Hürriyet gazetesinden Noyan Doğan bugünkü köşesinde milyonlarca kişinin aklındaki sorunun yanıtını veriyor. İşte o yazı...

Okuyuculardan, eşten dosttan sorular alıyorum. Kimileri, özel hastanelerde virüs testi yaptırıp yaptıramayacağını soruyor, kimileri yine özel hastanelerin fahiş fiyatlar isteyerek test yaptırdığından yakınıyor. Ortalarda öyle rakamlar dolaşıyor ki, test için 550 lira isteyen de var, 1800 lira isteyen de. Soru şu; isteyen özel hastaneye ya da özel laboratuvara gidip, parasını ödeyerek, test yaptırabiliyor mu?

Bu soruyu Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat’a sordum. Öğrendiklerimi paylaşayım. Koronavirüs tespiti için iki test var. Biri, PCR testi denilen, virüsün DNA’sına bakan test. Bunun kapasitesi günlük 3 binmiş, yeni yeni 5 bine çıkmış. Özel hastaneler bu testi yapıyor, aldığı örnekleri devletin belirlediği laboratuvar merkezlerine gönderiyor. Bunun kontrolü tamamen devlette ve bunun için vatandaştan bir ücret alınmıyor. Testin sonucu 5-6 günde çıkıyor. Reşat Bahat, “Yeni testlerle bu süre 48 saatte çekilecek” diyor.

DEVLET PARASINI ÖDEMİYOR

Koronavirüs tespiti için ikinci test ise, herkesin konuştuğu test. Bu testi özel hastaneler yapıyor. Ancak doğruluk payı yüzde 80’lerde ve test, o anı gösteriyor; bir saat sonra ya da bir gün sonra ne olur bilinmez. Reşat Bahat, bu testle ilgili şunları söylüyor: “Vatandaş geliyor, ‘çocuğumun ateşi yok ama öksürüyor, korona var mı yok mu, gece rahat uyuyayım, doktor’ diyor. Vatandaşa bu testin gereksiz olduğunu, doğruyu göstermediğini söylüyoruz, ama yine de istiyor. Bu testin fiyatı en fazla 250 lira. Devlet bu testi karşılamıyor. Herkes de bu testi yaptırmak istiyor. Bunun kazanç kapısı olması engellenmeli.”

Bahat’a, özel hastanelere dağıtılan ve hemen sonuç veren hızlı tanı kitlerini de sordum. Meğer, bu kitler kamu da dahil henüz hiçbir hastaneye dağıtılmamış. Nedeni ise, Çin’den, Kanada’dan geldiği için güvenilirliğinin test edilmesi gerekiyor; ondan sonra dağıtıma girecekmiş.

YOĞUN BAKIMIN YÜZDE 40 ÖZELİN

Sohbetimiz sırasında Reşat Bahat ile son günlerde gündeme gelen özel hastanelerin sorunlarını da konuştuk. Önce biraz rakamlardan bahsedeyim. Devletin hastane sayısı 800 ancak toplam yatak kapasitemiz 230 bin, yoğun bakım yatağı kapasitemiz ise 40 bin. Bu 40 binin 16 bini de özel hastanelere ait. Bahat, yoğun bakımların ihtiyacının yüzde 40’nın özel hastanelerce karşılandığını, yoğun bakımda asıl önemlisinin yetişmiş eleman olduğunu belirtiyor ve İstanbul’daki yoğun bakım yataklarının yarısının özel hastanelerde olduğunu söylüyor. Bahat, devletin, özel hastanelere günlük 190 lira yoğun bakım parası ödediğine değinerek, sorunu şöyle anlatıyor:

“Özel hastaneler pandemik hastane ilan edildi ve korona dışındaki hastaların gelmesi de engellendi. Bizlerin sağlık turizminden yılda 2.5 milyar dolarlık geliri vardı, artık yok; yabancı hasta da gelmiyor. Bugüne kadar gelenlerin bir kısmının da yurtdışından parasını alamıyoruz. Bankalarda zaten para yok, birçok sağlık kuruluşunun da kredibilitesi yok. Biz bu hastaneleri nasıl çevireceğiz? Bizlerin ayakta kalması lazım. İsteğimiz para falan değil; pandemi durumu geçene kadar devlet, kendi hastanesinde hemşireye, doktora kaç para veriyorsa bizim doktorumuza ve hemşiremize de o kadar versin. Devlet ya bu desteği versin ya da 557 hastanemizi geçici süre devralsın. Eğer bize böyle bir destek verilirse biz tüm hastanelerimizi yoğun bakıma dönüştürürüz. Çünkü bizim özel hastanelerimiz yeni.”