Kılıçdaroğlu’ndan Pınar Gültekin kararına tepki: Hangi vicdan kabul eder bunu?


   
Pınar Gültekin davası hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, 'Kadınların susmaması lazım, kadınlara yapılan haksızlıklara karşı birlikte mücadele etmek zorundayız' dedi.

HABER MERKEZİ

21.06.2022
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Pınar Gültekin davasından çıkan karara tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Pınar Gültekin davasında yargıç 'haksız tahrik' indirimi sağladı. Müebbeti 23 yıla indirdi. Hangi vicdan, hangi ahlak kabul eder bunu? Kadınların susmaması lazım. Kadınların susmaması lazım, kadın-erkek dayanışması içinde kadınlara yapılan haksızlıklara karşı birlikte mücadele etmek zorundayız" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Gazeteciler özgürce yazsın, demokrasi olsun istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsun istiyoruz. Her alın terinin değerli olduğunun kabul edilmesini istiyoruz. Herkes kazansın istiyoruz. Yargıya bakıyorsunuz adaleti dağıtmaktan uzak, yönetime bakıyorsunuz ne yaptığı belli değil. Saray'a bakıyorsunuz ayrı havalarda. Saray'dan talimat alan parlamento istemiyoruz. Herkesin iş güç sahibi olduğu bir Türkiye'yi inşa eden bir yönetim gelecek. Söz veriyorum, bu görevi ya yapacağız, ya yapacağız! Yasama, yargı, yürütme kuvvetler ayrılığı. Şimdi kuvvetler birliği var. Her şey ona bağlı.
Bir sansür kanunu teklifi getirmişler. Vermişler milletvekilinin eline, Saray'da hazırlanmış. Atıyorlar altına imzayı. Nasıl bir felaket olduğunun farkında değiller. 'Efendim kimse sarayı eleştirmesin, AKP'yi, MHP'yi eleştirmesin. Herkesin ağzına bant çekelim dünyayı güllük gülistanlık gösterelim millete.' Sanıyorlar ki bu millet bunu yutacak.
Diyorlar ki 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek.' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Malum 'sistem değişiyor parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyrun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor.
'Adaletsizliğin tarihini yazmak isteyenler önce Silivri'ye bakacak'
Adaletsizliğin tarihini yazmak isteyenler önce Silivri'ye bakacaktır. Bir ara Nazi'lerin toplama kampı gibiydi orası. Ya ülkenin genelkurmay başkanını bile terörist diye içeri aldılar. O zaman Silivri'ye gittiğimde 'Burası toplama kampı gibi' demiştim.
Basın özgürlüğü, ülkeyi sağlıklı yöneten bir idarenin vazgeçilmez bir koşuludur aslında. Düşünün, biz ülkeyi yönettiğimizde mecra özgürlüğü olacak, herkes istediğini yazacak. Bizi arzu ettikleri gibi eleştirebilecekler. Biz eleştiriden ders almasını bilen bir gelenekten geliyoruz.
Özgür medyanın olmadığı yerde demokrasi olmaz, düşünce özgürlüğü olmaz. Bunlara yasak getirmeye çalışıyorlar, beyler rahatsız oluyor. İstediğiniz kadar rahatsız olun biz inandığımız yolda yürüyeceğiz ve devam edeceğiz. Herkesin bunu bilmesini isterim. Diyorlar ki, 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek.' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Malum, 'sistem değişiyor' dediklerinde de 'parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyrun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor. Bir soru önergesine bile cevap vermiyorlar. Burası sadece 600 kişinin aylık aldığı, saraydan gelen kanun tekliflerine ise el kaldırıp indiren 19 Mayıs hareketlerinin yapıldığı, muhalefetin de inadına muhalefet ettiği yanlışı dile getirdiği bir kuruma dönüştü. Bir başkan var TBMM Başkanı var ama o da vesayet altında. Bilmeleri gereken bir şey var iyi niyetle ifade edeyim. En güçlü gazete fısıltı gazetesi. 'Yazmayın' dediğinizde fısıltı gazetesinden daha güçlüsü yoktur. Bu teklif bu şekilde yasalaşırsa sonuna kadar mücadele edeceğiz, Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz.
'Bunların tamamını emekli edeceğim'
Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını bu kadar ayaklar altına alan, para uğruna bu ülkenin itibarını birilerini satan adama Allah aşkına ne denir bu ülkede! Beyefendi o kadar yüksekten atıyor ki, 'Suudi Arabistan belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz. Verelim de ondan sonra bunları yok mu edeceksiniz' dedi. Verdiler. Para uğruna Türkiye'nin itibarını ayaklar altına alıyorlar. Sandığa gideceğiz, demokratik yollarla ben bunların tamamını emekli edeceğim.