İsrail şiddetinin son kurbanı Filistinli muhabir Ebu Akile'nin meslektaşı ve komşusu Daily Sabah'tan Rokaya Çelik ve Burcu Çakmak'a konuştu.
Ebu Akile'nin meslektaşlarından Linda Shalash, emektar gazetecinin Filistin medyasının sembolü olduğunu vurgulayarak, tüm gazetecilerin onu örnek aldığını söyledi.

Burada gazetecilik hiç güvenli değil," diyen Shalash, Filistin'de muhabirlerin daima işgalci İsrail güçlerinin hedefi olduğunu söyledi. Muhabirlerin her zaman ölümle burun buruna olduğunu vurgulayan Shalash, Ebu Akile'nin profesyonel ve enerjik muhabirliğin en güzel örneği olduğunun altını çizdi.
Ebu Akile'nin 20 yılı aşkın kariyeri ile Filistin'in ortak belleğimi temsil ettiğini söyleyen Shalash, "Batı Şeria'da 9 yıl boyunca televizyon muhabiri olarak çalıştım. Hiçbir zaman kendimi güvende hissetmedim. Diğer Filistinli gazeteciler gibi ben de çok sayıda İsrail saldırısına maruz kaldım, sahadayken ses ve gaz bombalarıyla ve plastik mermilerle hedef alındım," ifadelerini kullandı.

"Şirin insani açıdan çok duyarlı ve mütevazı bir muhabirdi. Eminim her Filistinli onun sesini ve haberlerini özleyecek," diyen Shalash, "Görgü tanıklarının ve Şirin ile birlikte sahada görev yapan gazetecilerin ifadelerine göre, Şirin kasıtlı olarak İsrail askerleri tarafından hedef alındı. Bu nedenle, ölümünün kasıtlı olduğundan eminim." dedi.

Shalash ayrıca, Ebu Akile'nin Filistin'in sesi olduğunu ve dolayısıyla "hedeflenmesinin hiç şaşırtıcı olmadığını" ekledi.

"KIZ KARDEŞİM GİBİYDİ"

Ebu Akile'nin komşusu Nasir Kous ise 30 yıldan fazla süredir tanıdığını belirttiği muhabirin tüm Filistinlilerle iyi ilişkileri olduğunu ve birçoğunun evine girip çıktığını söyledi.
Daily Sabah'a konuşan Kous, Çarşamba günü Jenin'de yaşanan olayın ayrıntılarına değinerek, olay yerinin çevresinde farklı noktalarda keskin nişancılar olduğunu söyledi.

"Şirin harika biriydi, daima gülümserdi. Kız kardeşim gibiydi," diyen Kous, İsrail güçlerinin muhabirlere yönelik şiddetinin uzun süredir devam ettiğinin altını çizdi. Kudüs ve Batı Şeria'da Filistinli muhabirlerin sık sık saldırıya uğradığını belirten Kous, gerçeği açıkça aktaran ve işgalcilerin işlediği suçları dünyaya duyuran gazetecilerin "açık hedef" olduklarını söyledi.

Muhabirler başta olmak üzere Filistinlilere yönelik saldırıların her gün gerçekleştirildiğini söyleyen Kous, "(Yahudi) yerleşimcilerin Filistinlilere saldırmasına izin veriyorlar. İsrail Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların yoğunlaştığı yeni bir politika benimsedi." dedi.
Geçtiğimiz günlerde İsrail şiddeti nedeniyle çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğine, yaralandığına ve gözaltına alındığına dikkat çeken Kous, "Şirin'in ölümü, İsrail işgalinin diğer yüzünü ve Filistinlilere karşı işledikleri suçları gösterdi." İfadelerini kullandı.

Kous ayrıca, Ebu Akile'nin öldürülmesinin İsrail ile uluslararası ilişkilerde bir dönüm noktası olmasını umduklarını söyledi.
Ebu Akile ile birlikte sahada olan gazetecilerden Shaza Hanaysheh ise Eye On Palestine adlı Instagram hesabında olay anını anlattı. "Şirin ile birlikteydik. Arkamızda bir duvar ve aramızda ise bir ağaç vardı. Saklanmaya çalıştık ama ateş yoğundu. (Şirin) aniden yere düştü, hareket etmiyordu." diyen Hanaysheh'in, gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.

'GERÇEĞİ ÖLDÜRMEYİ HEDEFLİYORLAR"

Filistinli gazeteci Majdolin Hassona da Eye On Palestine'e verdiği röportajda, "İşgalciler Şirin'i öldürmeyi hedeflememiş olabilir ama basın üniforması giymelerine rağmen onu ve meslektaşlarını hedef alarak basını ve gerçeği öldürmeyi amaçlamışlardı." dedi.
Ebu Akile ile birlikte çalışan ve saldırıda yaralanan Ali Samoudi ise İsrail güçlerinin aniden kendilerine ateş açtığını söyleyerek, İsrail makamlarının "bölgede maskeli ve silahlı Filistinliler" olduğuna yönelik iddialarını da yalanladı.