Memurlarla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, çok az kişi tarafından bilinen bir gerçek ortaya çıktı. Hem devlet memuru olma hem de memuriyetten atılma şartları arasında, kişinin bir suçtan dolayı 1 yıl hapis cezası almış olması şartı bulunuyor. Pek çok kişi ise; 12 aylık cezayı da aynı kategoride değerlendiriyor. Peki ikisi arasında nasıl bir fark var? Avukat Ali Oktay Coşgun, gazetevatan.com’a her iki ceza arasındaki farkı anlattı.

Memur olma ya da memuriyetten atılma konusunda her iki cezanın farkına değinen Avukat Coşgun, “Memuriyete engel suçlar ve cezalar bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olan kişinin memuriyete kabul edilemeyeceğini düzenler” dedi.

Avukat Coşgun, kasten işlenen bir suç nedeni ile hakkında 1 yıl ya da daha çok hapis cezası verilmiş olanların memur olmayacağını ve cezayı alan kişinin aktif görevde olan bir memur olması durumunda ise bir daha geri dönmemek üzere işinden olacağına dikkat çekerek, “İlgili mevzuat hükmünde memuriyet mesleğine engel suçlar sınırlı sayıda sayılmış olup; kişi bu suçlardan herhangi birini işler ise almış olduğu ceza miktarı ve türü her ne olursa olsun devlet memurluğuna alınması söz konusu olmamaktadır” ifadelerini kullandı.

“AFFA UĞRASA DA BU SUÇLARI İŞLEYEN ASLA GERİ DÖNEMEZ”

Avukat Coşgun, affa uğramış olsa dahi aldığı cezası sonrası memuriyete geri dönmemeye sebep olan suçları şöyle sıraladı: “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, dolandırıcılık, sahtecilik devletin güvenliğine karşı suçlar, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, hırsızlık, edimin ifasına fesat karıştırma, kaçakçılık suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçları.”

12 AY İLE 1 YIL ARASINDAKİ BİLİNMEYEN FARK

1 yıl hapis cezası ile 12 ay hapis cezası almak arasında bir fark olup olmadığı ve 12 ay hapis cezasının memuriyete engel olup olmadığının devamlı merak konusu olduğuna dikkati çeken Avukat Coşgun, “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ‘Cezanın Belirlenmesi’ başlıklı 61. maddesinin 6. fıkrasında, hapis cezasının süresinin gün, ay ve yıl hesabıyla belirleneceği, bir günün yirmi dört saat; bir ayın otuz gün, yılın ise resmi takvime göre hesap edileceği düzenlemesine yer verildiği görülmektedir. Bu hesaplama usulüne göre de her ay 30 gün kabul edilerek 12 ay üzerinden yapılan hesaplama sonrasında 12 ay hapis cezası alan bir kişinin, hapis cezasının karşılığının 360 gün olması ve 360 günün de 1 yıl olarak kabul edilemeyecek olması sebebiyle kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla ceza almamış olmak şartını sağladığı, memuriyete engel bir durumu olmadığı görülmektedir” dedi.

Danıştay 12. Dairesi’nin kararına vurgu yapan Avukat Coşgun, “Hapis cezası süresinin hesaplanması usulünü esas alarak ilgili mevzuatta memuriyete engel durumlar arasında sayılan bir yıl hapis cezası ifadesinin 12 aydan farklı olduğunu ve 12 ayın bir yıl anlamına gelmeyeceğinden memuriyetin sona erdirilemeyeceğini karara bağlamıştır. Buna göre kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olanların memur olamayacaklarını, eğer memur iseler de memuriyetlerinin sona ereceğini ifade edebiliriz” ifadelerini kullandı.