İYİ Parti İstanbul Kongre Merkezi'nde ‘İYİ Kalkınma Kongresi' düzenlendi. “Eşitlenen Türkiye için; Yoksulluk, kapsayıcılık ve istihdam” başlıklarının tartışıldığı kongreye İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İYİ Parti kurmayları, milletvekilleri ve uzmanlar katıldı.


Kongrede, ‘Yoksulluk Paneli'nde konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kent yoksulluğuna dair deneyimlerini paylaşarak, Ankara'da, yoksul aileler, çiftçiler ve öğrenciler için yapacaklarını anlattı.

Yavaş, eşinin başından geçen olayı şöyle anlattı:

* Eşim bir gün bir AVM'ye gidiyor. Kart harcaması yaparken çocuk tanıyor, ‘Siz Mansur beyin eşi misiniz?' diyor. ‘Evet' diyor. Birden bire hüngür hüngür ağlıyor.

* Şaşırıyorlar yani, niye ağlıyor şimdi durup dururken. Sonra çocuk diyor ki, ‘Birden bire AVM'ler kapandı. Gelirimiz sıfır, cebimizde para yok.

* Evde kaldığımız 4 ay boyunca Ankara Büyükşehir, bizim bütün ihtiyaçlarımızı karşıladı. Yani minnetini belirtmek için.

Mansur Yavaş, yoksulluğu çözmek için yaptıkları yardımları ve hayata geçirecekleri projeleri şöyle anlattı:

“HERKES BİRBİRİNİN YARDIM ALDIĞINI GÖRÜYOR”

*İş başına geldiğimizde 158 bin aile düzenli destek alıyordu. Ama bunların destek şekli, bir müteahhitten satın alıp, paket paket dağıtılıyordu.

* Hatta benim kendi kardeşimle bir ara 7-8 önce veya 10 yıl önce bu dağıtım yapan şirkette çalışmış ve verilen talimat, ‘sırdan verin işte, size ne' gibi.

* Tabii bunun dağıtılması masraf, bir de herkes birbirinin yardım aldığını görüyor. Yani insanı olarak da hoş bir şey değil.

“SOSYAL DESTEĞİ KART USULÜNE ÇEVİRDİK”


*Biz geldikten sonra bunu kart usulüne çevirmeyi düşünüyorduk. Bunun hazırlığını yaparken birden bire pandemiyle karşılaştık. Yani o 158 bini tarayamadık. Pandemi nedeniyle kapanan iş yerleri, AVM'leden tutun, esnafa, lokantalara, kafelere…, hepsi kapandı.

“PANDEMİDE HERKESE ULAŞMAYA ÇALIŞTIK”

*Bir maske problemi oldu. Evlere maske dağıtılacaktı. Başkası yapmayacaktı. Onun da çözüm olmadığını gördüler. Biz hemen maskeden başlamak üzere insanların aklına gelmeyecek, kimsenin düşünmediği yerlerde herkese ulaşmaya çalıştık.

“BİR YANDAN İHTİYAÇ KARŞILARKEN, BİR YANDAN KALKINDIRDIK”

*Terziler kapandı, maske diktirdik onlara. Yani bir yandan maske ihtiyacını karşılarken bir yandan onlardan almak suretiyle ayakta kalmalarını sağladık. Yardım dağıtılacaksa, nakliyecileri çağırdık.

* Kim, nerde mağdur olabiliri düşünerek sürekli bunlarla uğraştık ve birçoğunu yakalama fırsatı bulduk.

*Şu anda 220 bin aile var. Çünkü pandeminin uzun sürmesi nedeniyle ve iktidarın da kararsız davranması yani açılacak, mı açılmayacak mı?

* İşyerlerinin birçoğu yüklü kiralarla çalışırken, sabredebildikleri kadar sabrettiler ama sonunda işlerini tasfiye etmek zorunda kaldılar. Hemen hemen hepsi işsiz kaldı.

“HİÇBİR ÇOCUK EĞİTİMDEN GERİ KALMASIN DİYE…”

*Bütün dünyada bu problem yaşanınca tabi tablet dağıtacağız, tablet dünyada yok, yedek parça yok. Bunların üretimi de yok. Uzaktan eğitim kararı alındı.

* Annesinin cep telefonuyla derse girmeye çalışan çocuklar gördük. Hemen bir karar aldık. Elimizdeki verilerden 26 bin 500 çocuk tespit ettik. Mesaj attık, düzenli olarak 9 ay boyunca 10'ar GB internet verdik, geri kalmasınlar diye.

* İnsanlar bu sefer hastalıktan korktu, çoğu köylere gitti. Köylerin birçoğunda internet yok.

*Üstümüze vazife alarak, hiçbir çocuk eğitimden geri kalmasın diye o çocukların EBA'ya ulaşmasını sağladık. Akla hayale gelebilecek büyün yardımlarda bulunduk.

“KİMSE YATAĞINA AÇ GİRMEYECEK”

*Düşünebiliyor musunuz, bir bakanlık var, bir iktidar var, böyle bir karar alıyorsunuz ve bu insanlar ne halde görmüyorsunuz. Tabii bu iyice yoksulluğu artırdı. Pandemi nedeniyle açılmayan dükkanlar var. Tabii insanlara ne kadar yardım yaparsınız?

*Evet boynumuzun borcu. Kimse yatağa aç girmeyecek, kimse mahrum kalmayacak ama işin bir de istihdam boyutu var.

“İSTİHDAM İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

*Bir yandan da bu insanların istihdama ulaşmaları lazım. Bununla ilgili de organize sanayilerle çalışmalarımız devam ediyor, onlar bizden istiyorlar ama, şu anda bende 300 bin tane özgeçmiş var. Bunların tabii bir kısmı halen çalışıyor ama belediyede çalışmak istiyor.

“SULU TARIM PROJEMİZ İÇİN BAKANLIKLA GÖRÜŞTÜK AMA…”

*Ankara'mızın, gördüğünüz bütün yerleşim bölgesi, binalar sadece yüzde 3, yüzde 97'si boş arazi Ankara'nın. Bu inanılır bir rakam değil. Sıkışmış ve dolayısıyla bu sıkışıklık müthiş bir şekilde bina ve arsa rantı getirmiş. Ankara, çiftçi bir memleket.

* Beypazarı tarafında sulu tarım var, Nallıhan, Güdül'de ama bazı yerlerde de kuru tarım var. Bizim de, bu Kesikköprü'den gelen sudan, (bölgede) 200 bin dönüm sulanabilir arazi var.

*Orada sulu tarım yapmak en büyük projelerimizden biriydi. Bununla ilgili bakanlıkla görüştük ama bir yol kat edemedik.

“TARIMI TEŞVİK ETMEK LAZIM”

*Yani aslında o işsiz gelenlerin, yani uygulanan politikalar nedeniyle hayvancılığı bırakıp, üretimi bırakıp şehre gelen insanların sizden hep iş bekliyor.

* Ama aslında bunların en iyi bildiği iş tarım. Bunu yapmaları lazım, bunu teşvik etmek lazım. Bizden önce sadece domates fidesi dağıtılıyordu, ilk defa tohum verdik. Arpa ve buğday tohumu verdik.

*17 bin 500-18 bine yakın çiftçiye, bunlardan 250 bin ton arpa ve buğday üretilecek. Geçen yılki fiyatı 3 liraydı, yani 750 milyon lira 17 bin çiftçinin cebinde kalacak.

“KIRSAL KALKINMA PROJESİYLE PARA KAZANACAKLAR”

*Kırsal kalkınma projesi, para kazansın, bana iş diye de gelmesin. Bir yandan da üretsin. Ülkemiz kazansın. Hem Ankara'da oturanlar kazansın.

*Teşvikler üzerine çiftçilik yapanların yaş ortalaması daha çok genç. Çünkü babası zaten çiftçi. Babası tarla ekmeyince geliyor, en azından babasının yanında belki oyalanıyordu. Başka etkenler de var.

“750 MİLYON LİRA ÇİFTÇİNİN CEBİNDE KALACAK”

*Arpa, buğday fiyatları beli ki artacak. Eğer 17 bin-18 bin çiftçinin, bizim öngördüğümüz rakam 750 milyon lira ceplerinde kalacak ama bu şekilde rakamlar giderse bir buçuk 2 milyar lira civarında bir para kalacak.

*Dolayısıyla tarımı terk eden birçok insan bu teşvikleri görünce tekrar tarıma sarılır diye ümidimiz o. Bir denememiz lazım.

“TÜRKİYE'DE İLK DEFA MAZOT YARDIMI YAPACAĞIZ”

*Türkiye'de ilk defa mazot yardımı yapacağız. Bunlar tabi küçük çiftçiler. Belediyenin büyük bir arazisi var. Orada rekreasyon alanı yapıyoruz. Orada 3 bin ton silaj üretimi yaptık. Hayvancılık yapanlara ücretsiz dağıtıyoruz.

*Bu şekilde teşviklerle onların üretime devam etmelerini sağlıyoruz. En büyük sorun, gübre. Rakamlar çok arttı. Şu anda belediyemizin bir şirketi gübre ithal etmek istiyor.

*Eğer yurtdışından gübreyi ithal edersek, gübreyi de vermek suretiyle tarıma desteğin nasıl verildiğini, verildiği zaman ne olacağını Türkiye'ye örnek olacak şekilde hem istihdam sağlayacağını hem gelir elde edeceğini göstermiş olacağız.

“İSTİHDAMA YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

*Bu yıl büyük bir kuraklık oldu. Göller, barajlar kurudu. Dolayısıyla özellikle arpa, buğday ekenlerin hiçbirisi verim alamadı. Bu sene ekmeyeceklerdi. Biz vermeseydik.

*Tüm bunların yanında meslek edindirme kursları, bilişim kurslarımız devam ediyor. Start up merkezlerimiz var. Bunların hepsi de istihdama yönelik.