Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6'lık iki büyük depremde 43 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Birçok vatandaşımız da, adeta kum tepesine dönen enkazlardan sağ kurtarıldı.
Onlardan ikisi Emircan Yıldırım ve ikizi 26 yaşındalar. Hatay ilinin merkez ilçesi Antakya'da içinde dubleks dairelerin olduğu 8 katlı apartmanda yaşıyorlardı. Dubleks evleri apartmanın 7. ve 8. katlarıydı. Dubleks evlerinin apartmandaki 7. kata denk gelen kısmında yatak odaları vardı. Emircan ve ikizi 7. katta ilk depremde uyuyorlardı.
Gece saat 04.17'yi gösterdiğinde deprem başlamıştı. Emircan Yıldırım, depremin ilk önce gelip geçeceğini düşünmüştü. Daha sonra deprem şiddetlenince ayağa kardeşi ile kalktı ama odalarının kapılarına varamadı. Emircan Yıldırım, son hamle ile kardeşini ve onun yatağını üstlerine devirdi. Bunu yaparken kendisi boşa çıktı ve cama doğru savruldu. Sonra da 8 katlı apartman adeta tek katlı bir eve dönüştü.
Emircan Yıldırım, kardeşinin üzerine düşen kolon arasında ayağını perde ederek kardeşini fedakarca korudu. 28 saat boyunca ikiz kardeşler enkazda kaldı.
Emircan Yıldırım, enkaz altındayken bir demir blok daha üstüne düştü ve mide kanaması geçirdi. Mide kanaması geçirdiği halde 8 saat daha dayandı. 28. saatte Emircan Yıldırım ve kardeşini arama-kurtarma ekipleri çıkarttı. Emircan Yıldırım Mersin'e tedavi için sevk edildi. Emircan'ın ayağındaki sinirler zarar gördüğü için ayağı kesilmek zorunda kalındı.
Emircan Yıldırım yaşadıkları şöyle anlatıyor: "Biz burada kalıyorduk. Uyku alanları 7. kattaydı. Ben depreme yakalandığımda ikizimle birlikte aynı odada karşılıklı yatıyorduk. Daha öncesinde de bir ay önce sallanmıştık. Ben yine onun gibi gelip geçici zannettim. O yüzden de çok kendimi korumaya almadım. Yoksa deprem anında annemlerin odasına toplanıp, kendimize yaşam üçgeni oluşturuyorduk. Bu deprem ona fırsat vermedi. Kapıya kadar gidiyordum ama deprem beni çevirip tekrar duvara vuruyordu. Ben kapıya elimi uzatamadım. Baktım odadan çıkamayacağız, kardeşimi üstüme çektim onun yorganını, döşeğini üstümüze devirdim. Onu yaparken ben boşa düştüm. Sarsıntı beni aldı cama vurdu, aldı cama vurdu. Bir süre bilincim gitti orada. Bina çatırdamaya başlayıp, geriye doğru gidince ben 'eyvah' dedim. Çünkü 8 katlı bina tek kat olmuştu. Kardeşimi çok seviyordum. Onun zarar görmemesi için kolon, giriş onun üzerine düşecekken ben ayağımı araya soktum. O da sinir bağlarıma zarar verdiği için ampute edilmek zorunda kaldım. 28 saat enkazda kaldık. O süreçte kardeşimle sürekli konuştum. 'Sen pes edersen ben pes ederim' dedim. Enkaz altında sevdiklerimin, akrabalarımın sesini duyar gibi oldum. 'Acaba rüyada mıyım' dedim. Ondan sonra tekrar bana bağırdıklarında sesimi duyurmaya çalıştım ama enkazdan dolayı çok sesim çıkmıyordu. Nefesim yettiğince bağırmaya başladım. O sırada mideme bir demir blok daha düştü. Zaten son 8 saatimi mide kanamasından kan kusarak beklemişim, öyle çıkartılmışım. Allah'ıma sığındım.Rabbim bağışladın bizi' dedim. İlk havayı soluduğumda, 'çok şükür bitti' dedim. Çıkarılacağımıza inanıyordum. Çünkü Rabbimize güveniyorduk. Rabbim bu canı verdi, rabbim alır. 28 saat öldürmediyse çıkış yolumuzu da illa ki gösterir diye düşünüyordum. Hep bu umutla bekledim, acılarıma rağmen direndim. Çok şükür Rabbim mükafatını verdi, çıktık."
Emircan Yıldırım yaşadıkları binanın daha 2,5 yıllık olduğunu belirterek, depremin değil ihmalin öldürdüğünü sitem etti.