ediyorlar. Biz, sadece bu tür şeyler de yaşanıyor, bu okullarda! Haberiniz ola! Kabilinden yazdık…

Peki, öğretmen onurunu ayaklar altına alan bu durum karşısında, sendikalarımız! ne yapıyor?

- Onun üyesi gelmesin, benimki gelsin.

Eğitim adına işin en vahimi de nedir biliyor musunuz ? Biz torpille seçilen bu okul müdürlerine ve öğretmenlere ülkemizin en zeki çocuklarını emanet ediyoruz.

Sonuç: Patoloji sonucu; hastalık metastaz yapmış. Proje okullar bünyesine yayılmış. Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu teşhis, tespit doğru ve yerindedir: “Türkiye eğitim-öğretim reformuna ihtiyaç duyuyor.' Pansuman tedbirlerle geçiştirme yerine acil müdahale ve reform şart!

YASAL UYARI: Yayınlanan haberin tüm hakları MYZ DİJİTAL MEDYA Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.