Kamudanhaber- Özel haber

Murat Kenan Erdem

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın twiter hesabından yaptığı açıklamada: “Kamu-Sen ve KESK Konfederasyonlarına Memur-Sen İle Birlikte Hareket Etme Daveti…

Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı olarak Ağustos’ta gerçekleşecek 6.Dönem Toplu Sözleşme öncesi iki konfederasyona mektupla/telefonla birlikte hareket çağrısı yaptım.”

Ali Yalçın, açıklamasının devamında; Kamu-Sen ve KESK konfederasyon başkanlarına mektup yazdım, telefon açtım, yüz yüze görüşme ve birlikte hareket etme davetimizi ilettim, diyor.

11 Ağustos 2015 tarihinde, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in de konuk olduğu Haber Türk canlı yayınında İsmail Koncuk’a hitaben:

“…Bize borçlusunuz. Yasanın merhameti ile masaya borçlusunuz. Hiçbir teklifiniz orada görüşülmeyecek; imza yetkiniz yok. İtiraz yetkiniz yok. Milleti çıkıp ekranlardan ‘şunları istedik’ şeklinde konuşuyorsunuz. Millette sizin talepleriniz görüşülüyor sanıyor. 11 hizmet kolunun 11’inde de yetkili olan ve masanın muhatabı Memur-Sen’dir. Siz orada fotoğrafa girip, dışarıya çıktığınızda ‘Biz şunu aldık vb’ caka satmanız hiç doğru değil.” diyordu.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ın ‘Zaten yasanın merhameti ile masada oturuyorlar, bir de görüşmeleri provoke etmek istiyorlar.’ sözünün hatırlatılması üzerine Özgen, “Bu yasa bize göre hükümet ile Memur-Sen’in yasasıdır. Hükümet, merhameti Memur-Sen’e yansıtmıştır.” diyordu.

Türkiye Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk ise; Ali Yalçın’ın “yasanın merhameti ile masada bulunanlar” sözüne dikkat çekerek, “Güç zehirlenmesi bu olsa gerek. Her türlü cümleyi hesapsız sarf edenler bir gün güç elinden gidince ah vah deseler de iş işten geçmiştir” dedi. Yalçın’a seslenen Koncuk, “Ben de o zaman şunu söyleyeyim, ‘Sen de bu hükümetin merhameti ile bu masadasın, hükümetin merhameti olmasa senin bu masada esamen okunmazdı. Yerinde yeller esiyordu... Bu çok çirkin bir ifadedir. Sen benim 450 bin üyemi, KESK’in 250 bin üyesini yok sayarak hareket edemezsin” diye konuştu.

Tarihler 25 Mart 2019’u gösterirke, Ali Yalçın bu kez Sinop’tan:

“Biz 3 milyon kamu görevlisinin, 2 milyon memur emeklisinin, yani 5 milyonu aşkın insanın; 4 kişilik aile sayarsak 20 milyon insanın milli gelirden alacağı payı toplu sözleşme masasında belirleme stresini, yükünü sırtında taşıyan bir emek örgütü olarak o masaya örgütlü gücümüzle oturuyoruz. Yasanın merhameti ile o masada bulunmuş bir yapı değiliz.” diyordu.

Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Memur-Sen Genel Başkanının yaptığı konuşma esnasında Türkiye Kamu-Sen ve KESK’i kastederek “Yasanın merhameti ile masada bulunanlar” sözüne atıfta bulunarak; "Had bilmek diye bir ifade var. Hangi makam ve mevkide olursanız olun had bilmek lazım. İnsanlar konuşmalarını sadece bugünkü durumunuza ya da içinde bulunduğu konjonktüre göre olayları değerlendirince, bugün gönüllerine hoş gelen yarın başlarına bela olabilir. O nedenle had bilmek önemli. Güç zehirlenmesi bu olsa gerek. Her türlü cümleyi hesapsız sarf edenler bir gün güç elinden gidince ah vah deseler de iş işten geçmiştir.

8 Nisan 2019’da Ali Yalçın twiter hesabında:

“Toplu sözleşme masasına çarpık mevzuat ve Yasa'nın merhameti ile değil. Yetki ile oturuyoruz. Kamu görevlilerinin vermediği yetki yasa ile verilemez. İşçi sendikalarında yetkili olamayanlar neden masada değiller? Masada varlığınızı isteyen sizce kim ve niçin isteniyorsunuz?” diyordu.

Ali Yalçın, twitlerinin devamında muhatabı olan sendikaları: ”Dün Dündür, Bugün Bugündür’cüler ilginç paylaşımları ile ‘talip’liklerini ortaya koymuşlar. Yetkili oldukları dönemdeki talep ve teklileri ile çelişerek üstelik.” diyordu.

İsmail Koncuk’un o tarihte söylediği: “İnsanlar konuşmalarını sadece bugünkü durumunuza ya da içinde bulunduğu konjonktüre göre olayları değerlendirince, bugün gönüllerine hoş gelen yarın başlarına bela olabilir.” Sözünün ne derece geçerli olduğunu ve o tarihlerdeki “yasanın merhameti” sözünün bugün adeta “Ali Yalçın’ın merhametine” dönüşmesinin muhatap sendikalarca nasıl karşılanacağını ve Ali Yalçın’ın elini kolunu bağlayıp bağlamayacağını izleyip göreceğiz.

Ali Yalçın’ın dün; “Masanın merhametiyle buradasınız.” dediği muhataplarına bugün; “Gelin birlikte hareket edelim.” Davetinde bulunarak; önce mektup gönderip sonra telefon edip ardından da yüz yüze görüşme ‘talip’liğinde bulunması, “Dün Dündür, Bugün Bugündür’cülerden” olması şeklinde algılanmaz mı?

6 Nisan 2019 tarihli twitinde: “Mevcut yasa, yetkili konfederasyon ve sendikaların görüşmelerinden çekilmesi ya da görüşmelere katılmaması halinde, yetkiyi sahanın yetki vermediği örgütlere devrediyor. Böylece kamu görevlilerinin iradesi ile yetki verdiği emek örgütlerinin pazarlık gücü kırılıyor.” Diyen Ali Yalçın’ın bugünkü tavrı kendi adına izahı zor bir durum ve yaman bir çelişki olarak anılacak gibi…

Ağustos ayında yaklaşmakta olan Toplu Sözleşme, ülkedeki ekonomik durumun memuru memnun edecek bir zam koparabilmekten uzak görünüyor olması, 2019 Ağustos’unda Toplu Sözleşmeye imza atılmamış olmasına rağmen Ali Yalçın ve Memur-Sen’in tepkilerin odağı olmaktan kurtulamaması; Ali Yalçın’ı böyle bir tercihe sevk etmiş görünüyor. Ali Yalçın, pragmatist bir yaklaşımla; gelmekte olan faturayı sahadaki rakiplerine bölüştürme çabasında. Bu durum da muhatap sendikalar; Ali Yalçın’a geçmişteki sözlerini hatırlatıp kenara mı çekilecekler? Yoksa her şeye rağmen birlikte bir duruş sergileme fırsatını mı kullanacaklar? İzleyip göreceğiz…