Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin bugünkü grup toplantısında yaptığı konuşmayı sosyal medya hesabından paylaştı. O paylaşımda AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal hakkında söyledikleri yer alıyor. Mahir Ünal, Kahramanmaraş'ta yaptığı konuşmada cumhuriyetin alfabeyi,dili yok ettiğini söylemişti.

Mahir Ünal'ın sözleri:

Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız Devrimi, her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi, Mao’nun Çin kültür devrimidir, lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir”

Kılıçdaroğlu'nun o sözler üzerine yaptığı açıklama:

Mahir Ünal’a söyleyin; bu sözlerinin fikir babaları, bizi karşılarında görünce içeriye kaçtı” 

“Biz bilmez miyiz Asrika’yı, Sadat’ı… Ama Mahir Ünal’a söyleyin; bu sözlerinin fikir babaları, bizi karşılarında görünce içeriye kaçtı” notuyla paylaştığı videodaki açıklamasında şunları söyledi:

“AK Parti’de grup başkanvekilliği yapan birisi, Mahir Ünal kalkıyor, ‘Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, bütün düşünce setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçe’nin düşünce üretebilmesi mümkün değildir’ diye bir açıklama yapıyor. Bahçeli buna sözde çok kızmış. Ne olacak? Koşa koşa gidecek gene kucaklayacak. Ben bilmiyor muyum? Bu anlayış ne anlayışıdır biliyor musunuz? Bu anlayış, SADAT kafasının anlayışıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ni kaldıracağız, ASRİKA diye yeni bir devlet kuracağız, ASRİKA devletinin başkenti İstanbul ve dili de Arapça olacak. Aynı kafa. İtiraz mı ettiler, etmediler. Ama ne olur, benim milliyetçi tabanım öbür tarafa kaymasın diye, arada bir işaret fişeği atayım, sonra gidip arka kapıda yeniden kucaklaşacağız.

Milliyetçilik vatanseverliktir, senin diline hakaret eden ve küçümseyen bir adamla senin ne işin var ya? Bu insanlar en güzel cevabı Gazi Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Şöyle diyor, ‘Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.”