MEB Bakan Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili İtohaber.com sitesinden köşesinde "Eğitimin yolu açık olsun" başlıklı yazısında ,Mevcuda ek olarak 15 bin öğretmen ataması müjdesi, camiaya büyük moral olmuştur. açıklamasında bulundu. İşte o yazı Eğitimin yolu açık olsun/PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ Ayakları yere basan bir ‘kararlılık’, her zaman ve her konuda iyidir. Siz kendi işinizle ilgili kararlı olmazsanız toplumdan, bireylerden kararlılık bekleyemezsiniz. Elbette her kararın, kararlı olmanın, yürüdüğünüz yolda riskleri olacaktır. Bunları öngörmek, tedbirler geliştirmek, bu tedbirleri sürece yayarak uygulamak, bununla birlikte riskleri ve geliştirdiğiniz tedbirleri toplumu da katarak yol almak her zaman için en sağlıklı olanıdır. Yazımıza, eğitimin yolu açık olsun temennisi ile başladık. Geçtiğimiz hafta toplum olarak bir buçuk yıldır uzak düştüğümüz, hasret kaldığımız eğitimin yüz yüze olanı, hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmaksızın ülkemizin her yanında birden başladı. Başlardı, başlamazdı tereddüdü ve tedirginliği. Devletin tepesinde oluşan kararlılık ve sağlam duruş sayesinde kısa süre içerisinde bütün topluma yayıldı. Halk, hem işin gereğine ve niyetin samimiyetine hem de alınan tedbirlerin hakikatine inandı. Zor olan fakat olması gereken hızlı bir şekilde oldu ve eğitime başlamak kendiliğinden bir toplumsal mutabakata dönüştü. Toplumda sağduyunun tecelli etmesi işte böyle bir şey olsa gerek. YÜZ YÜZE EĞİTİMİN HEYECANI Ülkemizin tüm eğitim yöneticileri ya sahada oldular veya merkezden sahayı yönettiler. Mesailerinin büyük çoğunu da sahada geçirdiler. Gözlem yaptılar, alınan tedbirleri gördüler, yeni önlemler geliştirdiler ve uyguladılar. Bütün bu gayretler herkeste var olan tedirginliği kısa süre içinde giderdi ve kaygının yerini heyecan aldı. En küçük yerleşim biriminden en büyüğüne kadar bu sevince ve heyecana ortak olundu. Sahada bunun tümünü müşahade ettik. Öğretmeninden öğrencisine, velisinden yöneticisine kadar eğitimin tüm paydaşları gündelik hayatımıza yüz yüze eğitimin yeniden dahil olmasından dolayı ortak bir sevinci yaşadılar. Bunda İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarımızın katkıları, özellikle valilerimizin çabalarının yeri ayrıdır. İlk hafta kurgulandığı gibi geçti, öngörülenin dışında ciddi bir problem yaşanmadı. İçinde bulunduğumuz haftanın da bu şekilde geçeceğini düşünüyoruz. Yalnızca yüz yüze eğitime başlamış olmak bile kendi başına büyük önem taşıyor. Zira herkes için uyum süreci öncelikle eğitime başlamış olmaktan geçiyor. Telafinin rasyonalitesi de budur zaten. Bundan sonrası ise süreç içinde eğitimin temel problemlerine eğilmektir. İşimiz; daha çok süreci iyileştirmeye odaklanmak olacaktır. ŞİMDİ SIRA DEVAMLILIĞI SAĞLAMAKTA Yeniden eğitime dönmenin, gündelik hayata dahil olmanın ve bu sürecin başarılı bir şekilde yönetilmesinin kahramanları; başta öğretmenler ve yöneticiler olmak üzere tüm paydaşlardır. Herkesin üzerine düşeni yapmasıdır. Toplumun sağduyusudur. Eğitime olan özlemimizdir, düşkünlüğümüzdür, hassasiyetimizdir ve nihayet bu işi siyaset üstü görmemizdir. Yeni döneme eğitimle başlamak hepimiz için iyi gelmiştir. Şimdi sıra; hem sağlıklı bir şekilde işin devamlılığını sağlamak hem de süreçlerde iyileştirmeler yapabilmektir. Bu şekilde ilerlemek, eğitimin rehabilite ediciliğini ve güvenini kazanmak anlamına gelecektir. Şüphesiz ki, tüm bunlar toplum olarak salgına karşı tedbirlerimizi duyarlılıkla devam ettirmekten geçmektedir. Yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olmasının temel şartı, oluşan toplumsal mutabakatın ve bu hassasiyetin korunmasıdır. Buna da inancımız tamdır. Cumhurbaşkanımızın hem öğretmen atama törenine bizatihi gelmeleri, hem de bir meslek lisesinde eğitim öğretim yılının açılışına katılmaları simgesel olarak çok anlamlı olmuştur. Bunun da ötesinde mevcuda ek olarak 15 bin öğretmen ataması müjdesi, camiaya büyük moral olmuştur. Eğitim; gelecektir, toplumu da siyaseti de rahatlatacak olandır. Kültürle de desteklenirse muhteşem bir başlangıç anlamına gelir.