Kamudanhaber-Özel Haber

Cengizhan TÜRKYILMAZ 

İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreninde konuşan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Eğitim ve öğretimde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadık.” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında satır başları şu şunlar oldu:

"Samimi bir muhasebeyle geçtiğimiz 18 yılda her alanda, tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz aileden başlayarak çocuklarımızı hakkıyla yetiştirmek şarttır. Bu değişim sıradan müfredat tadilatından ziyade topyekûn eğitim-öğretim reformu gerektirir."

"Eğitim ve öğretimde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum" "Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz" “Biz her alanda olduğu gibi fikri alanda da üretici olma peşindeyiz, Türkiye kuru kuruya batıcılık saplantısı yanında, pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir. Fikri iktidarımızı kökü ve ruhu itibariyle bize ait olmayan bir medeniyete kaptırmamızın nedeni, bu sapkın akımların önlerinin bilinçli şekilde açılmasıdır. Amorf bir nesil yetiştirme gayreti ülkemize oldukça pahalıya mal olmuştur. Yapmamız gereken kendi medeniyet birimimize uygun nesiller yetiştirmektir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halkın karşısında açık yüreklilikle eğitim-öğretimde 18 yıldır istenen başarının sağlanamadığını ifade ederken; MEB kadroları bu konuşmadan ne anlamalıydı?

Sayın Cumhurbaşkanı, özellikle üstüne basarak: “Bu değişim sıradan müfredat tadilatından ziyade topyekûn eğitim-öğretim reformu gerektirir." dedi.

Millî Eğitimde bugüne kadar gelen Bakanlar, sanki bir başka partinin Bakanıymış gibi; önceki Bakanın getirdiği eğitim sistemini ve sınav sistemini değiştirmek için kolları sıvadı ...

Ak Parti iktidarında ilk Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu dönemini saymazsak, mevcut Bakan Ziya Selçuk’la beraber 6 Bakan görev yapmıştır.

Bu, 6 Bakan’da Ak Parti iktidarının Milli Eğitim Bakanıdır.

İktidar aynı olmasına rağmen her gelen Bakan sanki farklı iktidarın Bakanı gibi yeni bir eğitim sistemi, sınav sistemi ve yönetici atama sistemi getirmeye çalışmıştır ...

Ak Parti iktidarında 18 yılda toplamda 7 Milli Eğitim Bakanı görev yapmıştır.

Liselere Geçiş sınavı neredeyse her Bakan döneminde değiştirilmiştir.

Aynı iktidar döneminde ilkokul çocukları el yazısı ile mi yazacak, yoksa düz yazı ile mi yazacak buna bile karar verilememiş iki kez değişiklik yapılmıştır.

Aynı iktidar döneminde, neredeyse her Bakan döneminde yönetici atama yönetmelikleri değiştirilmiştir.  Ak Parti iktidarı boyunca eğitimle ilgili haberler yapan ve eğitimi takip eden bir kişi olarak yönetici atama yönetmenliğinin 15 mi yoksa 20 defa mı değiştiğini biz bile bilmiyoruz .

Öğretmen atama, yer değiştirme ve ihtiyaca göre planlamanın bile yapılamadığını biz değil Sayıştay raporları ortaya koymakta ve devlet zarara uğratılmaktadır, denilmektedir.

4+4+4 eğitim sistemi köklü reform olarak sunuldu, bir gecede 60 bin sınıf öğretmeni norm kadro fazlası yapıldı, bu öğretmenlere yer bulalım denildi; 20 yıldır sınıf öğretmenliği yapan öğretmenlerin alanı değiştirilip Matematik öğretmeni olarak Lise öğrencilerinin derslerine girdiler.

Fatih projesi en büyük reformalardan birisiydi, milyar dolarlar üç-beş yılda çöp olacak tabletlere yatırıldı, şimdi öğrenciler EBA’ya girecek tablet bulamıyor.

İnternet alt yapısı olan okullara etkileşimli tahta verilmedi, internet alt yapısı olmayan okullara etkileşimli tahta dağıtıldı.

Milyonlarca Suriyeli öğrenci için AB alınan milyar dolarlar sadece kıyafet, kırtasiye ve öğretmen maaşlarına gitti, gelecek 100 yılımızı etkileyecek mülteci öğrencilerle ilgili eğitimin tüm paydaşlarını davet edip iki tane eğitim kongresi bile yapamadık.

Suriyeli öğrencilerle ilgili kısa-orta ve uzun vadede eğitim hedeflerimiz nedir diye kafa yormadık ...

Her gelen Bakan kendi ekibimle çalışırım dedi, bu onların en doğal hakkıdır...

Ancak gelen Bakanların göreve getirdiği üst düzey bürokratların büyük çoğunluğu diğer Bakanlık ve kurumlardan devşirme oldu.

Bir milyonluk eğitim ordusu ve 200 bin kişilik akademi camiasında adam kalmamış gibi ; çocuk doktoru, polis , makina mühendisi gibi meslek dallarından bürokrat ithal edildi .

Eğitim camiası, Eğitimci Bakan istiyoruz dedi.

Sayın Cumhurbaşkanımız, Bakan olarak eğitimci Ziya Selçuk’u göreve getirdi.

Ziya Hocamız kızmasın ancak, göreve getirdiği Bakan yardımcıları eğitimciler dışında herkesi bürokrat olarak ithal ettiler ...

Sayın Bakanımız Ziya Selçuk, Bakan yardımcılarının göreve getirdiği bu bürokratlardan kaç tanesini yönetici ya da öğretmen olarak sahibi olduğu Maya kolejinde işe alır?

Türkiye’nin bir de kanayan yarası İmam Hatipler konusu var ...

Her mahalleye İmam Hatip açmakla Dindar neslin yetişmeyeceğini gördük, ilerleyen süreçte daha ağır sonuçlarıyla göreceğiz.

İmam Hatipler konusunda; bir avuç bürokrat ve STK dışında samimi uğraş veren yok.

Allah, samimi olmayana yardım etmez.

Allah, dininin kullanılmasına izin vermez. Dinin sahibi ve ilelebet koruyucusu da Allah’tır.

Kaymakam ve Valiler başta olmak üzere ilçe müdürlerimiz ve il müdürlerimiz İmam Hatip açma konusunda yarışa girdiler. Kendi çocuklarını özel okullara gönderdiler.

Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı bürokratları da dahil olmak üzere, ilçe müdürler, il müdürleri, Kaymakam ve Valiler’in çocuklarının yüzde 90’ı özel okulda okuyor.

Maalesef bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımıza gerçekler anlatılmıyor.

Türkiye’de İmam Hatipler, istisna proje okulları dışında; Anadolu ve Fen Liselerini kazanamayan öğrencilerin gittiği, maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının okuduğu okul haline gelmiştir.

İmam hatip orta okullarından, liseye geçişte öğrenci kaybının nedenlerini araştırırsanız, bir de imam hatip okullarında namaz kılma oranı ve öğretmen profillerine göz atarsanız ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız.

Meslek Liselerimizi, 18 yıldır memleket meselesi diye diye; gerçekten memleketin en önemli meselesi haline getirdik.

Türkiye genelinde Meslek Liseleri %45-50 arası ortalama ile öğrenci alıyor.

Şu gerçeğin altını herkesin çizmesi lazım ki; 18 yıldır başarılı olamayan kadrolar maalesef Ak Parti iktidarı döneminde görev alan Milli Eğitim Bakanları ve göreve getirdiği bürokrat kadrolardır.

Eğitimi yöneten kadrolar ister parti kanalından ister Ak Partinin sosyolojik tabanını oluşturan cemaat ve STK’lardan, isterse aynı tabanın kamu ayağını oluşturan sendikal kadrolardan geliyor olsunlar; kadrolar, Ak parti kadrolarıydı.

Bu işin müfredat, eğitim politikaları, okullaşma, derslik sayısı, öğretmen atamaları vb. birçok ayağı var elbette.

Bunlar da ayrı bir başlık açılarak irdelenmeli…

Biz, bugün burada; bu konuşmalar yapılırken sanki kendilerinin hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi; “Evet, Sayın Cumhurbaşkanı doğru söylüyor.” diyen sendika, STK ve siyasileri de her dem yeniden kadrolaşma peşinde olduklarını ve kendilerine alan açmak istediklerinin de farkındayız.

Neredeyse tüm taşra teşkilatında okul müdürleri ve müdür yardımcılarını göreve getiren sendika ve sivil toplum kuruluşları bellidir.

Gerek parti siyasi çevrelerinin gerekse parti tabanını oluşturan kesitlerin meseleye artık devlette kadrolaşmak açısından bakmayıp bu ülkenin gelecek nesillerini düşünmelerinin zamanı geldi. Geçiyor…

Hemşerisini il müdürü yapmak isteyen ilçe başkanı da yönetim kurulu üyesini ilçe müdürü yapmak isteyen sendikacı da müdür bizim cemaatten olsun diyen cemaat mensubu da bu ülkenin gelecek nesillerine iyilik yapmıyor.

Neredeyse tüm cemaat, vakıf ve derneklerin eğitime yatırım yaptığı bir ülkede, bu kadar başarısız bir tablonun başka bir izahı varsa birileri açıklasın da öğrenelim.

İğneyi kendimize batırma zamanı…

Herkes kendi küçük iktidarını ve konforunu korumanın derdinde. Gençliğe hizmet iddiası ve dava söylemiyle yola çıkanların, koltuk, makam, kamu imkânları, konformizm bataklığında patinaj yaptığı bir süreçte eğitim kimsenin umurunda değil açıkçası…

Sadece umurundalar-mış- gibi yapıyorlar. Tek dertleri kendi küçük iktidar alanlarını korumak.

Dava dava diye yola çıkanlar sonuca teslim oldular maalesef.

Bilinen bir hikâyedir: “Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti. Bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna “eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim” dedi, sonra düşündü: “Ohh be kurtuldum, en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen, bu haritayı akşama kadar düzeltemez.” Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu, babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz” dedi. Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hala hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu.

Çocuk şu cevabı verdi: “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İnsanı düzelttiğin zaman dünya kendiliğinden düzeliyor.”

Eğitimi yöneten kadrolar, bu kadrolara yol veren siyasetçi, bürokrat, sendikacı, STK temsilcileri düzelmeden; eğitim düzelmez!

Önce, eğitime yön veren kadroların fotoğrafı düzeltilmeli ki eğitim-öğretim de düzelsin.

Sonuç olarak; Sayın Cumhurbaşkanı eğitim konusunda, özellikle İmam Hatipler ve Dindar nesil yetişme konusunda gerçekten samimi olarak iktidarın kaynaklarını bütün gücüyle eğitime aktardı.

Gelen Bakanlara, kendi bürokratlarıyla çalışma imkânı verdi ve işlerine fazla müdahil olmadı.

Bütün bunlara rağmen, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle eğitimde başarı yakalanamadı...

Yazımıza iki soru sorarak konuya noktayı koyalım, yorumu da okuyucularımıza bırakalım...

Ak Parti iktidarında görev yapan Milli Eğitim Bakanlarından hangisinin eğitim ve çocuklar diye bir derdi oldu?

Ak Parti iktidara geldiğinde yeni doğan çocuk bugün seçmen olarak oy kullanıyor.

Ak Parti iktidarı süresince 15 milyondan çocuk eğitim-öğretim kademelerinden geçerek oy kullanmaya başladı.

Bu gençlik arasında anket yapsak, Ak Parti kaçıncı parti olarak çıkar?

Sayın Cumhurbaşkanı’nın üstü kapalı olarak verdiği mesaj yukarıdaki soruda gizlidir ...

Kalın sağlıcakla…

YASAL UYARI: Yayınlanan haberin tüm hakları MYZ DİJİTAL MEDYA Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.