İzmir Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekipleri, istihbarat çalışmasıyla Aliağa’daki bir evde tarihi eserlerin bulunduğu bilgisine ulaştı. Eve 6 Aralık’ta operasyon düzenleyen ekipler, Bizans dönemine ait 5 sikke, 4 kemik saç iğnesi, Osmanlıca el yazması 19 kitap ve çeşitli dönemlere ait kase, ok ucu, kandil ve çeşitli objelerinde aralarında bulunduğu toplam 59 parça tarihi eser ele geçirdi. Soruşturmayı genişleten ekipler, 3 gün sonra bu defa Aliağa’daki bir depoya operasyon düzenlendi. Depodaki aramada da 18’inci yüzyıla ait 27 yağlı boya tablo ve ikona ile çeşitli dönemlere ait 269 tarihi obje ele geçirildi. TSANTSALAR ELE GEÇİRİLDİ Ele geçirilen tarihi eserler arasında Peru ve Amazon’un derinliklerinde yaşayan Jivaro yerlilerinin kestikleri, özel işlemlerden geçirip, küçülttükleri, ‘tsantsa’ olarak adlandırılan insan başlarının da bulunduğu kaydedildi. Jivaro yerlilerinin öldürdükleri düşmanlarının başlarını kesip, içini boşaltarak, portakal büyüklüğüne getirip, boyunlarına asarak kahramanlık gösterisinde bulundukları ve bunun kendilerini koruyacağına inandıkları belirtildi. Ele geçirilen tarihi eserler İzmir Müze Müdürlüğü, yağlı boya tablolar ise İzmir Resim, Heykel Müzesi ve Galerisi Müdürlüğü’ne teslim edildi. ‘HEM ANADOLU KÖKENLİ HEM DE ÇOK UZAK COĞRAFYALARDAN ESERLER ELE GEÇİRİLDİ’ İzmir Müze Müdürü Hünkar Keser, Aliağa ilçesindeki bir ev ve depoya düzenlenen tarihi eser operasyonuyla ilgili yapılan çalışmada çok sayıda etnografik, arkeolojik eser ele geçirildiğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bunların bir kısmı Anadolu kökenli eserlerimiz olup bir kısmı da çok uzak coğrafyalardan olan eserlerdir. Anadolu kökenli olanlar genelde prehistorik olan, Neolotik döneme tarihleyebileceğimiz dilgi ve ok uçları, sikkeler, Bizans dönemi kaseleri ve farklı bronz eserler. Özellikle, ele geçirilen tsantsalarla ilgili üzerlerinde bir DNA çalışması yapmadan net bilgi vermek mümkün değil. Ancak bizim bildiğimiz ve araştırdığımız kadarıyla Amazon ormanlarının derinliklerinde yaşayan ve ‘Jivarolar’ olarak adlandırılan bir kabilenin düşmanlarının öldürdükten sonra başlarını kesip, kafatası kemiğini ayıkladıktan sonra, uzun süren bir işlem sonunda kafa, bir portakal büyüklüğüne geliyor. Saçları ve bütün uzuvları yerinde olmak kaydıyla bunları boyunlarına asıyorlar. Boyunlarına astıkları her bir kafatası kahramanlıklarını gösteriyor.” ‘TÜRBANLI TÜRK’ TABLOSU Ele geçirilen yağlı boya tablolarıyla ilgili de bilgi veren Keser, “Tablolar, genel olarak 18’inci yüzyıla ait. Üzerlerinde çalışma yapıyoruz. Biri ‘Türbanlı Türk’ olarak adlandırılmış bir tablo. Hangi ressamlara ait olduklarını biliyoruz ancak bunları şu an söyleyemeyiz. El yazması Kur’an-ı Kerim’ler de var, bunların çalışması biraz uzun sürebiliyor. Çünkü oldukça zor okunabilen yayınlardır bunlar. Latince ve İbranice bazı kitaplar da var, bunların hepsiyle ilgili çalışmaları yapacağız” diye konuştu. (DHA)