Finansal sistemde bol miktarda bulunan nakit ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) devam eden parasal genişleme politikasının birleşimi, Credit Suisse Stratejisti Zoltan Pozsar’a göre para piyasalarında önemli ölçüde bir sorun yaratabilir. Credit Suisse Stratejisti 2019 yılında gerçekleşen repo çılgınlığını tahmin etmesiyle tanınıyor. Pozsar şimdi bir kez daha kilit bir fonlama piyasasında volatilite bekliyor.

Söz konusu volatilite ise FED’in ters repo yapmasıyla gündeme gelecek para miktarı. Para piyasası fonları ve bankalar ise talepteki artıştan fayda sağlamak adına, mevcut varlıklarını yeniden değerlendirecek. FED geçtiğimiz ay ters repo fasilitesinde ödenen faiz miktarını sıfır seviyelerinden 5 baz puan artırarak piyasaları şaşırttı.

Bu hamle merkez bankasının faiz oranlarını düşük tutmasına imkan tanımak için hazırlanmış olan sisteme milyarlarca dolar akmasına neden oldu. Bloomberg’in haberine göre, Pozsar şimdiden fasilitenin kullanımının oran artışından bu yana 300 milyar dolar arttığını tahmin ediyor. Bununla birlikte para piyasaları da daha düşük getiri sağlayan Hazine tahvillerinden çıkış yapıyor.

Pozsar bu hamleyle birlikte daha fazla miktarda paranın ters repoya akabileceğini düşünüyor. Pozsar, “31 Mayıs itibarıyla en büyük para fonlarının 1 trilyon dolarlık tahvilleri rotasyona sokma kapasitesi vardı, bu çok büyük bir rakam” dedi. Açıklamasının devamında, “fonların sahip olduğu tahvillerin ise 31 Ağustos’ta olgunlaşması bekleniyor. Bu oldukça kısa bir sürede, büyük bir rakam” ifadesini kullandı.

En büyük fonların dışında kalan diğer fonların ise ters repo olarak kullanılabilecek 300 milyar dolarlık kapasitesi bulunuyor. Bu nedenle Pozsar ağustos ayı sonunda ters repoya giren para miktarının 1,3 trilyon dolar olmasını bekliyor.

Başka bir deyişle Pozsar para piyasası fonlarının Hazine tahvillerinden çıkış yaparak son dönemde çekicilik kazanan ters repo fasilitesine yönelmesini bekliyor. Geride ise piyasaların sindirmesi gereken milyarlarca dolarlık tahvil kalacak. Bu nedenle de bankacılık sisteminin rezervleri hasar görebilecek.

Şimdiye kadar bu durum büyük bir sorun yaratmadı. Bunun nedeni ise kısa vadeli yatırımcıların tahvillere yönelik ilgisi. Pandemi sürecinde askıya alınan borç tavanının yeniden devreye girmesiyle de Hazine’nin FED’de bulunan mevduatını 31 Temmuz tarihinden önce 400 milyon dolara indirmesi bekleniyor.

Ancak FED’in devam eden parasal genişleme politikası piyasaların sindirmesi gerekecek olan 400 milyar doları geride bırakacak. Bu durum ise bankalar bilançolarını yeniden şekillendirirken, piyasalarda bazı dengesizlikler yaratabilir.

Pozsar, “400 milyar dolar çok yüksek bir rakam ancak pandemi döneminde eklenen 2,25 trilyon dolarlık rezerve kıyasla önemsiz. Sonuç olarak bu konuda çok fazla endişe duyulmaması gerekiyor” dedi. Kurumların Hazine tahvillerindeki 400 milyar dolarlık mevduatını harcaması halinde, hangi bankalar bu mevduatları kaybedecek? Muhtemelen bu bankalar pandemi sürecinde en çok büyüyen bankalar olacak ve bunlar JPMorgan ve Bank of America.

Bu bankalarda faaliyet dışı mevduatlar pandemi sürecinde sırasıyla 200 milyar dolar ve 125 milyar dolar büyüdü. Bu mevduatların gitmesi halinde JPMorgan’ın portföyü FX swap piyasalarında daha az rezervini krediye açabilecek. Bank of America ise yakın zamanda başladığı “programlanmış” alımlarını finanse etmek için daha az rezerv fazlasına sahip olacak.