Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Kovid-19'un Türkiye'de de görülen Mu varyantı ve ortaya çıkabilecek yeni varyantlar önemli olsalar da yakından izlendikleri için tedirginliğe gerek olmadığını belirterek, tam doz aşılanma ve bireysel tedbirlere uyumun varyantların oluşumunu engelleyeceğini vurguladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 6 Eylül Pazartesi günü yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Kovid-19'un "Mu" varyantının, Türkiye'de 2 kişide tespit edildiğini belirterek, şu an ilave tedbir getirmeyi düşünmediklerini bildirmişti.

İlk olarak Ocak 2021'de Kolombiya'da görülen, küresel yaygınlığı yüzde 0,1'in altında olsa da enfeksiyonların yüzde 39'unu oluşturduğu Kolombiya ve yüzde 13'ünü oluşturduğu Ekvador'da yayılmaya devam eden Mu varyantı, şu ana kadar 39 ülkede saptandı.

Prof. Dr. Balık, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) "yakından izlenmesi gereken varyant" kategorisine aldığı beşinci varyant olan Mu ve dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de baskın tür haline gelen Delta varyantına ilişkin AA muhabirine, virüsün bulaşma ortamı buldukça mutasyona uğradığına dikkati çekti.

- "Mu varyantının bulaşma hızı en az Delta kadar"

Kovid-19 mutasyonlarından bulaşma potansiyeli yüksek olanların baskın hale geldiğini ve bunların "varyant" olarak adlandırıldığını anlatan Balık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kovid-19'un Mu varyantının bulaşma hızının şu an en az Delta kadar olduğu sanılıyor. Mutasyon özelliğine bakıldığında aşının etkisini daha da azaltacakmış gibi bir görünüm çiziyor fakat bununla ilgili henüz net sonuçlar elimizde yok. Ayrıca hastalığı ağır geçirip geçirmeme ile ilgili net bilgiler bulunmuyor.

Bahsedilen ve izlemede olan varyantlar yeni çıkan varyantlar değil, hepsi bir süredir takip ediliyor. Eğer çok güçlü ve daha atletik bir virüs olsaydı, Delta varyantının yerine geçerdi. Tıpkı Delta'nın Alfa (İngiltere) varyantının yerine geçtiği gibi."

- "Panik olacak bir durum görünmüyor"

Prof. Dr. İsmail Balık, "Türkiye'de iki kişide tespit edilen Mu varyantı açısından panik olacak bir durum görünmüyor. Bundan sonra ortaya çıkan, çıkabilecek yeni varyantlar önemli olsalar da salgının başındaki kadar tedirgin olmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Bilim dünyası bu varyantları yakından izliyor." diye konuştu.

Mu varyantının hakim hale geldiği, aşıların etkisini azalttığı en kötü senaryoda bile güçlü aşı tecrübesi ve altyapısı sayesinde hızlıca yeni varyanta karşı da aşı geliştirilerek, varyant dünya genelinde yayılmadan piyasaya sürüleceğini aktaran Balık, şunları kaydetti:

"Fakat salgında yeni varyantların ve dalgaların engellenebilmesi için tam doz aşılanmamız, maske, mesafe, hijyen tedbirlerine uymamız gerekiyor. Vaka sayılarının artışı, yeni varyantların ortaya çıkışını tetikliyor. Aşı bunun engellenmesindeki en güçlü silah."

- "Aktif vaka sayımız 500 binin üzerinde"

Türkiye'deki vaka sayılarının gidişatı ve Delta ile Delta Plus varyantlarının bundaki etkisine de değinen Balık, "Türkiye'deki vaka sayıları uzun süredir 20 bin bandında seyrediyor. Aktif vaka sayımız ise ülke genelinde 500 binin üzerinde. Yüz yüze eğitimin başladığı bu süreçte, büyükşehirlerde tatil dönüşü gibi hareketliliğin arttığı durumların da etkisiyle, tedbir alınmadığı takdirde, vaka sayılarının yukarıya tırmanma riski söz konusu olacaktır." ifadesini kullandı.

Dünyada ve Türkiye'de baskın hale gelen Delta varyantına karşı tam doz aşılı olmanın gerekliliğine dikkati çeken Balık, şöyle devam etti:

"Vaka sayılarının daha fazla artmasını engellemek için elimizde iki silah var; aşı ve tedbirler. Mutlaka tam doz aşı yaptırmış olmak ve maske, mesafe, hijyen tedbirlerine uyum sağlamak gerekiyor. Bu açıdan aşı olmamışların hemen iki doz aşılarını yaptırmaları, iki doz Sinovac aşısı olup üstünden üç ay geçen kişilerin üçüncü doz aşılarını olması, hastalığı geçirenlerin ise e-Nabızları üzerinden görülen aşı programını uygulamaları büyük önem taşıyor."

- "12 yaş üstü herkesin tam doz aşılanması büyük önem taşıyor"

Prof. Dr. Balık, tam doz aşı olan kişilerin yoğun bakıma gitme ve vefat oranlarının neredeyse sıfıra yakın olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Kovid-19 risk haritasında aşılanma oranı yüzde 75'in üzerinde olup rengi daha önceleri maviye dönen bölgelerde haftalık açıklanan 100 binde vaka sayıları düşük. Buna karşın aşılanma oranı yeterli düzeyde olmayan bölgelerde ise vaka sayıları 100 binde 200'lerin üzerinde. Bu nedenle aşılamada en erken şekilde tam doza ulaşmak hedefinde olmalıyız.

Yüz yüze eğitimin devamlılığı açısından da 12 yaş üstü herkesin tam doz aşılanması büyük önem taşıyor. 12 yaş üstü tüm vatandaşların yüzde 80, 85'i tam doz aşılarını olursa yeni varyantların ortaya çıkması, salgının büyümesi engellenir ve kontrol altına alınır."

Delta ve Delta Plus varyantlarının, kalabalık ortamda maskeyi burnun altına indirmek gibi anlık ihmallerle bile kolayca bulaşabildiğine dikkati çeken Balık, bireysel tedbirlere titizlikle uyulması gerektiğini vurguladı.

Balık, şu an yoğun bakımlarda yatan vaka sayılarının da arttığına dikkati çekerek, Delta varyantının gençlerde de hastalığın ağır geçirilmesine sebep olduğunu, bu grupta yoğun bakıma yatma oranlarının arttığını kaydetti.