İsmail Saymaz, AK Parti'nin Anayasa değişikliği için HDP'yi ziyaret etmesine yönelik bir yazı kaleme aldı. Yazısında HDP ile ilgili kendisini yasadışı ve gayrımeşru diye suçlayan Cumhur İttifakı tarafından, AK Parti’nin ziyareti ve MHP’nin de ziyareti onaylamasıyla akredite edilmiş oldu yorumunu yaptı. 

HDP, ziyaretin fotoğrafını kanıt diye AYM’ye sunarsa…

MHP’de, Devlet Bahçeli’den sonraki en yetkili isimlerden biri, AK Parti’nin HDP’yi ziyaretine nasıl baktıklarını sormam üzerine “Onun için salıyı bekleyeceksiniz” demişti.

Ben dahil çoğu yorumcu Bahçeli’nin AK Parti’yi eleştireceğini düşündük. Kimileri MHP liderinin Cumhur İttifakı’nı sonlandıracağını bile iddia etti. “Bahçeli ne diyecek” diye bahse girilse 10 kişiden dokuzu “Köprüleri atacak” ihtimaline parasını basabilirdi.

Bahçeli, hiç beklenmedik bir hamleyle HDP’yi ziyaretini “Son derece doğal ve doğru bir adımdır” diye onayladı.

MHP lideri, neden bu tutumu aldığını konuşmasının devamında “Sosyal medyadan MHP’ye asla istikamet çizilemeyecektir” diye açıklıyor. “Fitne tezgahı açanlara, el ovuşturan asalaklara, bozguncu telkinlere, iki yüzlü tahriklere, oyun içinde oyun kuranlara, ‘Onunla görüştü, bununla buluştu’ masalı anlatanlara, Cumhur İttifakı’nı sorgulayanlara kapalıyız” diyor.

Bahçeli’nin Halk TV merakı

Ve “MHP’yi eleştiren malum televizyon ve basın mensuplarına sesleniyorum” cümlesiyle de Halk TV’yi failler hanesine koyuyor. Bence ilk sıraya yerleştiriyor.

Çünkü grup toplantısından çıkarken, AK Parti heyetinde neden MHP’lilerin bulunmadığının sorulması üzerine “Halk TV yöneticilerine sorun” diye yanıt veriyor.

Bahçeli Halk TV’yi bir televizyon kanalından ibaret görmüyor.

Bu yüzden Halk TV’nin eleştirel yayınlarına bakarak, pozisyonunu belirliyor.

Sıkı bir Halk TV izleyicisi olduğunu duyduğumuz MHP lideri, bu ziyareti ‘doğal ve doğru bir adım’ olarak gördüğünden değil, taktiksel nedenlerle savunuyor.

Her şart altında Cumhur İttifakını savunmak ve muhalefete koz vermemek için, normalde karşı çıkacağı HDP ziyaretini mecburen onaylıyor.

İmralı mektubu

Doğrusu bu ilk kez olmuyor.

Hatırlarsanız…

2019’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı seçiminden önce İmralı’dan ‘temin edilen’ mektubu da olumlamıştı.

Hatta “Terörist başının mektubu HDP’nin vahim sapmasına, Zillet İttifakı’na verdiği rezil desteğine itirazın, tepkinin ve bundan duyduğu rahatsızlığın eseri ve sonucudur” diyebilmişti.

Öcalan’ın “Tarafsız kalın” diye özetlenecek çağrısına uymadıkları için HDP’yi eleştirmişti.

Bahçeli’nin verdiği destek İstanbul’u geri getirmeye yetmediği gibi, 13 bin olan oy farkı, İmralı mektubuna yönelik öfkeyle bilenerek, 806 bine çıktı.

Ve mektup rezaleti Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılıp iktidarın lehine oy çağrısı yapmasıyla birlikte siyasi tarihe nakşoldu.

AK Parti ne zaman CHP’yi ve Altılı Masa’yı PKK ile iş çevirmekle suçlasa ya mektup bahsi ya da Öcalan’ın TRT’de ağırlanması bahsi açılıyor. Daha on yıllarca açılır da…

AK Parti’nin HDP’yi ziyaretinde çekilen fotoğraf da ilkesizlik ve tutarsızlık albümünde hatırı sayılır bir yer edinecek ve ölümsüzleşecek.

Bozdağ tanık olur mu?

‘Terör eylemlerinin odağı’ olduğu suçlamasıyla HDP hakkında kapatma davası açıldı. Belki yıl sonu, belki gelecek yılbaşı parti kapanabilir. HDP hazırlıklarını ona göre yaptı.

HDP’nin 65 belediyesinden üçü büyükşehir, beşi il olmak üzere 59’una kayyum atandı.

Milletvekilleri…

Belediye başkanları…

Eş genel başkanları tutuklu.

HDP Genel Merkezi’nin üzerinden uçan kuş bile itham altında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli ve İçişleri Bakanı Soylu tarafından hemen her gün PKK’nın uzantısı ve Kandil’in meclisteki ayağı olmakla suçlanıyorlar.

AK Parti, bütün Türkiye ile kucaklaşacağını söylediği ‘Türkiye Yüzyılı’na HDP’yi çağırmadı.

Hal böyleyken…

HDP, kendisini yasadışı ve gayrımeşru diye suçlayan Cumhur İttifakı tarafından, AK Parti’nin ziyareti ve MHP’nin de ziyareti onaylamasıyla akredite edilmiş oldu.

Yani, siyaseten denk kabul edildi.

Muhatap olarak sayıldı.

Şu saatten sonra Anayasa Mahkemesi, iktidarın Anayasa’daki değişikliği görüşmek için Adalet Bakanını gönderdiği bir partiyi terör eylemlerinin odağı sayabilir mi?

Ben olsam, ziyaretin fotoğraflarını dosyaya kanıt diye sunar…

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı tanık olarak mahkemeye çağırırım.

Şu saatten sonra CHP’nin ya da Altılı Masa’nın HDP ile yapacağı herhangi bir görüşme gayrımeşru görülebilir mi?

Neymiş…

AK Parti, HDP ile anayasa değişikliğine ilişkin usuli süreçleri müzakere ediyormuş!

Sanırsınız…

CHP’liler HDP ile kafa kafaya verip dağa adam yolluyordu?

MHP kadar cesaret
MHP’nin HDP ziyaretini ‘doğal ve doğru bir adım’ diye gören bu taktiksel hamlesi, Cumhur İttifakı’nın PKK ile işbirliği suçlamasından endişelenen, başta İyi Parti olmak üzere Millet İttifakı’na biraz olsun cesaret vermeli.

İyi Parti, gölgesi HDP’nin gölgesine değmesin diye neredeyse Kürt mahallesinden geçmiyor. Muhalefetin milliyetçi kanadında Mansur Yavaş’ı aday göstererek, Kürtlerin oyuna ihtiyaç kalmaksızın, cumhurbaşkanlığını kazanma planı yapılıyor. Bu plan kaybetmeye mahkumdur. Kürtlerin oyu olmadan kazansanız bile, Kürtlerin rızası olmadan yönetemezsiniz.

Biliyorum.

Altılı Masa, üzerinde ‘Dağ’ yükü bulunan HDP’nin ağırlığının altında ezilir. HDP de zaten bu masaya oturmak istemiyor.

Ancak Altılı Masa, HDP’lilerle diyalog kurmaktan çekinmemeli. Çıkaracağı cumhurbaşkanı adayı kim olursa olsun, HDP ile diyalog kurmalı.

CHP, HDP’yi ziyaret eden AK Parti…

İyi Parti ise bu ziyareti doğal ve doğru bulan MHP kadar cesur olamazsa kaybeder.

HDP’li Temel: AK Parti’nin ziyaretini beklemiyorduk
HDP Van Milletvekili ve Basından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel ile AK Parti’nin ziyareti hakkında konuştuk.

AK Parti’nin ziyarete gelmesini bekliyor muydunuz?

Yok, bir iki saat önce haber etmişler.

Gelmeden önce…

Aynı gün bir iki saat önce grup başkanvekillerimizi arıyorlar. Hatta bizimkiler başka partiler kabul etmiş mi diye soruyor.

Çatkapı olmuş.

Evet.

Bekliyor muydunuz?

AKP, partimize dava açtırmış iktidardır. Bizzat yöneticilerinin talimatı ile vekillerimizi, belediye başkanlarımızı, eş genel başkanlarımızı içeriye attırmış iktidardır. Kobani Davası adı altında intikam yürüten bir iktidardır. Düşüncemizi önemsedikleri için gelmişler filan… Böyle bir şey yok! AKP’nin sıkışması ve toplumsal zeminini kaybetmesi sebebiyle yaptığı politik manevra. Zayıflayan bir iktidardan beklenen bir tavır. Fakat AKP’nin baskıcı karakteri ve MHP ile ilişkisi düşünüldüğünde beklenmez bir adım.

Sizce neden geldiler?

AKP zayıflamıştır, demokrasi güçleri nezdinde inandırıcılığını kaybetmiştir. Muhalefete mevzi kaptırmaktadır. Üç hassas nokta seçildi. Biri türban, ikincisi aile yapısı. Üçüncüsü HDP’nin Kürt dinamiği. AKP beş yıldır Kürtlere düşmanlık yapıyor. Bu, aynı zamanda Kürtlere düşmanlık siyasetini perdeleme girişimidir.

Bahçeli’nin “Doğal” demesini bekliyor muydunuz?

Onu da beklemiyorduk. Olması gerekeni söyledi. Bu iktidar hiçbir zaman doğruyu ve olması gerekeni söylemiyor ki.

Bahçeli neden söyleme gereği hissetti?

Dedim ya, zayıflayan iktidarın muhalefeti parçalama, birbirine düşürme, müzakere edecek zeminden yoksun bırakma, Akşener’in çıkışlarına vesile olma gibi, kendi içinde bir sürü amaç taşıdığı için Bahçeli’nin onayı olmadan olmaz o işler.

Sizce ziyaretten Bahçeli’nin haberi var mı?

Mutlaka vardır. Bu bir iktidar mutabakatı.

Anayasa değişikliğine ilişkin tavrınız belli mi?

O kararı vermiş değiliz. İçeriği görmek, görerek değerlendirme yapmak, iktidarın niyetini daha net gözlemlemek istiyoruz. Muhalefetin tuzağa düştüğünü düşünüyoruz. Başta Kılıçdaroğlu’nun.

Ne gibi?

Kim gündeme getirdi? Türkiye gündeminde olmayan bir konu. Allah aşkına, ben size soruyorum. Başörtüsüyle nereye girilmiyor Türkiye’de? Meclisteyiz, orada var. Bu hikayeyi muhalefet başlattı ama iktidar tuzağa düşürmek istiyor.

Size göre başörtüsü diye bir sorun yoktu. Kılıçdaroğlu, hükümete fırsat verdi.

Kesinlikle. Hükümetin yeni bir oyun kurmasının pasını verdi.

Türkiye’de başörtüsü büyük oranda sorun olmaktan çıktı.“Başörtüsü önemsizdir” demiyorum. Siyasi sembole dönüşmüş. Giyim, özgürlükler konusunda sonda gelecek bir meseledir.

O halde Kılıçdaroğlu hatalı bir adım attı.

Şüphesiz. Ona hata yaptırdılar.

Kimi muhalifler sizi AK Parti ile görüştüğünüz için eleştiriyor.

Düşünebiliyor musunuz, İyi Parti bizden beş dakika sonra aynı heyetle görüştü ama Akşener bugün HDP’yi AKP ile özdeşleştirdi. Kendileri konuşmamış gibi HDP’nin büyük bir ayıp yaptığını ve utanmadan sıkılmadan oturduklarını söylüyor. Oysa iktidar Akşener’e söylenmedik söz bırakmıyor. “FETÖ’cü” dediler. Cinsiyetçi söylemde bulundular. Ama oturdular. Tutarsızlığın en korkunç halini yaşıyor muhalefet. AKP, Millet İttifakı’nı dövüyor ve “HDP gizli ortak” diyordu. Bu yalandı. Şimdi muhalefet “AKP ile HDP iş tutuyor” yalanına sarılıyor. Bu biz’siz cümle kurulamadığı gerçeğini anlatan trajik bir durum.

Ekmekten alıp cumhurbaşkanına hakaretten tutukladılar
Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar’ın geçen hafta Habertürk TV’de katıldığı yayını izlemişsinizdir.

Kolivar, Rize’nin Çayeli ilçesinden…

Erdoğan’ın Kasımpaşa’dan komşusu.

Kolivar, 7 Kasım’da katıldığı yayında “Ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir. Bizim toplum ekmekle doyduğu için böyle 20 sene başına yöneticiler duruyor” dedi. Bu sözleri sosyal medya gündeminde trend oldu.

Her zamanki linç kampanyası başladı.

Troller devreye girdi.

İktidar medyası, Kolivar’ın halkı aşağıladığını iddia etti.

AK Parti, açıklama yaptı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bir gün sonra Kolivar'ı halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılamaktan gözaltına aldırdı. Kolivar, evinden gözaltına alınıp Emniyet’e götürüldü.

Kolivar’ın, en çok kabalık denilebilecek açıklamalarına ceza vermek mümkün olmadığı için hemen Twitter hesabı kurcalandı. Cumhurbaşkanına eleştiri niteliğindeki 23 Eylül ve 3 Nisan 2022’deki iki tweeti dosyaya kondu. Birinde Cumhurbaşkanının diplomasız olduğunu söylerken, diğer tweette ise hırsızlık suçlamasında bulunuyor.

Ekmekle ilgili açıklamalarından ötürü gözaltına alınan Kolivar, bu iki tweet kanıt gösterilerek, cumhurbaşkanına hakaretten tutuklamaya sevk edildi. İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği Kolivar’ı tutuklayarak, Silivri Cezaevi’ne gönderdi.

Oğlu Kerem, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Kin ve nefret söylemiyle adliyeye çağırıp daha sonra bir şey bulamadım, kendime hakaret uydurayım deyip de alıyorsanız, şu binaya (adliyeye) da gerek yok, bu kadar masrafa da gerek yok” derken, haksız mı?