Kamudanhaber – Özel Haber

AK Parti Çamlıdere İlçe Kongresinde konuşan belediye başkanı Hazım Caner Can, Çamlıdere’deki öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u eleştirdi. Çamlıdere ilçesinde 4 öğretmenden 2’sinin sınav kazanarak, birinin eş durumundan tayini çıktığını söyleyen Can, diğer öğretmenin torpil ile Mamak ilçesine geçtiğini iddia etti.

Mamak’a görevlendirme yaparak bakmakta olduğu babası 6 ay önce vefat eden, annesinin de sağlık raporu bulunan öğretmen için: “…öğretmenler dürüst olacak, ahlaklı olacak, ilkeli olacak…” ifadelerini kullanan Hazım Caner Can, bu görevlendirme için Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kardeşi Hamdi Selçuk’u işaret etti. Başkan Can; Ziya Selçuk’a: "Kardeşim bakanlığı bakan mı yönetecek, kardeşin mi yönetecek, yok böyle bir şey." dedi.

Çamlıdere Belediye Başkanı Hazım Can Ercan; eş durumu tayini yapan diğer öğretmen için ise “Araştırdım, takip ettim; daha fabrika ayarlarında, bekâr öğretmenmiş…”tabirini kullandı. Belediye Başkanı Hazım Can Ercan’ın;öğretmenlerin yasal hakları konusunda Hazım olan isminin tam tersi bir şekilde hazımsızlık örneği göstererek yaptığı: “…öğretmenler dürüst olacak, ahlaklı olacak, ilkeli olacak…”ve “Araştırdım, takip ettim; daha fabrika ayarlarında, bekâr öğretmenmiş…” tabirleri, siyasi ve insani nezaketten uzak bir dil ve üslûptur.

Bu görevlendirme konusunu Milli Eğitim Bakanlığında en yetkili isimlere sorduk .

Konu Belediye Başkanı’nın anlattığı gibi değil.

Belediye başkanı doğruları konuşmuyor . Sadece şov yapıyor .

Çamlıdere ilçesinde iki öğretmen yönetici arama sınavını kazanarak il dışına atamaları yapılmış.

Bir öğretmen evlenmiş ve eş durumu tayini ile il dışına gitmiştir .

Öğretmenlerin eş durumu ataması , yönetici atama ve yer değiştirme konuları kanun ve yönetmeliklerle güvence altına alınmıştır .

Çamlıdere Belediye Başkanı’nın babası 3 yıl önce öldü dediği öğretmenimizin babası 6 ay önce tedavi görürken vefat etmiş .

Öğretmenimiz hasta babası ve annesine bakmak için raporla müracaat edip görevlendirme istemiş .

Ankara İl müdürlüğünün teklifi ve Valilik makamının onayı ile de görevlendirme yapılmış .

Görevlendirmesi yapılan öğretmenimizin annesinin sağlık raporu bulunuyor .

Belediye başkanı , kendi camiasından olan başı kapalı bir öğretmene fabrika ayarlarında diye hakaret ediyor .

Ne demek, ‘fabrika ayarları’ benzetmesi… Kendisi de eğer evliyse, kendi ifadesiyle “Fabrika ayarları” bozulmuş mu oluyor? Bildiğimiz bir şey varsa; o da bu dil ve üslubun en çok Ak Parti’ye zarar verdiğidir. Fabrika ayarlarını, zamanı gelince millet kuruyor… Muhalif medya, bu konunun üzerine atladı. Buradan partiyi ve hükümeti eleştirdi.

Büyüklerimiz boşuna; “Üslub-u beyan, ayniyle insan”dememişler. Yani; "Bir insanın ifade tarzı, kendisini anlatır" ya da tam tersi "İnsan ne ise öyle konuşur"demektir. Yunus Emre, sözün önemini anlatırken; “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı. Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz...” demiştir. Söze ve üslûba en çok siyasetçiler dikkat etmelidirler.

Sayın Başkan, ağzınızdan çıkana kadar sözün hâkimisiniz. Ağzınızdan çıktıktan sonra esiri olursunuz. Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u eleştireceğim derken en büyük zararı mensubu olduğunuz partiye verdiniz. Varsa bir sıkıntı; bunu konuşacağınız platform bellidir. Sayın Başkan, acaba öğretmen görevlendirmelerinin nasıl yapıldığını bilmiyor mu?Bakan, vekil ve siyasetçiler de zaman zaman bu tür görevlendirme talepleri için, Bakan’a ya da bürokrasiye ricada bulunurlar. Eğer bir sorun yoksa genellikle bu taleplere olumlu cevap verilir.

Millî Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da:

"Ankara ili Çamlıdere ilçesine atanan bir öğretmenimizin görevlendirme süreçleriyle ilgili kamuoyu gündemine yansıyan mesnetsiz iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Öğretmen görevlendirme süreçleri, ilgili mevzuat çerçevesinde, söz konusu eğitim kurumunun ihtiyaç durumu göz önünde bulundurularak planlanmakta olup Çamlıdere ilçemizdeki öğretmenlerimizin görevlendirme başvuruları da bu koşullar doğrultusunda değerlendirilerek gerçekleştirilmiştir" denildi.

Bu tür görevlendirmelere karşı en dirayetli Bakan, siyasi realite karşısında dayanamayan Ömer Dinçer’di. Durumu hepiniz biliyorsunuz. Tekrar anlatmaya gerek yok.

Burada iki kelam da öğretmen sendikalarına edelim…

Sendikacıların; ultra lüks makam araçlarını, şatafatlı makam odalarını, astronomik maaşlarını, siyasi körlükle yaptıkları horoz dövüşlerini, öğretmeni doğrudan ilgilendirmeyen konularda politika yapmayı, pazarlamacı mantığıyla okul okul gezip fotoğraf çektirmeyi, makam odalarından selfi yapmayı, hayırlı olsun dostum ziyaretlerini, birbirlerine plaket vermeyi, komşu ildeki akraba, eş, dost ziyaretlerini sendikal faaliyet göstermeyi, sendika bütçesinden hovardalık yapmayı, milli meselelerde hamasetle şov yapmayı bir kenara bırakıp;fabrika ayarlarına dönerek, öğretmenin hukukunu korumalarının yani sendikacılık yapmalarının zamanı gelmedi mi?

YASAL UYARI: Yayınlanan haberin tüm hakları MYZ DİJİTAL MEDYA Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.