‘Demokrasi Şöleni’ başlığıyla Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlenen Hür Düşünce Hareketi’nin birinci kongresine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Bayat ve Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy katıldı.

“6’LI MASA İKTİDARA YÜRÜMEK İÇİN KURULDU”

Açılış konuşmasını, Hür Düşünce Hareketi Genel Başkanı Süleyman Aksoy yaptı. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir Türkiye istediklerini dile getiren Aksoy, şöyle konuştu:

*Biz, gençlerinin umutlu, yaşlılarının huzurlu olduğu bir Türkiye istiyoruz. Biz, Atatürk’ün bize emanet ettiği gibi muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkan bir Türkiye istiyoruz. Biz, tersaneleri işgal edilmiş, ordusu dağıtılmış bir Türkiye istemiyoruz. Oyunuza sahip çıkın.

*İnşallah 6 siyasi partimizin açıklayacağı Cumhurbaşkanı adayımızı, 13’üncü Cumhurbaşkanı olarak seçeceğiz ve Türkiye’de ertesi gün yeni bir gün doğacak.

*Bu yeni gün, Atatürk’ün bize emanet ettiği Türkiye olacak. Bu 6’lı Masa iktidara yürümek için kuruldu.

“AYRIŞMAK BU ÜLKEYE YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜK”

Kürsüye çıkan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Bayat ise, “Güçlü bir Türkiye kurmak zorundayız. Birbirimizin haklarını gözeterek, birbirimize saygı duyarak, bir ve beraber olarak ülkenin kalkınması, gelişmesi için hep birlikte ter dökmemiz, hep birlikte çalışmamız, emek vermemiz gerekiyor ki bir ve beraber bir Türkiye’yi oluşturabilelim. Ayrıştırmak, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür” dedi.

“EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ 6 FARKLI PARTİNİN TEK MASA ETRAFINDA TOPLANMASI”


Daha sonra konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, merhum Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam edilişinin 61. yıl dönümünü anarak sözlerine başladı. Davutoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:

*Demokrasi kültürümüzü ayağa kaldırmak zorundayız. Devletimizi ayağa kaldırmak zorundayız. Devletimizin kurumlarını ihya etmek zorundayız.

*İktidar bizi eleştirirken, ‘6 farklı bileşenden ne çıkacak?’ diye soruyor. Anlamıyorlar. Gerçekten en büyük gücümüz 6 farklı bileşenin bir masa etrafında toplanmış olmasıdır.

*Biz bunu tereddütsüz gerçekleştirdik. Kendilerinin ise örtülü bir masası var. İlişkileri şeffaf değil.

*Bizim metinlerimiz belli, ne yaptığımız belli. Acaba sayın Erdoğan ve sayın Bahçeli kapalı kapılar arkasında neyi konuşuyorlar, biliyor muyuz? Kendi kurmayları biliyor mu?

“GİZLEDİĞİMİZ BİR ŞEY YOK”

*Mafyalar, organize suç örgütleriyle anılan insanlarla girilen ilişkiler, her gün daha önce Türkiye’nin en büyük düşmanı ilan edilen yabancı güçlerin, ülkelerin şimdi en büyük dost haline gelmesi hangi dinamiklerin eseri?

*Şeffaf olmayan hiçbir şey kalıcı değildir. Biz şeffaf olarak bir masa kurduk. Gizlediğimiz, sakladığımız, örttüğümüz bir şey yok.

*Ama onların bir seçim kazanmak için, açık bir suç teşkil edecek şekilde, kırmızı bültenle aranan bir teröristi televizyonlara çıkardıkları tarih hafızasında duruyor.

“TARİHİMİZLE İLGİLİ YAPILAN TARTIŞMALARDAN ÇOK CİDDİ HÜZÜN DUYDUM”

*Hani ‘milli beka’ diyor ya iktidardakiler… Milli bekamızı dış güçler tehdit edemez.

*Ettiler, 9 Eylül’de İzmir’den çekip gittiler. Son dönemde tarihimizle ilgili yapılan tartışmalardan çok ciddi hüzün duydum.

*Artık olgunlaşmamız lazım. Artık bu tartışmaları geçmemiz lazım. Bugünkü siyasi realiteler üzerinden tarihe dönüp bir dönemi ‘altın çağ’, bir dönemi ‘karanlık çağ’ diye adlandırdığınız zaman toplumu bölersiniz.

*İmalı imalı birilerine ‘hain’ göndermesi yaptığınızda tarihi bölersiniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün silah arkadaşlarını rahmetle anıyoruz, Osmanlı subayı idiler.

“6’LI MASA YEMEK YEMEK İÇİN BİR ARAYA GELMİYOR”

Kimse kendi ego, nefs ve makam düşüncesiyle hareket etmemeli. 6’lı Masa’nın belki de en önemli katkısı işte bu ortak aidiyet bilinci. O 6’lı Masa yemek yemek için bir araya gelmiyor. Gizli bir şey de yok orada, her şey açık.

“OTORİTER LİDERLERLE VERDİĞİ MANZARA, ÖVÜNÜLECEK BİR MANZARA DEĞİL”

*Geçen gün Şanghay İşbirliği Örgütü fotoğrafı. İktidar cenahı bu fotoğraftan hareketle sayın Cumhurbaşkanı’nın ne büyük siyasi lider olduğunun ispat yarışına girdiler.

*Şanghay İşbirliği Örgütü ile ortak diyalog anlaşmasını 26 Nisan 2013’te ben imzaladım. İmzalarken de hiç gocunmadım, çekinmedim. Ama şimdi o anlaşma üzerinden geliştirilen bu ilişkiler çerçevesinde o fotoğrafa girenlere şunu hatırlatmak isterim: O fotoğraf yanlış olmayabilirdi.

*Ne zaman yanlış olmazdı biliyor musunuz? Eğer Türkiye kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nden neredeyse ihraç sürecine girmemiş olsaydı yanlış olmazdı.

*Avrupa’nın demokratik standartlarından kopmuş bir ülkenin otoriter liderlerle verdiği manzara, Türk halkının övüneceği bir manzara değildir.

“TÜRKİYE’NİN BURADAN ÇIKMASI LAZIM”

Ardından konuşmasını yapmak üzere davet edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz artık kavga etmek istemiyoruz” vurgusu yaptı.

CHP lideri açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

*Beraber olmak zorundayız. Bayrağımızın altında özgürce yaşamak zorundayız. Biz bunu sağlayacağız. Katılmasak bile aykırı düşünceye saygı duyarız.

*Aykırı düşündü diye insanları hapse atmak, yıllar yılı hapiste tutmak, hatta ayakları üzerinde duramayacak kişileri bile 21. yüzyılın Türkiye’sinde hapiste tutmak… Bunlar bize yakışmaz. Türkiye’nin buradan çıkması lazım.

“OLAĞANÜSTÜ GÜZEL BİR PAYDANIN ÜSTÜNDE BİR ARADAYIZ”

(6’lı Masa’yı kast ederek) Her birimiz farklı partiyiz, doğru. Her birimiz yeri geldiğinde birbirimizin rakibiyiz, bu da doğru. Ama bizler Türkiye’nin üretmesini istiyoruz.

*Türkiye’nin büyümesini istiyoruz. Türkiye’nin kalkınmasını istiyoruz. Adalet istiyoruz, demokrasi istiyoruz, din ve vicdan özgürlüğü istiyoruz.

*Olağanüstü güzel bir paydanın üstünde bir aradayız. O paydada farklılığımız yok, o paydada biriz.

*O paydada bir olduğumuz sürece de Türkiye geleceğe güvenle bakacak. Demokratik yollarla otoriter bir yönetimi değiştireceğiz.

*Demokratik yollarla değiştirdiğimiz zaman değeri çok daha güzel olacak.

“AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI’NI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

*Güçlü bir sosyal devlet inşa edemezseniz Türkiye’de huzuru ve barışı sağlayamazsınız. Herkesin işinin, aşının olması lazım.

*Herkesin sağlıklı geçinmesi lazım. Bu, her evde huzurun ve bereketin olması demektir. Güçlü bir sosyal devlet, bizi bir arada tutan temel bir kavramdır. Allah nasip ederse iktidar olduğumuzda, Aile Destekleri Sigortası’nı hayata geçireceğiz.

“HİÇBİRİMİZİN BİREYSEL TALEBİ, BEKLENTİSİ YOK”

*Demokrasiyi getirdik, üretmeye başladık, din ve vicdan özgürlüğünü getirdik, güçlü bir sosyal devlet oluşturduk. her şey tamam… Ama dünya hızla değişiyor ve bu değişime ayak uydurmak gerekiyor.

*Onun için sürdürülebilirlik önemlidir. 6’lı Masa’nın işi kolay değil. Ama 6’lı Masa bu konuda çok kararlı ve çok azimli. Türkiye’yi aydınlığa, Türkiye’yi düzlüğe ya çıkaracağız, ya çıkaracağız…

*Bu işin ortası yok. Hiçbirimizin bireysel bir talebi, bireysel bir beklentisi yok. Onun da altını özenle çizmek isterim.

“BU ÜLKEYİ AYDINLIĞA ÇIKARMA KONUSUNDA KARARLIYIZ”

*6 lider bu konuda kararlıyız; devlette liyakati de sağlayacağız. Liyakat olacak. Liyakat olacak ki işi ehline teslim edelim. İşi ehline teslim etmezseniz bu işler yürümez.

*Devlette liyakati sağladığınızda sürdürülebilirlik olur. Tek isteğim var: Bize güvenin. Biz beraberiz, birlikteyiz. Biz önyargılardan uzağız ve biz Türkiye’nin içinde yaşadığı tabloyu biliyoruz.

*Zaman zaman gazetelerde okursunuz, ‘6’lı Masa’nın altında ne var? Üstünde bilmem ne var? Yanında ne var?’…

*Bunların hepsi hikaye. Biz kararlıyız ve bu ülkeyi aydınlığa çıkarma konusunda kararlılığımızı da toplumla paylaşıyoruz.

“BU SÜREÇTEN YÜZÜMÜZÜN AKIYLA ÇIKACAĞIZ”

*Sanmayın ki biz sadece ayda bir kez toplanıyoruz. Her partinin genel başkan yardımcıları sürekli toplantı halindeler.

*Onlar bir ay içinde olayı belli bir olgunluğa getirdikten sonra masaya geliyor ve biz ondan sonra karar veriyoruz. Sık sık şu eleştiri de gelir; ‘Neden Cumhurbaşkanı adayınızı belirlemiyorsunuz?’…

*Önce 6 lider olarak biz neyi nasıl yapacağımızı bütün ayrıntılarıyla görüşüp karara bağlamak zorundayız.

*Sonra milletin önüne çıkmak zorundayız. Türkiye’nin geleceği için endişe etmeyin. Biz bütün zorlukları aşmasını bilen bir milletiz. Nasıl Milli Kurtuluş Savaşı’nı verdiysek inşallah bu süreçten de yüzümüzün akıyla çıkacağız.”